Kıbrıs Postası'nın haberine göre; Prof.Dr. Mehmet Hasgüler, doğalgaz yüzünden Kıbrıs’ta bir deniz savaşının çıkma olasılığının yüksek olduğunu söyledi. 

Levent Kutay’ın BRT’de hazırlayıp sunduğu programa konuk olan akademisyen Prof. Dr. Mehmet Hasgüler,  “Doğalgaza tek başına ve kendi belirlediği bir yaklaşımla ‘arayacağım, bulacağı, satacağım’ şeklinde devam edilirse buradan bir deniz savaşının çıkması kuvvetle muhtemeldir. 74’te bir kara savaşı yaşadık, deniz savaşı yaşanmadı. Ama doğalgaz, bir deniz savaşına yol açacak ve bu deniz savaşı Kıbrıs turizmini tamamıyla yok edecek potansiyele sahiptir” dedi. 

Adanın küçük olduğunu ve doğalgaz konusundaki açıklamaların doğal olmayan tartışmalara yol açtığını kaydeden Hasgüler, doğalgaz konusunun bilinen Kıbrıs uyuşmazlığının siyasi muhtevasına yeni kavramlar ve olgular kattığını ve bu siyasi muhtevaya bir tür ekonomik reçete kazandırdığını belirtti. 

“DOĞALGAZ MESELESİNDEN KIBRIS’TA BİR DENİZ SAVAŞININ ÇIKMASI KUVVETLE MUHTEMEL”

Doğalgaz üzerinden bir uzlaşma sağlanmasının siyasi muhtevaya olumlu katkı yapacağını sözlerine ekleyen Hasgüler, doğalgazın aynı zamanda Güney Kıbrıs’ın siyasi çözüm bulma heveslerini de etkileyebileceğine dikkat çekti. 

Hasgüler, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Doğalgaza tek başına ve kendi belirlediği bir yaklaşımla ‘arayacağım, bulacağı, satacağım’ şeklinde devam edilirse buradan bir deniz savaşının çıkması kuvvetle muhtemeldir. 74’te bir kara savaşı yaşadık, deniz savaşı yaşanmadı. Ama doğalgaz, bir deniz savaşına yol açacak ve bu deniz savaşı Kıbrıs turizmini tamamiyle yok edecek potansiyele sahiptir”. 

“SAVAŞI TETİKLEYECEĞİNE KESİNLİKLE EMİNİM... SÜRESİ KISA MI UZUN MU OLUR SADECE ONU DÜŞÜNÜYORUM”

Doğalgaz nedeniyle deniz savaşı çıkması ihtimalinin yüksekliğinin altını çizen Hasgüler, “Bunun (savaşın) süresi kısa mı uzun mu olur sadece onu düşünüyorum. Yoksa doğalgazın bir savaşı tetikleyeceğinden kesinlikle eminim. Eğer doğalgaz konusunda Kıbrıs Türklerinin inisiyatifi, katkısı, taraf, cemaat, toplum, Kıbrıs Türk liderliği olarak işin içerisine katılmadığı takdirde doğalgaz beklenmedik birtakım krizlere ve çatışmalara yol açabilir” dedi. 

“BAYRAKLARI ÇOK BÜYÜK MİLLETLERİN BİRTAKIM SAVAŞ VE KARGO UÇAKLARI KUZEY’E İNEBİLİR”

“Doğalgaz bir çatışmayı getirip çatışma üzerinden belki federasyona bir elveda noktasına gelinebilir” diye konuşan Hasgüler, sözlerini şöyle sürdürdü:

 “Orada birtakım savaş ve kargo uçakları Kuzey’e inebilir. Bunların bayrakları çok büyük milletlerin bayrakları olabilir. Bunların hepsi olabilecek senaryolar içindedir. Bizim Türk-Rum olsun Kıbrıslıların karar vericilerinin şuna karar vermesi lazım; biz bu adada attığımız adımlarla uzlaşmayı mı yoksa çatışmayı mı besliyoruz? Buna bence her iki tarafın lideri karar verme noktasındadır ama eğer Anastasiadis, AB’ye güvenerek ‘Benim münhasır ekonomik alanımdır, benim egemenlik alanımdadır, AB’de enerjiyi değerlendirme, işbirliği yapma gibi birtakım kavramlarla AB içinde enerji yatırımlarımızı, işbirliğimizi engelliyor’ noktasındaysa, bu; savunulacak bir şey değildir”.

“GÜNEY KIBRIS’IN İNDİRGEMESİNİN VARACAĞI YER SAVAŞTIR”

Bir uzlaşma ve bu uzlaşmanın içinde siyaseten federasyon ülküsü de yaşar kılınmak isteniyorsa bunun içinin Maraş ve doğalgaz gibi opsiyonlar üzerinden bir ekonomik entegrasyona akılcı yoldan gidebilmenin araçlarının üretilmesi gerektiğinin altını çizen Hasgüler, bunun yolunun da iki liderin bir araya gelip, siyaseten müzakerelerden ayrı olarak Maraş ve doğalgaz konusunda ortak bir uzlaşıya gitmeleri olduğunu savundu. 

Hasgüler, Kıbrıs Türk tarafının ‘Son tarihli bir müzakere olmazsa biz yokuz’ dediğini ve bu tavrın tartışılabilir ve değerli bir şey olduğunu sözlerine ekleyerek, “Askıda kalmak istemediğimiz için değerlidir. Siyaseten eğer Güney Kıbrıs ‘biz doğalgazımıza bakarız, zaten AB içinde egemen devletiz, burada mesele tamamen işgal meselesidir’ şeklinde bir çıkarımda, indirgemede bulunursa, bunun varacağı yer savaştır, çözüm değildir” dedi.

“KIBRIS SORUNU BUZDOLABINA KALKMASIN, EKONOMİK İŞBİRLİKLERİ DOĞALGAZ VE MARAŞ ÜZERİNDEN FORMÜLE EDİLSİN”

Ara formüllerle Maraş ve doğalgaz opsiyonunun enerji-turizm işbirliği açısından yüklü değerlerle etrafının çevrili olduğunu da kaydeden Hasgüler, Maraş konusunda AB içinde AB’yi doğuran kömür-çelik işbirliğinde olduğu gibi, Kıbrıslı Türk ve Rumların ana aktör, etrafındaki garantörlerin de bulunacağı bir ara çözümün uygulamaya koyulup konulmayacağına bakılması gerektiğini belirtti. Hasgüler, bunun başarılması durumunda Kıbrıslı Türklerin siyasi eşitliğe dayalı bir çözümde rol alıp aktör olabileceğini vurgulayarak, “Biz Kıbrıs sorununu buzdolabına kaldırmayalım, ekonomik işbirliklerini doğalgaz ve Maraş üzerinden formüle edelim” diye konuştu.