Önce “evde karantina” konusuyla ilgili kısa bir yorum yapmak istiyorum...

Bundan sonra, otelde karantina yerine, bazı “iyi durumdaki pozitif kişileri”, tüm Dünya’da olduğu gibi evlerinde karantinaya alsak; her mahallede, gönüllü insanlar belirleyip, sokağa çıkma yasağını ihlal edenleri saptasak ve karantina oteli yerine, bir mağaraya soksak olmaz mı?

Elektronik kelepçeyi aylardır “insanlığa kaşrı suç işlememiş mahkum ve tutuklular” için de öneriyordum; burada da önereyim...

Gönüllü mahalle bekçileri yerine, elektronik kelepçe uygulaması başlatsak...

Ne bileyim; kamuoyu yoklaması yorumundan önce bunları yazmak istedim de...

-*-*-

Gezici Araştırma Şirketi, son yaptığı anket sonuçlarını dün Lefkoşa’da Eziç Restaurant’ta düzenlediği basın toplantısıyla kamuoyuyla paylaştı.

Cumhurbaşkanı adaylarımızın oy oranları ile ilgili “sonuçları” ele alıp, bazı yorumlar yapalım mı?

-*-*-

Haydi yapalım...

Elbette özellikle “cumhurbaşkanlığı seçimi ile ilgili sonuçlar” gönlünüzde yatan aslanla ilgili “mutlu son” mesajı içermediği için kızıyor olabilirsiniz ama bence kızmayın...

Ne mi yapın?

Kızıp da ona buna sanal alemde çamur atmak yerine, maskenizi takın, kapı kapı dolaşın...

Adayınıza oy toplayın!

Yani kalan süreyi kolay yol olan tweet atmak yerine desteklediğiniz adayın seçilmesi için koşarak geçirebilirsiniz.

-*-*-

Efendim, “biz sokaktayız, zaten koşmaktayız, halkın nabzını tutuyoruz, asla bu sonuçlara inanmayız” diyorsanız, keyfiniz bilir...

Kimse başınıza silah dayayıp, “bu sonuçlara inanacaksınız” diye baskı yapmıyor...

-*-*-

Daha önce de benzer yorumu yaptım; bir daha yapıyorum...

UBP, eğer anketteki gibi bir oy oranına sahipse ve UBP’liler, kendi adaylarını ankette belirtildiği gibi desteklerse; Ersin Tatar, ilk turun en rahat ismidir.

Ersin Tatar’ın en büyük avantajı haliyle partisi... Sokak da öyle demiyor mu?

-*-*-

“Yüzde 40’a yakın oya sahip UBP’den 10 puanlık kaçış dahi olsa, Ersin Tatar ikinci tur için çok rahattır” demek sanırım yanlış olmaz.

Ama aynı Ersin Tatar’ın, başbakan olduğu güne kadar en az yedi yıl tüm ülkeyi kasaba kasaba, köy köy, ev ev, kapı kapı dolaşmış olması, bozulmamış Kıbrıslılığı ve Türkiye ile en barışık aday görüntüsü; çok ciddi avantajlarıdır...

Dezavantajı mı?

Evet, ülkedeki sağlık alt yapısının yetersizliğinin üzerine atılmaya çalışılması en büyük dezavantajı... Herkes çok iyi farkındadır ki, bu konuda elden geleni yapmaya çalıştığı da ayrı bir gerçek...

-*-*-

Gelelim CTP’ye...

CTP, eğer yarın seçim yapılsa yüzde 26 oy alacak gibi duruyor.

İktidar ortaklığı veya ana muhalefet garanti yani!

Cumhurbaşkanı adayı Tufan Erhürman’ın oy oranı ise yuvarlak hesap yüzde 15...

Demek ki CTP’nin yuvarlak hesap 10 puanı başka bir adaya gidecek!

Mevcut aday yapısı içerisinde, bu 10 puanın Erhan Arıklı’ya gitmeyeceği kesin!

Seçim tarihine bir aydan kısa süre kaldı.

Mevcut sağlık koşulları ve kısıtlamalarının tüm zorluklarına rağmen, CTP’nin bu “kaçacağı belirtilen oylarının yarısı partiye dönerse”, ilk turun iddialı isimleri arasında kesinlikle Tufan Erhürman da var demektir.

-*-*-

CTP’nin tüm “kaçan oyları”, illa ki Mustafa Akıncı’ya gidecek diye bir şey yok tabii ki ama büyük çoğunluğunun adresinin orası olduğu net bir şekilde görülebiliyor.

Evet Mustafa Akıncı...

Sokaktan elde ettiğim izlenime göre Mustafa Akıncı’nın en büyük destekçisi, yine daha önce de yazdım; Türkiye’deki bazı siyasiler ve Türkiye’deki medyanın “tamamı”...

Havuz içerisindeki ve havuz dışındaki medyanın tamamı, Akıncı’ya saldırdıkça, gerek CTP’de Tufan Erhürman’a destek vermeyeceği belirtilen 10 puanlık kesim, hatta gerekse HP ve DP gibi partilerdeki “Kıbrıslılık tutkunları”, “Mustafa Akıncı” diyor...

Akıncı’nın asıl gücü Türkiye medyasındaki “Kıbrıslılık iradesini görmezden gelen züppe atmosfer”...

Bazen, öyle tavırlara tanık oluyorum ki, aklıma garip garip komplo teorileri de gelmiyor değil yani...

Sanki perde gerisinden Akıncı’nın seçilmesi için çaba harcanıyormuş havasından söz ediyorum...

-*-*-

Toplamda 11 aday dün resmileşti.

MDP’nin adayı Dr. Fuat Çiner, bağımsız adaylar Arif Salih Kırdağ, Dr. Ahmet Boran, Mustafa Ulaş ve Alpan Uz... Bu dört adayın çok yüksek bir oy oranına ulaşabilmeleri, anket şirketlerinin kapanması anlamına gelir....

Sokak da farklı bir sonuç vermiyor... 

Ama şu veya bu nedenle yüzde 3 desek; gördüğümüz tüm anketlerden elde ettiğimiz sonuçlara göre, Tatar, Erhürman ve Akıncı’nın dışında kalan 4 adayın yüzde 15 oranının üzerine çıkmaları, matematiksel anlamda pek mümkün gibi durmuyor...

Bu noktada “çok çaba, çok örgütlenme, çok kapı dolaşma” gibi aktiviteler eğer “düşük katılım oranı” ile buluşursa, bu adaylar arasında yüzde 15’i aşabilen mutlaka olur.

-*-*-

Ama seçimlere katılımın normal olması da düşük olması da en çok “büyük partilerin adaylarına yarar”...

Neden?

Çünkü sandığa en çok gidecek olan onlardır da ondan...

-*-*-

Kısacası, beğenin veya beğenmeyin; seçime 26 gün kala bence sokağın durumu da üç aşağı – beş yukarı Gezici anketindeki gibidir...

“Hata payı”nı da değerlendirdiğimizde; manzara budur...

Bu sonuç değişir mi?

İlk turda birinci değişmez; ikincilik yarışı kızışır.

-*-*-

Hemen kızmanıza hiç gerek yoktur...

11 adayımızın tümü bizim canımız, ciğerimizdir.

Allah tümüne sağlık ve başarı versin.

Eğer sonuçları beğenmediyseniz; inanmıyorsanız; güvenmiyorsanız; sakın kızmayın... Tam aksine kızmak yerine, bu kalan üç buçuk haftayı koşarak geçirmenizi tavsiye ederim...