Bu hastalığın, Dünya’nın bir çok bölgesinde, ülkesinde, “güçsüz” insanları öldürdüğü, istatistik uzmanlarının yorumlarında rahatlıkla görülebilir.

Ancak, “kimlere hiç zarar vermediği – neden zarar vermediği” konusunda, kapsamlı bulguların olmadığı iddia ediliyor...

-*-*-

İngilizlerin ünlü Pazar gazetesi The Observer dün Covid – 19 ile ilgili bir yorum haberde, “günlük vaka sayısının en düşük olduğu 1 Temmuz’da bu rakam 574’tü. 30 Ağustos günü ise bin 402 oldu” değerlendirmesi yapıldı.

Aynı haberde, “aynı tarihlerdeki Covid – 19 bağlantılı ölüm sayıları, günde 40’lardan, günde 5’e indi” saptaması da yapıldı.

-*-*-

Ölüm oranı veya ölüm rakamı düşüyor!

Peki neden?

Observer diyor ki, “bunun sebebini tam olarak kimse açıklayamıyor!”...

-*-*-

KKTC’de bir çok doktorla bu konuda sohbetler ettim. Kimisi ile canlı yayında görüştüm, kimisi ile off the record konuşmalarım oldu... KKTC’de ölüm rakamının çok düşük kalma sebep ya da sebepleri konusunda, ne yazık ki her hangi bir bilimsel açıklama, araştırma yok!

Varsa bile, biz görmedik!

Görenler olmuş olabilir mi?

Ben görmedim o zaman!

Öyle diyelim!

-*-*-

Ama, gerek doktor, gerek eczacı (bilimsel bakabilen)  ve gerekse hepimiz gibi “herbokolog”lardan (sallama gidebilen) toparladığım bilgilere göre, “bağışıklık sistemimiz çok güçlü!”...

-*-*-

Neden bağışıklık sistemimiz çok güçlü?

Şeftali kebabından!

Zivaniyadan!

Alkolden!

Yoğurttan!

Portakaldan!

Havadan!

Bol güneşten!

-*-*-

Bu konuda da bu ülkede net bilgi yok!

Hatta, tescilli bir şişko olarak, diyet konusunda bile bir çok diyetisyen kardeşimizin açıklama ve verdikleri bilgiler; bir birini tutmuyor!

-*-*-

Örneğin kuzu ve domuz yağı insan için çok mu zararlı?

Peki zeytinyağı?

Hatta “karayağ”?

-*-*-

Hangi iklime göre, nerede yapılan, hangi bilimsel açıklamayı ayrıntılı bir şekilde biliyoruz?

KKTC’de, örneğin 40 derece ortalama sıcaklığın olduğu Temmuz – Ağustos aylarında; bannayla sarılmış şeftali kebabı; sağlıksız mı?

“Kesin kanser sebebi” diyenler var!

Oysa, bu iş tıpkı cep telefonu antenlerinin kanser yaydığı hatta saçtığı iddiası kadar gerçektir!

-*-*-

Kısacası demeye çalıştığım şudur; evet herkesin, tüm Dünya’daki büyük çoğunluk bilim insanlarının verdiği bilgiye göre, “Koronavirüs çok çok çok tehlikeli ve öldürücü”...

Burada hemfikiriz!

Ama gripten, kanserden, kalp rahatsızlıklarından daha mı öldürücü?

E değil!

-*-*-

Bu hastalığı tam olarak bilmiyoruz!

Hatta, “Kimse daha hiç bir şey bilmiyor” bile diyebiliriz!

Veya bildiğimiz tek şey; bulaşı azaltmak veya bulaş riskini düşürmek için almamız gereken kişisel tedbirler!

Maske, mesafe, hijyen...

-*-*-

Başka?

Dr. Gülgün Vaiz’in dediği gibi mesela “... İşe gitmek zorunda olmayanlar; kesinlikle sokağa çıkmayın...”

Kendi kendinizi karantinaya alın...

İşe gitmek zorunda olanlar mı?

Maskesiz gitmeyin!

Gereksiz kimseyle temas etmeyin!

Kimseyi yanınıza maskesiz yanaştırmayın!

Tokalaşmayın!

Öpüşmeyin!

Sarılmayın!

Ellerinizi ve yakın çevrenizi sürekli dezenfekte edin!

Eve gelir gelmez, duşunuzu yapın; üzerinizdeki elbiseleri, öteki elbiselerden ayrı yıkayın!

Ve daha tedbir düşünün!

-*-*-

Ülkeye girişte 7 gün karantina kararı alındı!

“Başka çare yoktu”yu kabul ediyorum ama bence “başka çare yoktu”nun ötesinde, “Sağlık Bakanı her akşam barlarda, etkinliklerde, kalabalıklarda olup da sanal alemde ‘karantina yoksa istifa’ diye paylaşım yapanların baskılarına dayanamadı”...

-*-*-

Sağlıkla ilgili tedbirlerin sosyal medya baskısıyla alınması veya alınmaması; sağlıksızdır!

Haliyle ilk defa sağlık bakanını eleştirmek istiyorum!

“Maalesef!”...

-*-*-

Neyse, yedi gün karantina kararı ile birlikte “üç günlüğüne gelecek olanlar hariç” denmesi de “baskı sonucu alınmış karardı”, dün düzeltildi.

Yedi gün kapandık demektir bu!

Kolay gelsin...

Hayırlı olsun...

-*-*-

Sahi, ölüm rakamları veya oranları niye düşmüş olabilir?

Observer’e göre, “kimse tam gerçeği bilmiyor”...

Ama bazı iddialar var...

Mesela “40 yaş atındaki vakalar artıyor ama bunlar güçlü insanlar... Direniyorlar...”

-*-*-

Ölümlerin azalmasının ikinci bir sebebi; ki biz de buna çok dikkat etmeliyiz; “savunmasız insanların”, ilk başa göre, kendi kendilerini korumayı başarmış olmaları.

Türkiye de bunu başardığı sürece, ölüm rakamlarını düşürebiliyordu...

Neyi bu koruma şekillerinden biri?

65 yaş üstü sokağa çıkma yasağı!

Kendimizi savunmasız hissediyorsak, kendi tedbirlerimizi sonuna kadar almak zorundayız.

-*-*-

Hastaneler kendilerini bu konuda çok geliştirdi.

Ki bizde de inşaatı iki ayda bitecek denen pandemi hastanesi korkumuzu bir miktar azaltabiliyor.

Doktorlar kendilerini çok geliştirdi.

Bizde de özellikle beş – on doktorun bu konudaki çabası, ayakta alkışı değil, amuda kalkarak alkışı hak ediyor... Onlar ve hemşirelerimiz ve emeği geçen tüm sağlık çalışanları baş tacımızdır.

-*-*-

İngiltere’de ölümleri azaltan etkenlerden biri olarak, test sayısının çok artması da gösteriliyor...

Ve bir olay daha, “mesafe” kuralı başta olmak üzere, bilinçli insan sayısının artması ve “daha savunmasız” insanların, yani daha kolay ölebilecek insanların daha az hastalanıyor olması...

-*-*-

Ve Observer diyor ki, “yaz aylarında bol güneş gördük bu da D Vitaminini artırmış olabilir”...

Eğer güneş ve D Vitamini gerçekten ölümlerde azalışa sebep olduysa, dün yine 45’lere dayanan sıcakların devamından şikayetçi olmayalım diyecektim...