Yeni Bakış'tan Deniz Abidin'in haberine göre, Taşınmaz Mal Komisyonu Başkanı Ayfer Said Erkmen, komisyona bugün itibarıyla 6 bin 413 müracaat olduğunu belirterek, bunlardan Bin 86’sının ise, çözülmüş olduğunu belirtti. 

Erkmen, 884 tane başvurunun pazarlık yolu ile çözüme kavuştuğunu ifade ederek, Bin 86 tane başvurudan ise, 175 tanesinin geri çekildiğini söyledi. Erkmen, bunun sebebinin mal sahipliğini ispat edememe olduğunu veya verilen teklifi az bulmasından kaynaklandığını belirtti. Erkmen, Rum Bakanlar Kurulu’nun bu konuda aldığı bir takım tedbirlere dikkat çekerek, Güney’deki bir Rum’un Kuzey’deki malını ipotek göstererek bankalardan kredi alabilmekte olduğuna işaret etti. Erkmen, Güney’deki bir Rum’un Kuzey’deki malını başka bir Rum’a Güney’de satabilmekte olduğuna da işaret ederek, Rum Hükümetinin bu işlemden herhangi bir transfer ücreti almadığını söyledi. Erkmen, Kıbrıs Rum Hükümetinin aslında bir bakıma, komisyona gelmeyi engelleyecek her türlü girişimde bulunmakta olduğuna dikkat çekti. 

Erkmen, Taşınmaz Mal Komisyonunun işleyişi hakkında bilgi vererek, komisyon tarafından alınan kararı mal sahibinin beğenmemesi durumunda, Yüksek Mahkemeye başvurduğunu, Yüksek Mahkemenin davanın esasına bakmadan usul yönünden herhangi bir aksaklık olup olmadığını incelediğini kaydetti. Yüksek Mahkemenin kararının da kabul görmemesi durumunda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) yolunun açıldığını anlatan Erkmen, sürecin bu şekilde çalıştığını kaydetti.

“166 tane davaya ilişkin hala bir ödeme yapılmadı”

Ayfer Said Erkmen, Taşınmaz Mal Komisyonu’nun işleyişinde hiçbir sıkıntının olmadığını ifade ederek, komisyonun normal görevini yapmakta olduğunu belirtti. Erkmen, komisyonun her hafta toplanıp karar aldığını belirterek, tek sıkıntının ödeme olduğunu, onun da KKTC Devletine ait olduğunu söyledi. Erkmen, şöyle devam etti, “Bu konuda AİHM’in açıklaması, komisyonun etkinliğiyle ödemeler ayrı tutulmalıdır yönünde olmuştur. Biz mahkemeyiz. Kararı alırız. Ödeme yapılmamışsa ilgili mahkemede hak aransın. 166 tane çözümlenmiş olan davaya ilişkin hala bir ödeme yapılmadığını biliyoruz. Bütçenin açılması bekleniyor denildi. Bizim komisyon olarak istediğimiz kamulaştırma sisteminin bir an önce kurulmasıdır. Komisyonun hızlı çalışması KKTC’deki mülkiyet yapısını değiştirmekte Rum tarafının müzakerelere Kuzeye yönelik taleplerinin gerekçesini zayıflatmaktadır. Müzakerelerde toprak düzenlemesi 1974’te evlerini terk eden Rumların bir bölümünün mülklerine geri dönmesi temelinde tartışılmaktadır. 

Bugün toplumlararası görüşmeler, Rum nüfusunun ne kadarının geri döneceği yönündedir. Rum mallarının üzerinde bulunan uluslararası pürüzün kaldırılması önemlidir. Kamulaştırma,  Avrupa hukukuna göre yabancılara ait toprakların kamulaştırılarak legal zemine oturtulması demektir. Parasını öderseniz, üzerindeki pürüz ortadan kalkar. Biz bunu ne kadar çok hızlandırırsak bu pürüz de ortadan kalkacaktır ve Rumların Kuzey’de hak ve hukuku da kalmayacaktır.”

“Şerefiye vergisi alınması şarttır”

Taşınmaz Mal Komisyonu Başkanı Erkmen, finansmanın sağlanması için geçmiş hükümetlere bazı önerilerde bulunduğunu belirterek, bugün gelen yeni hükümete de finansman örnekleri sunmak istediğini kaydetti. Erkmen, bunlardan bir tanesinin işlerin çabuklaştırılması için şerefiye vergisinin alınmasının büyük önem taşıdığını belirtti. Erkmen, yaklaşık 6 yıl önce veresiye vergisinin gündeme geldiğini hatırlatarak, parası ödenmiş Rum topraklarının kamulaştırıldığı zaman arazinin nemalandırılmasının söz konusu olduğunu söyledi. “Rum malı 50 bin Sterlin, yanındaki Türk malı bir arazi 100 bin Sterlin” diyen Erkmen, bu pürüzün kalkması durumunda söz konusu malın nemalandığını ifade etti. Erkmen, bundan yüzde 15 civarında bir şerefiye vergisi alınması gerektiğini söyledi. Böyle bir verginin dünyanın her yerinde geçerli olduğunu belirten Erkmen, “bir yol açılıyor ve yanındaki bütün arsalar bir anda değer kazanıyor. Bu nedenle bu işin hızlanması için bir şerefiye vergisi şarttır. 

Bu vergi geçmedi diye Türkiye’nin yardımı da azaldı. Bu kamulaştırılmış ve kimseye tahsis edilmemiş olan mallar tekrar satışa konmalıdır. Döner sermaye şeklinde ödenmemiş olan Rumların ödenmesi bu şekilde sağlanabilir” diye konuştu. 

“Rumlar yanaşmasa da takas olmalı”

Erkmen, bir diğer örneğin takas olduğunu belirtti. Erkmen, yasada tazminat takas ve iadenin söz konusu olduğunu anımsatarak, Rum tarafının hiçbir zaman takasa yanaşmadığını söyledi. Erkmen, Rum Tapu Dairesinin takas işlemlerinde elinden gelen zorluğu çıkarmakta olduğuna vurgu yaptı. “Bu durumun üzerine gitmemiz gerekir” diyen Erkmen, Rumlardan takasla ilgili çok teklif geldiğini, ancak elde envanterin olmadığını kaydetti. 

“Türkleşmiş mallar satışa sunulmalı”

13/2008 yasasına da dikkat çeken Erkmen, en az üç yıl kirada olan devlete ait mal veya maliki olduğu malın hemen yanındaki bir arazinin orijinal mal sahibi ile anlaşılıp Taşınmaz Mal Komisyonu’na başvurulduğunu belirtti. Erkmen, şunları söyledi, “Eğer üç yıl ve üzerinde bir kişi devletten mal almışsa, söz konusu Türk, gidip Rum ile anlaşıp yine kendisinin ödemesi kaydıyla komisyona müracaat yapabilir. Örneğin, Rocks Otel’in alımı bu şekilde oldu. Kiracı Rum’u ödeyerek mal sahibi oldu. Yani Türkleşmiş mallar satışa sunulmalıdır. Bu yöntem de ödemelerin hızlandırılması konusunda bir araçtır.”

“50 bin dönüm Türk toprağı el değiştirdi”

Erkmen, 2009 yılı verilerine göre, Kuzeydeki Rum toprağının 1 milyon 400 bin dönüm olduğunu belirterek, Güneydeki Türk toprağının ise 541 bin 235 dönüm olduğunu kaydetti. Erkmen, Rum tarafının 2016 yılında yayımladığı istatistik rapora göre, 541 bin 235 dönümün 492 bin dönüme düştüğü belirtildi. Erkmen, bunun 50 bin dönüm civarı bir malın el değiştirdiği anlamına geldiğini ifade etti. 

“Güzelyurt’taki otellerin müracaatları geri çekildi”

Erkmen, Crans Montana sürecinden sonra 31 adet otelin komisyona müracaatta bulunduğuna işaret ederek, Güzelyurt’taki otellerin müracaatlarının ise, geri çekildiğini kaydetti. Erkmen, bunun nedenini bilmediğini, bu kişilere bir söz verilmiş olabileceğini belirtti. Erkmen, 15 adet başvurunun bu evrede geri çekildiğini anlatarak, geriye Rumlara ait 16 otel için yapılan başvuru olduğunu, bunun yarısına yakınının ise, ödendiğini kaydetti. Erkmen, “Rum tarafının iddiasına göre, Kuzey’deki 166 otel illegaldir. Yaptığımız incelemeye göre, 166 otelin 133 tanesi Rum toprağı üzerine inşa edilmiştir” dedi. 

“Komisyona ayrılan bütçe yetersiz”

Erkmen, hükümetlerin Taşınmaz Mal Komisyonuna 75 milyon lira bütçe ayırmakta olduğunu belirterek, bu rakamın az olduğunu, bazen 22 milyon sterline kadar kararlar alınmakta olduğunu kaydetti. Ayfer Said Erkmen, hükümet ile henüz görüşmediğini, ancak Başbakan ve İçişleri Bakanı ile görüşmek istediğini belirterek, problemleri ve çözüm önerileri konusunda fikir alışverişinde bulunacağını söyledi. 

“Maraş ile ilgili 275 tane müracaat bekliyor”

Erkmen, Kapalı Maraş’ın Abdullah Paşa Vakfına ait olduğuna yönelik 2005 yılında Mağusa Kaza Mahkemesinin kararı olduğunu anımsatarak, Taşınmaz Mal Komisyonu olarak Maraş ile ilgili 275 tane olan müracaatın hiçbirini çözmediklerini kaydetti. 541 ve 789 sayılı BM Güvenlik Konseyi kararına göre Maraş’a ancak 1974 yılı mal sahibi ve kullanıcıları döneceği hususunu anımsatan Erkmen, şöyle devam etti, “Mağusa Mahkemesi böyle bir karar aldı. Evkaf İdaresi ise, bu karada taraf olmak istedi. Bu defa Rum tarafının avukatları bunu Yüksek Mahkemeye taşıdı. 

Yüksek Mahkeme evkafın taraf olamayacağını çünkü 1974 mal sahibinin veya onun mirasçılarının başkaları olduğu kararına vardı. Dolayısıyla reddetmiş oldu. Bu sefer de evkafın avukatları üç hakimli yüksek mahkemeye konuyu taşıdı. 

Burada ise Taşınmaz Mal Komisyonu Vakıflar İdaresini mademki taraf yaptı denilerek, mal sahipliğinin kabul edilmiş olunduğunu kabul etti denildi. Yani bizim yetkimiz olan yetkiyi onlar kullandı. Rum tarafının avukatları Mağusa Mahkemesinin aldığı kararın iptal edilmesi için bu konuyu istinaf mahkemesine götürdü. Duruşma 25 Mart’ta görüşülecek. 275 tane olan müracaat için yüksek mahkemenin kararını bekliyoruz.”