Ekonomi ve Enerji Bakanı Hasan Taçoy, İstanbul’da düzenlenen İslam İşbirliği Organizasyonu’nun “Yüksek Düzeyde Kamu ve Özel Yatırım Konferansı’na” katıldı.

Bakanlıktan verilen bilgiye göre, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da katıldığı konferansta konuşan Taçoy, Kıbrıslı Rumların, Kıbrıslı Türklerin haklarını ihlal ettiği sürece her zaman bir duvara çarpmış gibi olacaklarına dikkat çekti.

Taçoy, Kıbrıslı Rumları ve tüm ilgili ülkeleri, Kıbrıslı Türklerin adanın doğal zenginlikleri üzerindeki eşit hakları olduğunu kabul etmeye ve buna göre davranmaya çağırarak, bu konudaki diğer tüm seçeneklerin ise hayal gücünden başka bir şey olmadığına vurgu yaptı.

“TÜRKİYESİZ HİÇBİR PROJE HAYAT BULMAZ”

Ekonomi ve Enerji Bakanı Hasan Taçoy, İslam İşbirliği Organizasyonu’nun (İİT) yerel ve özel yatırım konferansına katılmanın büyük bir onur olduğunu söyledi.

Ekonomi ve Enerji Bakanı Hasan Taçoy, öncelikle, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a Kıbrıslı Türklere verdiği büyük destek için minnettar olduğunu belirterek, Türkiye Cumhuriyeti devletine İstanbul’a vardıkları andan itibaren kendisine ve heyetine gösterdiği misafirperverlik için teşekkür etti.

Taçoy, İslam İşbirliği Organizasyonu Genel Sekreteri Sayın Dr. Yousef A. Al-Othaimee ve Müdürlüğü’ne Kıbrıs Türk’ü insanına verdiği destek için de teşekkür etti.

Hasan Taçoy, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a hitaben; “Sizin bilgelik içeren ‘Türkiye ya da Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni görmezden gelen herhangi bir proje Doğu Akdeniz ülkesinde gerçekleştirilemez’ cümlenizin Doğu Akdeniz bölgesindeki varlığımızı güçlendirdiğini görüyoruz” dedi.

Libya ile yapılan son denizcilik anlaşmasının, kesinlikle bir kez daha Doğu Akdeniz’de Türkiye olmadan hiçbir şeyin elde edilemeyeceğinin açıkça belirten bir oyun değiştirici olduğunu ifade eden Taçoy, Türkiye son sözü söylemeden kimsenin harekete geçmemesi gerektiğini aktardı.

Kıbrıslı Rumların hak ihlal ettiği sürece bir duvara çarpmış olacaklarına dikkat çeken Taçoy, Kıbrıslı Rumları ve tüm ilgili ülkeleri, Kıbrıslı Türklerin adanın doğal zenginlikleri üzerindeki eşit hakları kabul etmeye ve buna göre davranmaya davet ettiğini, bu konudaki diğer tüm seçeneklerin hayal gücünden başka bir şey olmadığını kaydetti.

Üye devletlerle ortak bir geçmişi ve kültürü paylaşan Kıbrıs Türk Devleti’nin, bu organizasyonun gururlu bir gözlemcisi olduğunu ve İİT'nin hedeflerine tam anlamıyla bağlı olduğunu ifade eden Taçoy, KKTC’nin, İİT ülkeleri ile olan ilişkilerinin ticaret, eğitim ve turizm dahil olmak üzere çeşitli alanlarda geliştiğini belirtmekten memnuniyet duyduğunu söyledi.

Hasan Taçoy, konuşmasına şöyle devam etti:

“Bununla birlikte, son olarak 1-2 Mart 2019 tarihlerinde Birleşik Arap Emirlikleri ve Abu Dhabi'de Kuzey Kıbrıs ile İİT üye ülkeleri arasındaki alınan sayısız kararlar doğrultusunda işbirliğini geliştirmek için hala çok fazla alan var. Bu kararlar, üye devletleri her alanda Müslüman Kıbrıslı Türklerle olan etkin dayanışmayı güçlendirmelerini, onlarla yakın ilişki kurmasını ve kendilerine uygulanan insanlık dışı izolasyonu aşmalarında, ilişkilerini arttırma ve genişletme konusunda maddi ve politik yönden yardım etme çağrısında bulundu. Ekonomik işbirliği olanaklarını araştırmak, ulaşım, turizm ve bilgi gibi alanlarda yatırım yapmak, Müslüman Kıbrıslı Türklerle kültürel ilişkiler ve spor sözleşmeleri geliştirmek, Kıbrıs üniversitelerinden öğrenci ve akademisyen değişimi de dahil olmak üzere, Türklerle işbirliğini teşvik etmek amacıyla, Müslüman Kıbrıslı Türklerle delegasyon alışverişinde bulunma çağrısında bulunmaktadır.”

Ekonomi ve Enerji Bakanı Taçoy, bunların yanında BM Genel Sekreteri'nin 2483 sayılı kararında onayladığı ve sendikası iki tarafı yerel ve uluslararası olarak kabul ettiği en son raporu olan “Kuruluşların üstesinden gelebilecek engellere takılmadan işbirliği yapmaları (s/2019/562)” mesajına dikkat çekti.

Taçoy, bu hususun kabul edilemez durumun değiştirilmesine yönelik bir mesaj olduğunu ve bu çağrının, Kıbrıs'ta müzakere edilen bir çözüm için, adadaki iki tarafın ve uluslararası kuruluşların müzakere edilen bir anlaşmayı beklemeden doğrudan iletişim ve işbirliği içinde olmaları gerektiğini gösterdiğini kaydetti.

“KAPSAMLI BİR ANLAŞMAYA DOĞRU ATILAN ADIM YOK”

Kıbrıslı Türk ve Rumlar arasında birçok müzakere denemesinden sonra, kapsamlı bir anlaşmaya doğru atılmış adım olmadığını itiraf etmesi gerektiğini belirten Taçoy konuşmasına şu şekilde devam etti:

“Kıbrıslı Rumların kabul edilemez iradeleri ile birlikte, haklarından vazgeçerek silahsızlanma hakkını kaldırmaları istenmektedir. Dahası, Türkiye'den Güneydoğu Akdeniz'deki sismik ve sondaj hidrokarbon gemilerini geri çekmelerini istiyor. AB'nin şımarık çocuğu olarak, Kıbrıslı Türklerden Maraş ile ilgili yeni görüş ve davranışları değiştirmelerini isteme konusundaki kabul edilemez tutum gösteriyorlar. Tüm bunlar Kıbrıslı Türklerin asla pes etmeyecekleri şeylerdir. Bu nedenle, İİT ve üye devletlerinin İİT kararları doğrultusunda uluslararası topluma önderlik edeceğini umuyor ve BM'nin doğrudan Kıbrıslı Türklerle iletişim kurmasını ve işbirliği yapmasını diliyor ve istiyorum.”

Hasan Taçoy, KKTC’nin bir iç pazara ve sınırlı doğal kaynaklara sahip küçük bir ada ekonomisine sahip olduğunu hatırlattı ve “Küçük boyutuna rağmen, Kuzey Kıbrıs adil bir büyüme oranına sahiptir. Ekonomiye 2018 yılında yüzde 70 ile hizmet sektörü hakimdir. Hizmet sektöründe ticaret, turizm, yüksek öğretim, ulaşım, iletişim, finans kurumları, sağlık, ticari hizmetler, kamu hizmetleri ve diğerleri yer almaktadır” diye konuştu.

KKTC’de ekonominin yüzde 40’ını oluşturan yükseköğretim, devlet tarafından aktif olarak teşvik edilmekte ve desteklenmekte olduğunu anlatan Bakan Taçoy, bu nedenle bir ada devleti olarak, KKTC'nin “Yüksek Öğrenim Vahası” olduğunun düşünüldüğünü aktardı.

KKTC'de, 13 ülkeden 101 bin 26 öğrenci, 20 üniversite ve 65 ülkeden 5 binin üzerinde akademisyen bulunduğunu anlatan Hasan Taçoy, turizm sektörünün, Kıbrıs Türk ekonomisinin ana bileşeni olduğunu, KKTC sınırları içerisinde yer alan tüm oteller ve diğer turistik tesislerin de uluslararası standartlara göre çalıştıklarını dile getirdi.

KKTC’nin lüks turizm olanakları ile turizm ve Eko-Turizm alanlarına özel ilgi fırsatı sunduğuna dikkat çeken Taçoy, hükümetim yabancı yatırımları Kuzey Kıbrıs'a aktif olarak teşvik ettiklerini ve bu fırsatı üye ülkelerden yatırımcıları KKTC’ye davet etmek ve yatırım fırsatları ve sunulan teşvikler hakkında daha fazla bilgi edinmek için davet ettiğini söyledi.

Bakan Taçoy, KKTC’de özellikle turizm sektöründe yatırım fırsatları bulunduğuna vurgu yaptı ve konuyla ilgili konuşmasını şu şekilde sürdürdü:

“Oteller ve konferans turizmi, yat turizmi ve yat limanı gibi özel ilgi turizmi ülkemizdeki yabancı iş adamlarını bekleyen yatırım fırsatlarından sadece birkaçıdır. Sağlık Turizmi ve Tarımsal Sanayi gibi yeni gelişen alanlar, özel sektör ve yabancı yatırımcılar için cazip yatırım alanları olarak kabul edilmektedir. Kuzey Kıbrıs'a yatırım yapmak isteyenler hükümetimizin desteğinden emin olabilirler. Bakanlığım, Ekonomi ve Enerji Bakanlığı, Devlet Planlama Teşkilatımız, Kıbrıs Türk Yatırım Tanıtım Ajansı ve İİT ülkelerindeki temsilcilerimiz dahil olmak üzere ilgili bakanlıklar, potansiyel yatırımcıların ve iş yapmak isteyenlerin sunduğumuz kapsamlı fırsatlar ve teşvikler hakkında daha fazla bilgi edinmek için hizmetindedir.”