Başbakanlık Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü’nden verilen bilgiye göre, ziyaretlerde Erhürman’a, Başbakanlık Müsteşarı Berkan Tokar, Sanayi Odası Başkanı Candan Avunduk ve Oda yetkilileri de eşlik etti.

Tesislerde yapılan görüşmelerde, 2017 yılı itibarıyla rakının en fazla ihracatı yapılan üçüncü ürün olması, buna mukabil genelde alkollü içeceklerin en fazla ithal edilen beşinci ürün kategorisini oluşturması değerlendirilerek, yerli alkollü içkilerin ithalatı ikame etme potansiyeli, özellikle zivaniya, şarap ve brandi gibi hammaddesi de yerli olan ürünlerin piyasada daha fazla yer bulması ve bağcılık faaliyetlerinin artırılmasının koşulları gibi konular ele alındı.

Başbakan Erhürman ziyaretlerde üretim tesislerinde çalışan işçilerle de görüşerek çalışma koşulları hakkında bilgi aldı.

Ziyaretlerde verilen bilgilerden ve yapılan görüş alış verişlerinden sonra değerlendirmelerde bulunan Başbakan Erhürman, 2017 verilerine göre alkollü içkiler alanında ülkeye 40,633,000 dolar civarında ithalat yapıldığını, buna mukabil 13,409,000 dolar civarında rakı ihracatımız olduğunu, ihracatta artış sağlama potansiyeli değerlendirilirken, yerli üretimin özellikle turistik tesislerde ve lokantalarda daha fazla tüketilmesi sağlanarak ithalatın ikame edilmesi olanaklarının da dikkate alınması gerektiğini söyledi.

Erhürman sözlerini şöyle tamamladı: “Türk Lirasının döviz karşısında değer kaybetmesi sonucunda aylardan beri yaşamak zorunda kaldığımız acı deneyim ve benzer şeylerin doğal olarak Türk Lirası kullanan Türkiye Cumhuriyeti’nde de yaşanması sebebiyle gündeme gelen sıkıntılar, doğru alanlarda, kaliteli üretim yapmanın ve istihdam yaratmanın önemini hepimize bir kez daha göstermiştir. İhracatta üçüncü büyük kalemin rakı olmasına mukabil, ithalatta beşinci büyük kalemin de alkollü içkiler olması dikkat çekicidir.

Ülkemizde başta turizm sektöründe ve lokantalarda olmak üzere azımsanamayacak miktarda alkollü içki tüketilmektedir. Yerli üretimin yeterli olmaması durumunda bu, çok daha fazla ithalat demektir. Alkollü içki tüketimi asla teşvik edeceğimiz bir şey değil. Ama bu tüketim devam ettiği müddetçe de bu alanda ithalatı mümkün olduğunca azaltmak ve ihracatı mümkün olduğunca artırmak, bir yandan dış ticaret açığımızı az da olsa kapatmak, diğer yandan istihdamı ve tarımsal üretimi artırmak açısından önemlidir. Bu nedenle, sanayide, tarımda ve ekonominin genelinde doğru planlama yapmak, doğru ve kaliteli ürünlerin üretilmesini sağlamak zorundayız. Bunun için bir yandan rakı, vodka ve sofra şarabi gibi ürünlerin turizm sektörüne yerelden satılması, diğer yandan da zivaniya, şarap ve brandi gibi tamamen yerli olan ürünlerde kalitenin, tanıtımın ve pazarlamanın geliştirilmesi son derece önemlidir.

Son dönemde, bu alandaki ürünlerin çeşitlendiğini, özellikle zivaniya ve şarapta kalitenin artması ve tarımda bağcılığın çoğalması yönünde girişimlerin yapıldığını mutlulukla gözlemlemekteyim. Bugün iki üretim tesisinde de çalışanların çok büyük bir çoğunluğunun vatandaş olduğunu öğrenmiş olmak benim açımdan ayrıca memnuniyet verici. Yaptığımız görüşmeler, bu alanda üreticilerle iş birliği içinde atabileceğimiz daha pek çok adım olduğunu göstermektedir. Daha fazla iş birliği yapacağız, doğru alanlarda ve kaliteli üretimi ve istihdamı artıracağız. Evet kötü bir deneyim yaşadık ama bu kötü deneyim bir yandan da nereye doğru ilerlememiz gerektiğini hepimize bir kez daha gösterdi. Hükümeti oluşturan tüm parti başkanları hükümetin devamından yana olduğunu ortaya koymuşken ve Türkiye-KKTC ilişkilerinde yaratılmaya çalışılan algının tersine herhangi bir sorun olmadığı yetkili ağızlardan defalarca dile getirilmişken bu suni gündemlerle daha fazla zaman kaybetmememiz gerekiyor. Moral bozukluğuna yenilmeyeceğiz, çok daha fazla çalışacağız ve sosyal ve ekonomik kalkınma yönündeki adımları hep birlikte atacağız”