Prof. Dr. Niyazi Kızılyürek, Kıbrıs konusu ile ilgili Yeni Bakış’tan Deniz Abidin'e önemli açıklamalarda bulundu. 

Kızılyürek, Türkiye’de 24 Haziran’da yapılacak olan seçimin ardından BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in yeni bir Kıbrıs inisiyatifi başlığıyla girişim başlatacağından hiçbir kuşkusu olmadığını belirterek, son hazırlanan ve Güvenlik Konseyine sunulan raporda da bu ayrıntıların görülmekte olduğuna vurgu yaptı. Kızılyürek, “Seçim biter bitmez Guterres ilgili taraflarca yoğun istişare süreci başlatacaktır” diye konuştu. Kızılyürek, buna kesin gözüyle baktığını söyledi. 

“Guterres nabız yoklayacak”

Niyazi Kızılyürek, Guterres’in koşulsuz bir şekilde Kıbrıs inisiyatifi başlatmayacağını ifade ederek, bir diplomat atayarak nabız yoklaması yapacağını belirtti. Kızılyürek, nabız yoklamasının Kıbrıs’ta iki toplumun lideri ile olacağını ifade ederek, Ankara ve Atina’da garantörlerin de katılmasıyla olacağını kaydetti. Kızılyürek, yapılacak olan bu temaslar sonrasında müzakereye başlamanın koşullarının olup olmadığının tespit edileceğini söyledi. “Kesin müzakereler başlayacak diye net bir şey söyleyemeyiz” diyen Kızılyürek, Guterres’in son Güvenlik Konseyine sunduğu raporunda açık bir biçimde süreci şartlı başlattığının altını çizdiğini belirtti. Kızılyürek, tarafların Crans Montana’da kaldıkları yerden devam etme iradesi varsa, 30 Haziran tarihli olarak belirtilen Guterres çerçevesinin kabul edilebileceğini ve ancak o zaman müzakerelerin başlayabileceğinin belirtildiğini kaydetti.  

Guterres çerçevesinde bütün spekülasyonların sonuna gelindiğini ifade eden Kızılyürek, bu çerçevenin stratejik bir anlaşmanın temeli olabilecek bir referans olarak görülüp görülmeyeceğinin önemli olduğunu söyledi. Kızılyürek, Crans Montana’da kalınan yerden devam etmenin iki ayrı masada müzakere etmek anlamına geldiğine dikkat çekerek, masada garantörlerin de oturacağını, bilinen modelin devamı olacağını belirtti. Kızılyürek, dolayısıyla nabız yoklamasından sonra ortaya çıkacak olan tabloya göre Guterres’in ya bir müzakere masası oluşturacağını ya da koşullar yoktur başlatmam diyeceğine vurgu yaptı. 

“Eylül’de müzakereler bir şekilde başlayacak”

Kızılyürek, şöyle devam etti, “Benim şahsi görüşüm müzakereler bir şekilde başlayacaktır. Bunun eylül ayında olacağını düşünüyorum. Bunun da sondaj çalışmalarıyla bir bağlantısı olduğunu düşünüyorum. Kıbrıs’ta daha da gerginliğe yol açacak sondaj çalışmalarının, Kıbrıs sorununu çözmeye yönelik bir şans var mı yok mu diye buna bakılacaktır. Hatta zorlanacaktır. Dolayısıyla eylülde biz yine bir Crans Montana modeli müzakere süreci göreceğiz.”

“Guterres, taraflardan hiçbirini karşısına almıyor”

Prof. Dr. Niyazi Kızılyürek, Guterres’in Güvenlik Konseyine birkaç gün önce sunduğu son raporda da görüldüğü gibi taraflardan hiçbirini karşısına almadığını ve bir eleştiri getirmediğini belirterek, ancak süreci çok yakından takip ettiğinin görülmekte olduğunu söyledi. Kızılyürek, Guterres’in Güvenlik Konseyinde Kıbrıs konusunda yapılan tüm tartışmalara gönderme yaptığına dikkat çekerek, “Akıncı ne diyor? Anastasiadis ne diyor? Yetkililer nasıl demeç veriyor? Türkiye’den bazı yetkililerin konfederasyon dediğini bile kayıt altına aldığını görüyoruz. Taraflar izleniyor. Anastasiadis’e yönelik herhangi bir baskı var mı yok mu konusunda net bir şey söyleyemeyiz. Bu nabız yoklamasında taraflar niyetlerini kendileri ortaya koyacaklar.”

Kızılyürek, Amerikalı diplomatın atanması durumunda bu diplomatın sadece nabız yoklayan birisi değil de şahsiyet sahibi ve ağırlığını da ortaya koyacak bir diplomat olacağını kaydetti. 

“Tarafların iradesi sınanacak”

Prof. Dr. Kızılyürek, taraflardan beklenenin net olduğunu belirterek, bir şekilde bütün tarafların iradesinin sınanacağını söyledi. Kızılyürek, Kıbrıslı Rumların iradesinin siyasi eşitlik konusunda sınanacağını, Kıbrıslı Türklerin toprak, mülkiyet konusunda, özellikle de Güzelyurt Bölgesiyle ilgili tavrının sınanacağını kaydetti. Türkiye’nin de garantör ülke olarak 1960 garanti anlaşmasından vazgeçmeyi kabul edip etmediğinin sınanacağını ifade eden Kızılyürek, tüm bunların birer kilit nokta olduğunu belirtti.

Kızılyürek, “Yeni bir müzakere masası kurulacaktır, Kıbrıs barışına bir şans daha verilecektir. Sondaj çalışmalarının giderek artması gibi gerilimin daha da artacağı hesaba katılarak Kıbrıs’ta bir şans daha denenecektir. Ancak ben bu şansın çok iyi değerlendirileceğine inananlardan değilim” diye konuştu. 

“AKP’nin Kıbrıs politikasında kayma var”

Niyazi Kızılyürek, Türkiye’de pazar günü yapılacak olan seçimi hatırlatarak, adayların seçim kampanyasında söylediklerine bakıldığı zaman Erdoğan’ın bildik bir Kıbrıs politikası olduğunu belirtti. “Erdoğan dışında adayların Kıbrıs konusunda tam olarak ne düşündüklerini bilemeyiz” diyen Kızılyürek, CHP adayı Muharrem İnce’nin farklı bir profil çizse bile CHP’nin klasikleşmiş bir Kıbrıs görüşünün hakim olduğunun bilinmekte olduğunu kaydetti.

Kızılyürek, Akşener’e bakıldığı zaman Kıbrıs konusunda katı bir tutum sergilediğinin görülmekte olduğunu ifade ederek, aşırı milliyetçi söylemlerin dile getirildiğini söyledi. 

Demirtaş’ın çok farklı bir çizgide olduğuna vurgu yapan Kızılyürek, böyle bir seçimi kazanma ihtimalinin olmadığını kaydetti. Kızılyürek, AKP’nin Kıbrıs politikasına bakıldığında iktidara adım attıkları 2002’nin sonunda Kıbrıs sorununu elinde bulduğunu, Annan Planına evet dediğini hatırlatarak, son dönemde AKP çevrelerinden konfederasyonun işitilmeye başlandığını belirtti. Kızılyürek, AKP’nin geleneksel çizgisinde bir kayma olduğunun görülmekle birlikte tam anlamıyla hala iki bölgeli federal bir yapıya bağlı olup olmadığının seçimden sonra yapılacak olan nabız yoklama sürecinde anlaşılacağını kaydetti.