Tuğçe Ülkü Aydın

Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS) Yönetim Kurulu, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 10 Temmuz Salı günü KKTC’ye yapacağı ziyareti protesto etmek amacıyla, TC Lefkoşa Büyükelçiliği önünde sembolik eylem ve basın açıklaması yaptı. 
KTÖS’ün eylemine Çağ-Sen ile Birleşik Kıbrıs Partisi de destek verdi. “Cami Bahane Siyaset Şahane, Önce Okul Önce Hastane” pankartının açıldığı eylemde, KTÖS Genel Sekreteri Şener Elcil bir açıklama yaptı; KTÖS Başkanı Emel Tel ise, KTÖS ile Arif Hasan Tahsin Vakfı’nın ortak basın bildirisini okudu. 

Öte yandan ellerinde KKTC ve Türk bayrakları ile TC Lefkoşa Büyükelçiliği önüne gelen Kıbrıs TMT Mücahitler Derneği, Sönmezliler Ocağı, Türk Barış Kuvvetleri Gaziler Derneği ile Milliyetçi Demokrasi Partisi temsilcileri ise KTÖS’ün yaptığı eylemi protesto etti. 

ELCİL 

KTÖS Genel Sekreteri Şener Elcil, eylemde yaptığı açıklamada, kendileri için 6 Temmuz’un önemine işaret ederek, Kıbrıs Türk tarihinde önemli bir şahsiyetin Kutlu Adalı’nın katledildiği gün olduğunu söyledi. 

Kıbrıs Türk toplumunun varlığı, bu topraklara tutunması için kalemiyle uğraş veren Adalı’nın “faili meçhul değil, faili meşhur bir cinayete kurban gittiğini” savunan Elcil, Adalı’nın verdiği mücadele önünde saygıyla eğildiğini, bu mücadelenin devam ettiğini vurguladı. 

Türkiye’de yaşanan seçim sürecine değinen Elcil, Türkiye’deki seçimin, olağanüstü hal koşullarında, demokratik olmayan koşullarda yapıldığını savundu. 

Seçim sonucunda malumun ilanının gerçekleşerek, Recep Tayyip Erdoğan’ın yeniden Cumhurbaşkanı olduğunu ifade eden Elcil, tek başına iktidar ve ülkeyi yönetme yetkisinin Recep Tayyip Erdoğan’a teslim edildiğini kaydetti. 

Konun kendilerini yakından ilgilendirdiğini, çünkü 1974 yılından bu yana adanın kuzeyinin Türkiye’nin kontrolünde olduğunu ileri süren Elcil, “Türkiye’den nüfus taşıyarak burada bizim karşımıza dikmekle ilgili bir süreç yaşanıyor” iddiasında bulundu. 

İnsanları karşı karşıya getirme, içte bir çatışma yaratma anlayışıyla karşı karşıya olunduğunu ileri süren Elcil, kendilerinin demokrasi ve insan haklarına inandıklarını kaydetti. Elcil şöyle devam etti: 

“O çerçevede de Kıbrıs Türk toplumunun haklarını korumaya ve bu ülkede Kıbrıs’ın eşit egemen ortağı olarak yönetimde kendi ayakları üzerinde duran, kendini yönetebilen bir anlayışı hayata geçirmek için uğraş vermeye devam edeceğiz.”

Kıbrıs Türk toplumunun dayatmalarla karşı karıya bulunduğunu öne süren Elcil, Kıbrıs Türk toplumun kültürünün, kimliğinin varlığının değişmesine dönük baskıların hat safhaya ulaştığını savundu. 

“ÜLKENİN İHTİYACI OLAN BİLİMDİR, EĞİTİMDİR, SAĞLIKTIR”

Haspolat’ta yapılan ve 33 milyon dolar harcandığını söylediği camiyi örnek gösteren Elcil, şöyle devam etti: 

“Bu bizim açımızdan yanlıştır. Ülkenin ihtiyacı olan bilimdir, eğitimdir, sağlıktır. Öncelik tamamen dini yatırımlara verilerek, din üzerinden siyaset yapılması bizim karşı çıktığımız önemli bir noktadır. Hiçbir zaman insanların dini inancı bu ülkede sorun olmamıştır. Kıbrıs Türk toplumu ve Rum toplumu din için savaşmamıştır.”

BASIN BİLDİRİSİ 

Elcil’in konuşması ardından ise, KTÖS Başkanı Emel Tel, KTÖS ile Arif Hasan Tahsin Vakfı’nın ortak basın bildirisini okudu. 

TC Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın önümüzdeki hafta adanın kuzeyine bir ziyarette bulunup, vakit bulursa bir de cami açılışı yapacağının basının gündemine yansıdığı ileri sürülen bildiride, Türkiye’de AKP ve Erdoğan’ın iktidar olmasında önemli bir dönüm noktası olan 15 Temmuz’daki darbe girişiminin hemen sonrasında başlayan “insan avının” yüz binlerce insanın işten atılmasına, sürgüne ve hiçbir sebep gösterilmeden hapse gönderilmesine sebep olduğu ileri sürüldü. 

Eğitim-Sen’in verilerine göre 41 bin 005 öğretmen ve akademisyenin işten atıldığı, 327 öğretmenin sürgüne gönderildiğini, onlarcasının da hapse atıldığı öne sürülen bildiride, hapse atılan öğrenci sayısının da 62 bini aştığı savunuldu. 

“SÜNNİ İSLAM BASKISI…”

“Akademisyenlerin, öğretmenlerin, yazarların, aydınların, gazetecilerin her türlü demokratik haktan mağdur edilerek, ithamlarla işten çıkartılıp, hapse atılması Türkiye’de demokrasinin ve insan haklarının açıkça rafa kaldırıldığını ortaya koymaktadır. Türkiye’de oluşan bu karanlık tablo, adanın kuzeyinde yaşayan herkes için de endişe vericidir” iddiasına yer verilen bildiride, 33 milyon dolar ödenerek inşa edilen caminin de, Kıbrıs Türk toplumuna “sünniislam baskısı” yapıldığının en güzel örneği olduğu savunuldu. 

Geçtiğimiz akademik yılda 83 öğrencinin okul yokluğu nedeni ile okula gidemediğine dikkat çekilen bildiride, Eğitim Bakanlığı ile TC Elçiliği arasında yaşanan olumsuzluklar nedeni ile okul alt yapılarına ve kitap basımına ayrılan bütçenin yarısının TC Elçiliği tarafından kesilmesinin, siyasi dayatmanın büyüklüğünü ortaya koyduğu öne sürüldü. 

Bildiride şu ifadelere yer verildi: 

“Bizim önceliğimiz sünniislamı yaymak değil, çocukların bilimsel, laik, demokratik ve vicdanı hür yetişmesini sağlamaktır. Camilere ve dini maksatlara harcanan korkunç mali imkanların daha çok okul, daha çok hastane ve daha çok toplumsal refah yaratacak üretim araçlarına gitmesi gereklidir. Bu cami için harcanan 33 milyon dolar ile otuz üç tane okul, üç tane daha Mağusa Hastanesi büyüklüğünde hastaneler yapılabilirdi.”

“Bu ülkede açılışlar olacaksa çocukların yüzünün güleceği okulların açılışı yapılsın, hastaların deva bulacağı hastanelerin açılışı yapılsın, vatandaşların evine güvenle varacağı yolların açılışı yapılsın” denilen bildiride, toplum mühendisliği karşısında uyanık oldukları ve her alanda mücadele etmeye devam edileceği vurgulandı.