Yeni Bakış'tan Deniz Abidin'in haberin göre, Sivil toplum örgütü temsilcisi, hükümetin fiyat istikrar fonunu azaltarak, mazot zammını geri çekerek, artışın süte yansımaması için sübvansiyon uygulama kararı almasının, ekonomiyi ayağa kaldırmak için yeterli olmayacağını belirtti

BES Başkanı Yalınkaya: “Başarıya ulaşmak mümkün görünmüyor”

Belediye Emekçileri Sendikası (BES) Başkanı Mustafa Yalınkaya, üretime dayalı olmayan ve kendine ait bir para birimi olmayan bir ülke ekonomisinde ne kadar tedbir alınırsa alınsın başarıya ulaşmanın mümkün olmadığını belirtti. Yalınkaya, Ankara’ya bağlı oldunduğunun bilinen bir gerçek olduğunu ifade ederek, alınmaya çalışılan bir takım tedbirlerin alım gücünü korumaya yönelik gibi göründüğünü, ancak yüzde 98 talebe dayalı olan bir ekonominin ayağa kalkacağından umutlu olmadığını belirtti. 

“Bütçenin yüzde 80’i dışarıya gidiyor”

Yalınkaya,  hükümetin fiyat istikrar fonunu azaltarak, mazot zammını geri çekerek vatandaşın rahatlamayacağına dikkat çekerek, eşel mobilin kalktığı günden bu yana maaşlı çalışan insanların alık gücünün yıllar içinde zayıfladığını kaydetti. Yalınkaya, döviz karşısında Türk Lirasının bu kadar çok değer kaybetmesinin vatandaşın alım gücünü o oranda düşürdüğünü belirtti. Yalınkaya, ülke olarak sadece Türkiye’den yardım alınmakla birlikte ithalata dayalı ekonominin bütçenin neredeyse yüzde 80’nini dışarıya verdiğini söyledi. 

“Ekonomik kriz kaosu da beraberinde getirecek”

Yalınkaya, söz konusu paranın büyük bir kısmının Türkiye’ye geri gittiğini ifade ederek, şöyle devam etti, “Türkiye ile istişare edilerek yeniden istikrar fonunun oluşması durumunda bir takım temel ihtiyaç maddelerinin devlet eliyle vatandaşa yansıyacak şekilde sübvanse edilmesi sağlanabilir. Bu ayrı bir tartışma konusudur. Diğer taraftan bilindiği gibi inşaat sektörü dövize dayalı bir sektördür. Buna bağlı olarak vatandaşın bankaya olan borcu neredeyse yüzde 90’ı dövizdir. Bu nedenle ülkede yaşanan bu ekonomik kriz korkarım ki kaosu da beraberinde getirecek” 

EL-SEN Başkanı Öksüzoğlu: “Alınan tedbirler geçici”

EL-SEN Başkanı Umut Öksüzoğlu da, hükümetin ufak çapta aldığı tedbirlerin alım gücünü artırmada yeterli olmayacağını belirterek, “Türk Lirasını kullandığımız sürece ne yazık ki alınan tedbirler geçicidir” dedi. Öksüzoğlu, piyasada Türk Lirasının erimesinin ülkeyi bu hallere kadar sürüklediğini belirterek, Türkiye’nin aldığı önlemlerin buna çare olmadığını ve biraz gerileme seyretmesinin ardından dövizin yeniden bir yükselişe geçtiğini kaydetti. 

“Umutlu değilim, ekonomi daha da kötü hale gelebilir”

Öksüzoğlu, bu durumda Kıbrıs’ta bir çözümün kaçınılmaz olduğunun bir kez daha görülmekte olduğuna dikkat çekerek, bunu takiben Euro’ya geçilmesinden başka çare olmadığını söyledi. Öksüzoğlu, yapıdan kaynaklı iyileştirici bir sonuca varılamayacağını belirterek, Kıbrıs’ta bir çözüm olmadan farklı bir para birimine geçmenin mümkün olmadığını, bunu Başbakanın da ifade ettiğini söyledi. Öksüzoğlu, şunları belirtti, “Ekonomik yönden bir düzelme olacağına dair umutlu değilim. Türk Lirasının erimesiyle birlikte umarım daha kötü günlere gitmeyiz. Türkiye’deki seçimin getireceği durum ekonomiyi daha da kötü hale getirmesi söz konusu olabilir”

TEL-SEN Başkanı Soysan: “Alınan tedbirler palyatif” 

TEL-SEN Başkanı Tamay Soysan ise, hükümetin ekonomiyi düzeltmek adına almış olduğu tedbirlere bakıldığında bunun palyatif olarak alınan tedbirler olduğunu söyledi. Soysan, ülkenin tanınmamış olması, Kıbrıs sorununun hala çözülmemesinin temel ana unsurları oluşturan konular olduğunu kaydetti. Soysan, Türkiye’deki enflasyon oranına göre Türk parasında bir erimenin söz konusu olduğuna dikkat çekerek, KKTC’de hükümette olan yönetimin almış olduğu tedbirlerin ülke ekonomisi içinde yeterli olmadığını söyledi. 

Soysan, halkın alım gücünü ucuzlatacak, halkı rahatlatacak tedbirlerin alınması gerektiğini kaydetti. 

“Esas sorunun temel kaynağı Kıbrıs konusu”

Soysan, şunları söyledi, “Örneğin gümrüklerde geçtiğimiz ay içinde alınan bazı tedbirler oldu. Sivil topum örgütleri ve ekonomistler bu konuda uyardı. Alınan bu tedbirin denetimi yapılmazsa bu konuda herhangi bir rahatlama olmayacak diye uyarılarda bulunuldu. Ancak bize göre esas sorunun temel kaynağı Kıbrıs sorunu oluşturmaktadır. İthalat ve ihracat söz konusu olduğunda ve bu on katı haline geldiğinde böyle bir durumda enflasyon oranındaki erime ile birlikte bilhassa ihracatın 150 milyon dolarda olması, ithal edilen 2 milyar liralık ürünlerle birlikte dışa bağımlılığın bir göstergesi durumuna geliyor. Bu da kendi içimizde başvurduğumuz bir takım tedbirlere neden oluyor, ancak yeterli olmuyor”

“Eğitimden sağlığa kadar toplumun cebinden çıkıyor”

Tamay Soysan, halkın markete alışverişe girdiği zaman temel tüketim maddeleri üzerinde herhangi bir rahatlama olmadığını gördüğünü ifade ederek, eğitimden tutun da sağlığa kadar toplumun cebinden çıkmakta olduğuna vurgu yaptı. Soysan, hükümetin bugün mazota zam yapmamış olabileceğini, 10 lira artıracaktık ama yapmadık dediğini, ancak 2 ay sonra 15 lira artırılmayacağının garantisini kimsenin veremeyeceğini söyledi. Alınan geçici tedbirlerin topluma hiçbir ekonomik getirisinin olmadığını belirten Soysan, bütün sorunların ana kaynağının Kıbrıs konusu ile birlikte gelişemeyen ekonomik yapı olduğunu kaydetti.