Öyle bir zam dalgası var ki yetişmekte zorlanıyoruz.  Çok değil daha iki hafta önce ekmek fiyatları yüzde 25 zamlandı. Ekmek 4 lira oldu.
Zammın hemen ardından Fırıncılar Birliği, “önlem alın yoksa yeni bir zam daha kapıda”  diyordu. Ancak kimse umursamadı.
15 gün geçmeden yeni zam açıklaması geldi. Somun ekmeğin 4 TL'den 5 TL'ye yükseleceği, zammın aralık ayından itibaren geçerli olacağı açıklandı.
Kısaca aybaşından itibaren dört kişilik bir aile her gün kuru ekmek yese günde dört ekmekten ayda 600 TL yapar.
Peki bizde 5 lira olması istenen ekmek Adana’da Mersin’de ne kadar? Sadece 2.5 TL. 
Üstelik daha kaliteli undan yapılıyor. 
Yazık… Günah… Ayıp...
 Vatandaşın ekmeğiyle kim oynuyor? 
Neden her fırıncıya kendi imkanlarıyla Türkiye’den un ithalatına izin verilmiyor? 
Neden sadece piyasada iki büyük firmaya buğday ithalatına izin verilerek, burada kendi değirmenlerinde çekerek un haline getirmelerine ve fiyatı istedikleri gibi belirlemesine izin veriliyor?
Kimse ekmek zammına gerekçe olarak artan dövizden, maliyetlerden söz etmesin. 
Aynı döviz, aynı maliyetler Türkiye için de geçerlidir. O halde bizde ekmek 5 lira olacakken, Türkiye’de nasıl 2.5 liraya satılıyor?
KKTC’nin aylık un tüketimi 2 bin ton. Bu ithal edilemeyecek bir miktar değildir.  Türkiye’de bu miktarda bir unu sadece bir kasaba tüketiyor. 
İsteyen fırın ayda bir kamyon un ithal etse, piyasada tekelleşen iki büyük firmanın tekeli kırılır. Rekabet artar. Vatandaş da bu rekabet ortamında ekmeği Türkiye ile aynı fiyata, aynı kalitede yeme imkanına kavuşur. 
Fakat görülüyor ki birileri milletin ekmeğine göz dikmiş. Ülkeyi yönetenlerin üstüne burada önemli görevler düşüyor.
Milletin ekmeğiyle oynatmayın, gereken tedbirleri çok acil alın…