DAÜ İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi, Yrd. Doç. Dr. Metin Ersoy, günümüzde medyanın içinde bulunduğu durumu kişi hak ve özgürlüklerin korunması hakkında Yeni Bakış gazetesinden Deniz Abidin'e değerlendirmelerde bulundu.

Metin Ersoy,  medyanın sürekli gelişmekte olduğunu belirterek, yeni medya düzeni ile birlikte artık habere ve bilgiye daha hızlı, kolay ve ucuz ulaşılmak olduğumuzu söyledi. Ersoy, medyadaki hız ve rekabetin ne yazık ki bazı sorunları da beraberinde getirdiğine dikkat çekerek, haberde doğruluğun zaman zaman ihmal edilmekte olduğunu kaydetti. Ersoy, haberi hızlı verelim derken doğruluğunu tam olarak teyit etmeden bazı bilgilerin dolaşıma sokulabildiğini belirterek, bunun da beraberinde habercikteki etik sorunları getirdiğini söyledi.

Ersoy, ülkemizde medyanın dünyadaki diğer örneklere göre farklı yöne gittiğini ifade ederek, dünyada basılı gazetelerin bir bir online hale dönüşüp kapanırken, ülkemizde ise her geçen gün yeni bir gazetenin yayım hayatına başladığını belirtti. 

Ersoy, kişi hak ve özgürlükleri hem devlet hem de sistemin denetçisi medya tarafından korunması gerektiğine vurgu yaparak,  “yasaların yetersiz kaldığı yerlerde ise hak ve özgürlüklerimiz medya ve etik değerlerle desteklemeli ve hak haberciliği anlayışı ile daha çağdaş ve demokratik bir toplum oluşumuna katkı sağlamalıyız” diye konuştu.

“Gazetecilere olan güven kaybı hızlanmakta”

Ersoy, alternatif medya olarak tanımlanan bazı online haber sitelerinin ise yaptıkları "tık yemi" haberlerle okuyucuları kandırarak sitelerine yönlendirmeye çalıştıklarına vurgu yaptı. 

Metin Ersoy, şöyle devam etti, “Bu hem bir etik sorun yaratıyor hem de gazetecilere olan güven kaybını hızlandırıyor. Medyamız her ne kadar da demokratik ve çok sesli görünse de siyasi bağlantılar, parti gazeteciliği ve ekonomik koşullar yüzünden gerekli sorgulayıcı, araştırmacı ve hak odaklı haberciliğini yerine getirdiğini söyleyemiyoruz. Algı operasyonu akademide negatif bir kavram olarak kullanılmaktadır. Bireyleri manipüle ederek bir fikir etrafında birleştirmek doğru bir medya pratiği değildir. Genellikle ülkemizde seçim ve barış görüşmelerinde sıkça karşımıza çıkan bir durumdur. Medyanın dördüncü kuvvet olarak haber yaptığı kurum ve kişilerle temas ve mesafesini koruması gerekir. Böylece haber aldığı yer tarafından da yönlendirilemez ve kullanılamaz. Medya sahip olduğu kamuoyu yaratma gücünü denetleme, sorgulama ve eleştirme ile kullanarak topum için faydalı konuları bıkmadan usanmadan gündemde tutmalıdır. Bu şekilde hem demokratik ortamda fikirlerin tartışılmasına hem de sorunların çözümüne katkıda bulunmak mümkün olur”

“Etik konular daha sık tartışılır bir hal aldı”

Ersoy,  Medya Etik Kurulu'nun sivil toplum örgütlerinin girişimi ile kurulmasından sonra etik konuların daha sık tartışılır olduğuna dikkat çekerek,  yine bu kurul ile birlikte gazetecilere yol gösterecek 30 maddelik etik değerlerin sıralandığını belirtti. Ersoy, “Daha önce bu kurulda yönetim kurulu üyesi olmuş birisi olarak söyleyebilirim ki, kurul medyadan hak etmiş olduğu gerekli desteği görmüyor. Destek verenler ise zaten etik ihlaller konusunda hassas olan gazetecilerdir. Ancak bu kurul toplumda farkındalığı sağlamıştır. Ayrıca gazetecilere de yol göstererek farklı konularda haber yaparken dikkat edilmesi gereken hususlarla ilgili bir tür eğitim boşluğunu da doldurmaktadır” diye konuştu. 

“Kişilerin hakkını arayan bir habercilikle sürece katkı konmalı”

Metin Ersoy, kişi hak ve özgürlükleri hem devlet hem de sistemin denetçisi medya tarafından korunması gerektiğine vurgu yaparak,  bu konuda başta devletin yasalarının bizleri korumakta olduğunu söyledi.  “Eksik kalan veya yanlış yapılan uygulamaları da medya takip ederek düzeltilmesi için kişilerin hakkını arayan bir habercilikle sürece katkı koyabilir” diyen Ersoy, “Demokratik ülkelerde devletten ve medyadan beklenen de bu tür davranışlardır. Yasaların yetersiz kaldığı yerlerde ise hak ve özgürlüklerimiz medya ve etik değerlerle desteklemeli ve hak haberciliği anlayışı ile daha çağdaş ve demokratik bir toplum oluşumuna katkı sağlamalıyız” dedi. Ersoy,  sadece medya olarak değil vatandaş olarak herkese görev düştüğünü söyleyerek,  bizler de bunu talep ve takip eden aktif vatandaşlar olarak haklarımızın güvence altına alınması ve devleti idare edenlere baskı unsuru oluşturması gerektiğini belirtti.