Deniz Abidin
 
KTÖS Genel Sekreteri Şener Elcil, eğitimin bir ülke için geleceğe yatırım olduğuna dikkat çekerek, KKTC’nin geleceği karanlık bir noktada olduğu için eğitimde bir yönlendirmenin mümkün olamadığını belirtti. Elcil, eğitimin ideolojik rolünün tamamen rant üzerine kurulu olduğunu ifade ederek, iyi ve evrensel değerleri özümsemiş bir birey yaratma yerine edilgen, her söylenilene boyun eğen bireylerin yetiştirildiğine dikkat çekti.  Elcil, sorgulayan ve araştıran bireylerin yetiştirilmediğini belirterek, sistemde sorgulayan ve araştıran bireylerin istenmediğini, her şeye boyun eğen bireylerin yetiştirilmesi istendiği için sistemin bunun üzerine şekillendiğini kaydetti.

“Okulların alt yapısı dökülüyor”

Elcil, bunun bilinçli olarak yapıldığını, devletin birinci görevinin parasız eğitim vermek olmasına karşı,  bu görevinden kaçıldığını kaydetti. Elcil, devletin sorumluluklarından kaçarak eğitimi özele devretmek adına her türlü kolaylığı yaptığını vurguladı. Elcil, devlet bütçesinden eğitime ayrılan payın yüzde 75’inin özel okullara gittiğini kaydetti. Elcil, devlet okullarına ayrılan yüzde 25’lik payla eğitim sisteminin devam ettirilmesinin mümkün olmadığını ifade etti. Elcil, bu nedenle okulların alt yapısının döküldüğüne dikkat çekerek, Şehit Tuncer İlkokulunun yıkıldığını, Gönyeli ve Vadili İlkokulunun da yıkılmaya yüz tuttuğunu belirtti. Bir ay sonra okulların açılacağını anımsatan Elcil, söz konusu binalarının tamir edilmesinin kalan süre zarfında mümkün olmadığını söyledi.
 
“Sunni İslam baskısı yaygınlaştırılmaya çalışılıyor”

Elcil, şöyle devam etti, “Okul binaları yıkılır hale geldi. Her yıl öğretmen eksiklikleri ile başlıyoruz. Kitaplar yetersizdir. Veliler karşılamak zorunda kalıyor. Sınavlar yarış haline geldi. Araç olması gerekirken amaç olmuştur. Kolej sınavında başarılı olunabilmesi için aileler hem maddi yatırım yapmak zorunda hem de manevi yönden etkilenmektedir. Yıllık yaklaşık 60 milyon lira özel ders piyasası var. Son dönemde eğitimde Sunni- İslam baskısı yaygınlaşmaya başladı. Din derslerinin zorunlu konulmasına yönelik baskılar var. Hala Sultan İlahiyat Koleji gibi Suudi Arabistan parasıyla beslenen yapay dini okullar hep bunların sonucudur”

Elcil, Eğitim Bakanlığı’nın işlevini yitirdiğini belirterek, eğitimin TC Elçiliği’nin müşavirleri tarafından idare edildiğini vurguladı. Elcil, üretime dönük eğitim vermek ve geleceğe yatırım yapma konusunda ciddi sıkıntılar olduğunu söyledi.

“Eğitim alınır satılır duruma geldi”

Elcil, “Gençlerin büyük çoğunluğu ailelerin de desteğiyle özel kurs ve okullardan ders alarak kendini geliştirmeye çalışıyor. Ve bu ülkeden bir an evvel kaçmanın yolunu bulmaya çalışıyor. Diğer yandan ise 15 faal, 27 izinli üniversite açılması söz konusudur. Eğitimin alınır satılır duruma gelmesi başka bir rant aracıdır. Bu kadar küçük yüz ölçümüne sahip bir ada ülkesinde bu kadar çok üniversitenin olması dünya rekorlar kitabına girebilecek bir konudur. Bu da bir başka çarpık yöndür. Bu nedenlerledir ki eğitimde iyi bir yöne doğru gitmiyoruz” diye konuştu.

“Hedef siyasi”

Elcil, Atatürk Öğretmen Akademisi gibi ülkenin en köklü yüksek öğrenim kurumunu kapatmak için girişim başlatıldığına dikkat çekerek, hedefin aslında siyasi olduğunu söyledi.

Elcil, bu alanda işsiz öğretmen olmadığını, planlı öğretmen alımı yapıldığına dikkat çekerek, A.Ö.A’nın parasız eğitim kurumu olmasından dolayı diğer üniversitelere kötü örnek olduğunu belirtti.
Elcil, Kıbrıs Türk toplumunun laik ve demokratik bir toplum kimliğine sahip olduğuna işaret ederek, bunun zaman içinde bozulmasının söz konusu olduğunu, yapılmak istenenin  Suudi Arap kültürünü topluma empoze etmek olduğunu kaydetti.

“Atatürk Öğretmen Akademisinin diplomaları tanınmaz diyorlar. Böyle bir şey yoktur. Bu okuldan mezun olan öğretmenlerin diplomasını İngiltere tanıyor. Avrupa’nın birçok yerinde master doktora yapılabiliniyor, bunun örnekleri vardır” diyen Elcil, buradaki girişimin tamamen siyasi olduğunu söyledi.

“Toplumun üretken kimliğini silmeye çalıyorlar”

Elcil, “Biz bu yapılmak isteneni sadece Atatürk Öğretmen Akademisine karşı bir saldırı olarak görmüyoruz. Daha önce Sanayi Holding, KTHY, Ercan Hava Alanı, TEM Otelciler Okulu, Yüksek Hemşirelik Okulu, tarihimizde var olan kurumlardı. Bir bir bunları kapattılar. Toplumun üretken kimliğini silmeye çalıyorlar. Bu Kıbrıs Türk toplumuna bir saldırıdır. Önümüzdeki Eylül ayında okulların eylemle açılıp açılmayacağı hükümetin vereceği karara bağlıdır. Hükümet bu anlaşmayı iptal etmelidir. Bu olmazsa buradaki bu yapıyla ilgili çok ciddi eylem ve grev kararları alacağız” şeklinde konuştu.