3’üncü Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu Rum tarafının uzlaşmaz tutumuna, desantralizasyon diye bir konuyu masaya taşımasına ve oyalama taktiklerini sürdürmesine rağmen Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın masaya alternatif çözüm önerileri koymadığınu belirterek, bunu “Kıbrıs Türk halkı adına büyük şansızlık” diye niteledi.

Rum tarafının Crans Montana’da yaptıkları ortada olduğunu belirten Eroğlu, “Akıncı’nın Rumların uzlaşmazlığını dünyaya göstermek için federasyonda ısrar ettiğini söylemesi inandırıcı değil, gerçeklerle de bağdaşmıyor” ifadelerini kullandı.

Derviş Eroğlu, Rum liderin en önemli ve en fazla güven yaratacak unsur olan hidrokarbon aramaları konusunda ortak hareket edilmesi için Türk tarafının önerilerini kabul etmeyerek denizlerde ciddi bir gerginlik yarattığını belirterek, “Yeni güven artırıcı önlemler alındığını açıklamak tuhaf bir durum oluşturdu” dedi.

“YANLIŞ ALGILARI ÖNLEMEK ADINA BAZI KONULARA AÇIKLIK GETİRMEKTE FAYDA GÖRÜYORUM”

Cumhurbaşkanı Akıncı’nın dün akşam BRTK’da katıldığı programda kendisine bazı noktalarda gönderme yaptığını kaydeden Eroğlu, “Benim egemenlik ve devletimizin varlığıyla ilgili tutumum ortadayken birilerinin kalkıp benim egemenliğimizden vazgeçtiğimi iddia etmesi abestle iştigaldir, yanıltıcıdır ve kendilerinin yanlışlarını örtme gayretidir” dedi.

Eroğlu, yazılı açıklamasında şunları kaydetti:
“Cumhurbaşkanı Sayın Mustafa Akıncı katıldığı televizyon programında bazı noktalarda bana göndermelerde bulunmuştur. Bu nedenle, yanlış algıları önlemek adına bazı konulara açıklık getirmekte fayda görüyorum. Öncelikle belirtmeliyim ki benim 14 Şubat 2014’te Rum lider Nikos Anastasiadis’le bir ortak açıklama yapmaktaki temel gayem Rum tarafını görüşme masasına çekmek, 22-23 Ocak 2012’de ABD’de Green Tree’de yaptığımız son zirve toplantısı öncesinde dönemin BM Genel Sekreteri Ban ki Moon tarafından bizlere bildirilen ancak Hristofyas tarafından reddedilen ‘end-game’, yani ‘son oyunun’ Anastasiadis’le oynanması ve Kıbrıs konusunda bir anlaşılamayacağının ortaya çıkması suretiyle bir nokta konulması idi. Benim egemenlik ve devletimizin varlığıyla ilgili tutumum ortadayken birilerinin kalkıp benim egemenliğimizden vazgeçtiğimi iddia etmesi abestle iştigaldir, yanıltıcıdır ve kendilerinin yanlışlarını örtme gayretidir.”

“EGEMENLİĞİN KIBRIS TÜRKLERİ İLE KIBRIS RUMLARINDAN KAYNAKLANACAĞI RUM TARAFINA İLK KEZ 2014 ORTAK METNİNDE KABUL ETTİRİLDİ”

11 Şubat 2014’te Rum lider Nikos Anastasiadis’le imzaladıkları metinde egemenliğin de olduğunu belirten Eroğlu, şunları kaydetti:

“Ortak açıklama metninde, oluşturacağımız yeni ortaklığın Birleşmiş Milletlere üye diğer devletlerden daha faklı bir egemenliğe sahip olmayacağı ifade edilmiştir ancak diğer taraftan da bu egemenliğin Kıbrıslı Türklerle Kıbrıslı Rumlardan eşit şekilde kaynaklanacağı net bir şekilde kayda geçirilmiştir. Geçmişte buna benzer prensiplerin taraflar arasındaki tartışmalarda gündeme geldiği bilinmekle birlikte egemenliğin Kıbrıs Türkleri ile Kıbrıs Rumlarından kaynaklanacağının Kıbrıs Rum tarafına ilk kez bu metinle kabul ettirilmiş olması gözlerden kaçmamalıdır. Ortak açıklamada vurgulanan bir başka önemli husus da yeni ortaklıkta iki kurucu devlet olacağı ve bunların eşit statülerinin bulunacağıdır. Bunun kayda geçirilmiş olması da büyük önem taşımaktadır. Kurucu devletlerin yetki alanlarına giren konulara federal devletin müdahale edemeyeceğinin kabul edilmiş olması da ortak açıklama metnine olumlu yaklaşmamızı sağlayan önemli bir etken olmuştu.”

“11 Şubat 2014, Eroğlu-Anastasiadis Ortak Açıklamasında , ‘ortaya çıkacak durumun tek yanlı olarak değiştirilmesinin’ yasaklanmış olması da gözden kaçmamalıdır” diyen Eroğlu, şunları da kaydetti:

“Yani, Kıbrıs Türk Halkı’nın 1963 yılı sonunda yaşadığı acıları bir daha yaşamaması için gerekli olan bir yasaklama, ortak açıklama metnine girmişti.
Kıbrıs Rum tarafının açıkça kabul etmekten kaçındığı kurucu Devletler’in artık yetkileri ilkesi de 11 Şubat 2014 ortak açıklama metninde kayda geçirilmişti.
Geçmişin tartışmalı konularından biri olan yeni ortaklığın vatandaşlığına ilaveten kurucu Devletler’in de iç vatandaşlığa sahip olacaklarının kayda geçirilmiş olması da ayrıca olumlu bir husus idi. Hal böyleyken ve bizzat Sayın Akıncı’nın kendisi 11 Şubat 2014 Ortak Açıklamasına sahip çıkarak referans noktalarının içine koymak isterken şahsıma yönelik yanıltıcı göndermelerde bulunulması bana göre doğru olmamıştır.”

“SİZ BENİM TEK SEÇENEĞİM FEDERASYONDUR. BAŞKA ÇAREM VE SEÇENEĞİM YOKTUR’ DERSENİZ KARŞI TARAF SİZİNLE OYNAR”

Mustafa Akıncı’nın dün akşamki açıklamalarına işaret eden Eroğlu, şöyle devam etti:

“Sayın Akıncı’nın bana yönelik bir başka göndermesi de hala federasyon görüşmekteki ısrarına ve federasyondan başka alternatifimiz yoktur demesine yönelttiğim eleştiri ile ilgilidir. Bir kere daha ifade etmekte fayda görüyorum; ‘Siz benim tek seçeneğim federasyondur. Başka çarem ve seçeneğim yoktur’ derseniz karşı taraf sizinle oynar, size istediğini yaptırmak için sonuna kadar gider.”

“TÜRKİYE’NİN TELKİNLERİNİ, KIBRIS TÜRK HALKINI VE MECLİSİN ÇOĞUNLUĞUNUN İRADESİNİ DİKKATE ALMAYAN AKINCI BÜYÜK BİR HATA YAPMIŞTIR”

“Bana göre, KKTC’nin tanınması mümkündür” şeklinde konuşan 3. Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, şunları ekledi:

“ Sayın Akıncı’nı Crans Montana’da itiraf ettiği ancak sonradan inkar ettiği gibi son oyun İsviçre’de oynanmış ve beşli konferansta Kıbrıs’ta bir federal çözüme ulaşılmasının mümkün olmadığı ortaya çıkmıştır. Eğer biz bunda ısrar etseydik, Rum uzlaşmazlığı sonucu ortaya çıkan bu durumdan sonra dünyaya artık alternatifleri masada ele almak istediğimizi kararlı ve ısrarlı bir şekilde ortaya koysaydık BM bizim dediğimiz noktaya gelecekti.
Ancak, Sayın Akıncı, Türkiye’nin bu yöndeki telkinleri ile Kıbrıs Türk Halkı ile KKTC Meclisi’nin büyük çoğunluğunun bu yöndeki iradesini dikkate almayarak büyük bir hata yapmıştır. Geç de olsa halen Sayın Akıncı’nın yapması gereken Rum liderin garantiler ve siyasi eşitliğimiz konusundaki netleşmiş olumsuz duruşunu gerekçe göstererek oynanan oyuna son vermektir.”

“SAYIN AKINCI’NIN YAPMASI GEREKEN BAŞKA ÇÖZÜM ŞEKİLLERİNE KAPI AÇILMASINI TALEP ETMEKTİR”

Eroğlu, şunları da ekledi:
“Sayın Akıncı’nın yapması gereken BM’ye Kıbrıs Türk Halkı’nın çok büyük bölümünün Rum uzlaşmazlığının kemikleştiğini düşünerek federasyonu mümkün görmediğini iletmek ve başka çözüm şekillerine kapı açılmasını talep etmektir. Aksi takdirde gidilecek köy şimdiden görülmüştür. Rum tarafı sonuna kadar Türkiye’nin etkin ve fiili garantisini tamamen ortadan kaldırmak için uğraşacak, asla gerçek bir siyasi eşit olarak bizimle Devlet yönetimini paylaşmaya yanaşmayacaktır.
Rum isteklerine boyun eğilerek gerçekleşecek bir anlaşma ise halkımız için çözüm değil 1974 öncesinden de beter bir duruma dönüş anlamına gelecektir.”