Erhürman, Protokolde yer alan bazı maddelerden dolayı Türkiye ile kurulacak ilişkilerin zarar gördüğünü, bu ilişkinin vesayet ilişkisine indirgenmek istendiğini ancak buna engel olacaklarını vurguladı. Meclis Genel Kurulu’na hitap eden Erhürman, 5 hafta aradan sonra imzalanan protokolü görebildiklerini, geçmişte imzalanan protokollerde yer alan maddelerin de uygulanamadığını anımsattı, “Bunlar yazıyor ama yapmıyor” hikayelerinin yeniden duyulacağını ifade etti. Hükümetin hayata geçiremeyeceği uygulamaları protokole koyduğuna dikkati çeken Erhürman, Bu kalkınmaya yönelik bir anlaşma değildir, Türkiye ile ilişkilerimiz vesayet ilişkisi değildir, o anlayışla önümüze bir protokol getirme hakkınız da yoktur. Bu memleket size bunları yaptırmaz. Daha önce de yaptırmadı. Bunlar bu memleketin yararına değil, kalkınma ile hiç ilgili değil” dedi. 

“MÜDAHALEYİ TATAR DA DOĞRULADI”
Toplumdan sır gibi saklanan protokolü imzalayan kişinin artık Başbakan olmadığını kaydeden Tufan Erhürman, müdahale mahsulü bir yapıya meşru demeyeceklerini söyledi ve geçtiğimiz gün bir TV programına katılan Ersin Tatar’ın da bu konudaki sözlerini anımsattı. Tatar’ın “Bu müdahale dedikleri şey yıllardan beri bu ülkede vardır” sözlerine atıfta bulunan Erhürman, bu ifadelerin müdahaleyi tescillediğini vurguladı. Erhürman, protokolde öngörülen kaynağın 4 milyar 250 milyon olduğunu, 2020’den ve 2021’den devreden rakamların işin içine katılmasıyla birlikte öngörülen kaynağın aslında 2 milyar 150 milyon TL olduğunu dile getirdi. 

“BU PROTOKOLDE NE PARA VAR, NE EKONOMİ, NE DE KALKINMA…”
Protokolün içerisinde sendikal haklar, toplu iş sözleşmeleri, toplantı ve yürüyüş haklarının budanacağı maddeler yer aldığına vurgu yapan Genel Başkan Tufan Erhürman, “Bu protokolde ne para var, ne ekonomi, ne de kalkınma” dedi. Din İşleri Başkanlığı’nın Evkaf’tan alınım merkezi idareye bağlanacak olmasını da eleştiren Erhürman, bunun ekonomi ve maliyeyle ilgisinin ne olduğunu sordu. Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Erhan Arıklı’nın bu eleştiriler karşısında “Zamanı geldiğinde konuşuruz” sözlerine sert tepki gösteren Genel Başkan Tufan Erhürman, “Bizim adımıza neye imza attığınızı açıklamak zorundasınız” dedi. 

“ANAYASAL DÜZENİ DEĞİŞTİRME ANLAŞMASI”
Hükümetin Türkiye imzaladığı metnin dünyanın hiçbir yerinde ekonomik ve mali işbirliği protokolü olamayacağının altını çizen Erhürman, “Bu anlaşma, ülkenin anayasal düzenini, kurumsal yapısını, temel hak ve özgürlükler açısından değiştirme anlaşmasıdır” dedi. Hükümetin diline adeta pelesenk ettiği “İstikrar”, “Ateşten gömlek giymek” ve “Elini taşın altına koy” sözcüklerini halkın artık duymak istemediğinin altını çizen Erhürman, Reform sözcüğünü paspas ettiniz. Dünyanın hiçbir yerine reform denilerek temel hak ve özgürlükleri sınırlayan bir metin ortaya konmaz. Dünyanın her yerinde reform denildi mi temel hak ve özgürlükler alanının genişletilmesidir. Siz reform dediğiniz metnin içinde sendikal haklara, toplu iş sözleşmesi haklarına müdahale ediyorsunuz. Yetmedi toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkına da müdahale ediyorsunuz” dedi. 

“KIBRIS TÜRK HALKI SİZE BUNLARI YAPTIRTMAZ!”
Hükümetin daha önce yerel yönetimler reformu adı altında bir yasa tasarısını hayata geçirmeye çalıştığını ancak halkın ve muhalefetin buna müsaade etmediğini dile getiren Erhürman, “Daha önce de hayat pahalılığını donduracağız dediniz, yapamadınız. Toplu İş Sözleşmesini kaldıracağız dediniz, yapamadınız. Şimdi ise bu protokolde yapmayı taahhüt ettiğiniz şeyleri yapmaya kalkarsanız yine yapamayacaksınız. Kıbrıs Türk halkı size bunları daha önce de yaptırmadı, şimdi de yaptırtmayacak. Zaten gayrı meşru hükümetin temsilcilerisiniz, bir de gayrı meşru işler yapmaya kalkmayın” ifadelerini kullandı.