Mert Özdeş

Uzun süren suskunluğun ardından Diyalog’a konuşan 3’üncü Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu iç ve dış politikaya ilişkin önemli mesajlar verdi. “Mevcut iktidarın başarılı olmasını istiyorum ama bazı zafiyetlerin olduğunu onlar da biliyor” diyen Eroğlu, seçim döneminde UBP’ye yardımcı olabileceğini söyledi. Eroğlu “isterlerse yardımcı olurum. İstennmiyorsa o zaman keyfime bakarım”dedi.

“HÜKÜMET EDENLER HALKIN BEKLENTİLERİNE DİKKAT ETMELİ”

Ulusal Birlik Partisi’nin icraatlarını vatandaşın değerlendireceğini belirten Eroğlu şunları kaydetti;
“Ben değerlendirmeye kalksam ‘Eroğlu, emekliliği hazmedemedi’ diyebilirler. Neticede mevcut iktidarın başarılı olmasını isterim. Zafiyetler var mı? Evet var. Tahmin ederim onlar da bunları biliyorlar ve düzeltme yoluna gideceklerdir. Hükümet edenler halkın beklentilerine dikkat etmeli. O koltuklara oturan arkadaşlar ülke insanının refahına yönelik beklentilere cevap verecek çalışma içinde olmalı.”

“UBP İSTERSE YARDIMCI OLURUM. İHTİYAÇ YOK DENİRSE KEYFİME BAKARIM”   

Seçim döneminde UBP’ye desteğini sürüp sürmeyeceğinin sorulması üzerine Eroğlu sözlerini şöyle sürdürdü:
“1976’dan beri UBP’nin içindeyim. UBP denince akla ilk gelen isimlerden biri benim. Dolayısıyla yardım istenirse yardımcı olurum. Yardıma ihtiyaç yok denirse ben de keyfime bakarım. Siyasi partiler iktidar için seçime girerler. Manevi destek görebilecekleriyle de iş birliği içinde olmaya çalışırlar diye düşünüyorum.”

“RUMLAR ZİHNİYETİNİ DEĞİŞTİRMEYECEK”

Kıbrıs sorunu konusunda sürdürülen müzakerelerde, BM’den bir isteksizlik gördüğünü söyledi. Crans Montana’nın ardından BM Genel Sekreteri Gutteres’in hevesinin kırıldığına dikkat çeken Eroğlu, “Yeniden masaya dönülmesi konusunda endişelerim var” dedi.

Kıbrıslı Rumların esas niyetinin ortada olduğuna işaret eden Eroğlu, “Kıbrıs Cumhuriyeti’nden vazgeçmek istemiyorlar. Bu niyet değişmedikçe Rumların bir anlaşmaya evet diyeceğine inanmıyorum. Sayın Akıncı, çözümün gelecek nesillere kaldığını ifade etmiştir. Ancak gelecek nesillerin de karşısına aynı zihniyet çıkacaktır. Doğrusu Rumların zihniyetlerini değiştireceğini düşünmüyorum” dedi.

POLİTİKA DEĞİŞİKLİĞİ ÖNERDİ

Eroğlu şunları söyledi:
“Bir politika değişikliği gerekiyor. Öncelikle iç meselelerle ilgilenilmeli. Vatandaş iyi bir yönetim ve ekonomik sorunların asgariye indirilmesini istiyor. Dış dünya ile temaslar artırılarak izolasyonlardan kurtulmanın yolları zorlanmalı. Otururken bu işler başarılamaz. Bütün siyasi partilere de bu noktada görev düşer. Dolayısıyla bana göre artık bu sorunu çözmek için yeni politikalar ortaya koymanın zamanı gelmiştir.”

MASADAN RUMLAR KAÇTI

Masadan kaçan ve anlaşmaya imza atmayan hep Rum tarafı olduğunu belirten Eroğlu, bunun dünyaya iyice anlatılmasını istedi.

Eroğlu, “İzolasyonlar kaldırıldığı takdirde Kıbrıs Türkü çok rahatlayacaktır. Başta Avrupa ülkeleri olmak üzere bize uygulanan bu insanlık ayıbından vaz geçilmeli. Bunun için de bütün siyasi partilerin katılımıyla yoğun bir faaliyet içine girilmelidir. Bunu sadece Türkiye ve hükümetten beklemek yerine iş birliği içinde bu doğrultuda çalışmalıyız. Aynı mesajı vermeliyiz” dedi.

‘FEDERAL ÇÖZÜM’ KARARININ KALDIRILMASI TARTIŞMALARI

Meclis’in almış olduğu ‘Federal Çözüm’ kararının kaldırılması yönündeki tartışmaları değerlendiren Eroğlu, şöyle devam etti:

“Maalesef bu konuda siyasi partiler arasında bir fikir birliği yok. Kendilerini sol olarak kabul eden partiler, politikalarını ‘Federal Çözüm’ üzerine kurmuşlardır. Bu politikadan vazgeçmeleri halinde durumlarının ne olacağı endişesi içerisindeler. Siyaset günün koşullarına göre hareket etme sanatıdır. 1968’den beri federasyona bağlandık. “Bu çözüme muhtacız, politika değişiklini düşünmüyoruz“ dediğiniz sürece Rum masada zamana oynar ve bizim çözülmemizi bekler. Bence artık siyasi partilerin tümümün bugüne kadar peşinde koştuğumuz bu çözüm şeklinin bütün iyi niyetimize rağmen gerçekleşmediğini dikkate alarak yeni bir politika üretmeleri gerektiğini düşünüyorum.”

“MEVCUT PARAMETRELERDE ISRARIN FAYDASI YOK”

Cumhurbaşkanı Akıncı’nın “Sorun BM parametrelerinde değil, Rumların zihniyetindedir” açıklamasının hatırlatılması üzerine Eroğlu, Mevcut parametrelerde ısrarın bir faydası olmadığına dikkat çekti.0

Eroğlu şunları söyledi, “BM iyi niyet misyonu çerçevesinde yürütülen müzakerelerde bugüne kadar Rumların tavrı ortadadır. Annan Planı’nda olduğu gibi bundan sonra da ortaya konacak bir başka anlaşma metnine Rumların ‘Evet’ diyeceğini kim söyleyebilir. Bu çerçevede yürütülen müzakereler ile bir anlaşmaya varılacağına inanmayanlardan biriyim. Genel Sekreter’in de bu inancı taşıdığını düşünüyorum.”

“Sayın Akıncı’ya “iki devletli çözüm” açıklaması nedeniyle bir bedel ödettirmeye çalışıyorlar. ‘Denktaş’laştı’ diyorlar. Sayın Talat için de söylemişlerdi bunu” şeklinde konuşan 3. Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, kendi kendimizi suçlama hastalığından kurulmamız gerektiğine işaret etti.

“SOLCU DA SAĞCI DA GELDİ ANLAŞMA OLMADI”

Eroğlu şunları söyledi, “Kendi kendimizi suçlama hastalığından da kurtulmak mecburiyetindeyiz. Sol yıllarca Sayın Denktaş’ı “çözüm istemiyor” diye suçladı. Sayın Talat, Hristofyas ile anlaşamadı. Ben geldim “zaten Eroğlu anlaşma istemez” dediler. Crans-Montana’da önemli tavizler vermiş olmasına rağmen şimdi de Sayın Akıncı’yı ‘Denktaş’laştı’ diyerek suçluyorlar. Solcu da geldi, Sağcı da geldi bir anlaşma olmadı. Anlaşma metinlerini kabul etmemize rağmen Rumlar anlaşmaya imza koymadı. Peki, hala neden kendi kendimizi suçluyoruz? Bundan vazgeçelim artık. “Rum anlaşma istemiyor” diyerek bunu ağız birliğiyle tüm dünyaya duyurmamız lazım.”

“KKTC’NİN VARLIĞINI HİSSEDEREK DIŞA AÇILMALI”

Federasyona saplanıp kalındığına dikkat çeken Eroğlu “Değişiklik alternatifleri bulmak siyasi partilerin üzerine düşer. Statümüzün yükseltilmesi için dış dünyaya açılmamız gerekir. Türkiye’nin dış gücünden faydalanmamız lazım. ‘KKTC’yi tanıyın’ deseniz belki bugün tepki doğacaktır. Ama KKTC’nin varlığını hissettirerek dışa açılmalı. Bugünkü koşullarda bu pek kolay değil. Ancak Türkiye’nin dost bildiği ülkeler ile açılım yaparak statünün yükseltilmesine çalışılmalı. Türkiye büyük bir devlettir. Açabileceği bir çok kapı vardır.”