CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman, federasyonun, BM Güvenlik Konseyi (GK) kararlarında açıkça belirtilen çözüm formülü olduğuna işaret etti, “"İki devletli çözüm" gerçekten çözümse ve şu anki durumun aynen devamı anlamına gelmiyorsa, her şeyden önce KKTC'nin tanınmasını gerektiriyor” dedi.

Erhürman sosyal medya hesabından yaptığı açıklamasında, "Federasyonu onlarca yıl görüştük olmadı" ya da "Kıbrıslı Rumlar federasyon istemiyor" demenin yeterli olmadığını, önemli olanın alternatifin daha kısa sürede çözüm getireceği, bu halkın hak ve çıkarlarını çözümden önce ve sonra daha iyi koruyacağı yönündeki iddiaları gerekçelerle temellendirmek olduğunu vurguladı.

Erhürman’ın açıklaması şöyle:

“Federasyon, BM Güvenlik Konseyi (GK) kararlarında açıkça belirtilen çözüm formülü. "İki devletli çözüm" gerçekten çözümse ve şu anki durumun aynen devamı anlamına gelmiyorsa, her şeyden önce KKTC'nin tanınmasını gerektiriyor.

Bunun için de BMGK kararlarının değişmesi şart. BM'nin 5 daimi üyesinin kimler olduğunu da herkes biliyor. İki devletli çözümü bu halkın önüne hedef olarak koyacaksanız önce bunların nasıl gerçekleşeceğini açıklamak durumundasınız. Bu yetmez. Federasyonda, özellikle mülkiyet ve nüfusta Kıbrıs Türk halkının varlığı açısından güvence sağlayan iki bölgelilik ve anayasallık ilkelerinin "iki devletli çözüm" formülünde nasıl korunacağını da açıklamak gerekiyor.

Bir de çözümden önce ticarette, sporda ve diğer tüm konularda dünyaya açılmak konusundaki bütün taleplerimizin zemini olan BMGK kararları çerçevesindeki "çözüm irademiz"den vazgeçtiğimiz zaman dünyaya nasıl açılabileceğimizi...

"Federasyonu onlarca yıl görüştük olmadı" ya da "Kıbrıslı Rumlar federasyon istemiyor" demek yetmez. Önemli olan "alternatif"inizin daha kısa sürede çözüm getireceği, bu halkın hak ve çıkarlarını çözümden önce ve sonra daha iyi koruyacağı yönündeki iddialarınızı gerekçelerle temellendirmek. Sn. Tatar'ın deyişiyle "masal" olanın federasyon mu yoksa iki devletli çözüm mü olduğunu daha iyi anlayabilmek için bu konuları halk önünde açıklığa kavuşturmak gerekiyor...”