Ön dişlerin şekil ve boyutlarındaki uyumsuzluk kolayca fark edildiği için orta hatta göre simetrik olmaları çok önemlidir. Bu bakımdan yüz hatlarının imkan verdiği ölçüde simetrinin sağlanması, gülüşe fazladan çekicilik katar. Ön dişlerin kesici uçlarını birleştirecek şekilde çizilen eğri, alt dudak kurvatürü ile uyumlu olmalıdır. Bu çizgilerdeki uyum ne kadar sağlanırsa kişi o oranda genç ve çekici bir gülüşe sahip olacaktır. İdeal bir gülümsede çoğu zaman, göz bebeklerinden geçen hat ile dişlerin ortasından geçen hat birbirine paraleldir. Dişler birbirlerine ve yüze göre belirli oranda dizilmelidirler. Üst çene kesici dişler yüz morfolojisi ile uyum içerisinde olmalı ve diş arkı ile devamlılık göstermelidir. Ahengi yakalamak için hastayı bir bütün olarak gözlemlemeliyiz. Yüz ahengini elde etmek için, tüm ön diş kompozisyonu bütün bir resim gibi ele alınmalı, yüz yapısının diğer elemanları da bu resmin çerçevesini oluşturmalıdır. Göze hoş görünen orantısal ilişkiler ancak belirli kuralların uygulanması ile elde edilebilir. Kıbrıs Sağlık ve Toplum Bilimleri Üniversitesi Ortodonti Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof.Dr.Tülin ARUN’ un verdiği bilgiye göre; Konuşma ve gülümseme esnasında üst çenede 1-2mm”ye kadar olan dişeti görünümünün, alt çenede ise hiç dişeti görünümü olmaması estetik olarak kabul edilebilir. Konuşma ve gülümseme esnasında sağlıklı dişeti görünümü gülümsemenin çekiciliğini arttırır, kişiye sağlıklı ve genç imajını verir. Erkeklere nazaran bayanlar için üst çene dişeti görünüm miktarının daha fazla olması estetik olarak daha kabul edilebilir

Gülümseme esnasında arka dişlerin ön yüzeyleri ile dudak köşelerinin içteki yüzeyleri arasında kalan karanlık alanlar bukkal koridorlar olarak tanımlanmıştır. Bukkal koridorlar gülümseme estetiğini olumsuz etkiler. Günümüzde bukkal koridorların olmadığı ‘Hollywood Smile’ olarak tanımlanan, 1. büyük azı dişinin dahi gülümseme esnasındaki görünürlüğü daha estetik bir gülümsemeyi de beraberinde getirir. Pırıl pırıl dişlerle hoşa giden bir gülümseme ‘pozitif, olumlu' bir imaj yaratırken, çirkin bir gülüş üzerimizde olumsuz bir etki bırakır. Hiçbir şey sağlıklı ve ışık saçan bir gülümseme kadar, kişiliği, enerjiyi ve güveni ifade edemez. Gülümsemeniz özgüveninizdir. Kıbrıs Sağlık ve Toplum Bilimleri Universitesi Ortodonti Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof.Dr.Tülin ARUN;”Gülümsemek insanoğlunun sahip olduğu en önemli özelliklerden bir tanesidir”. Estetik olarak, gülüşü ile karşısındaki insanları etkileyenler hep özenilen kişiler olmuştur. Işık saçan güzel bir gülümseme kişilerin iş yaşantısındaki başarılarını olumlu yönde etkiler. Kendine olan güven, çevre ile iletişim artar ve bu da başarıyı getirir. Ahenksiz bir gülümsemede gözlerimiz hemen kişinin dişlerine odaklanır, bilinç altında o kişinin gülümsemesinde ki uygunsuzluğun sebebini bulmaya çalışırız. Ahenkli bir gülümsemede ise beynimiz o kişinin hoş bir gülümsemesi olduğunu kaydeder.

Gülümseme estetiğinde cinsiyete bağlı farklar var mıdır? 

Alın, burun, çene ucu orantısı kadın yüzüyle farklılıklar gösterir. Kadınlarda geçişler daha yumuşak, burun ve kaş kemerleri daha siliktir. Dişlerde de aynı paralellik vardır. Erkeklerde gülme hattı daha düzdür, dişlerin hatları daha belirgindir. Komşu dişler daha düz bir hatta birleşirler. Kadınlarda ise gülme hattı yukarı doğru kavislidir, diş köşeleri daha yumuşak döner. Dişler güzel bir gülüşün temel elemanlarıdır ve dolayısıyla dişlerin anatomik özellikleri göz önünde bulundurulmalıdır. İyi tasarlanmış bir gülümsemenin mutlaka hastanın yüz oranları ile dengelenmiş olması gerekmektedir. En iyi estetik sonuçları elde etmek için başlangıçta dişlerin ideal eğim ve açıları, dişleri çepeçevre saran sağlıklı ve uyumlu diş eti kenarı, diş ve diş etini çevreleyen dudaklar ve son olarak da tüm bu bileşenleri çevreleyen dengeli yüz yapısı gerekmektedir. Dişler ve diş eti gibi objelerin uyumu yanında, dudaklar ve yüz yumuşak dokularının uyumu da son derece önemlidir. Tüm bu yapılar, bir diğeri ile belli orana ve ilişkiye sahiptir, bir bütün oluşturmalı ve her birey için benzersiz olmalıdır

Kıbrıs Sağlık ve Toplum Bilimleri Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tülin Arun