Diyalog'tan Teoman Turan'ın haberine göre, Kuzey Kıbrıs’ın en gözde köylerinden biri olan ve hayvancılığın yanı sıra sebze üretiminde adını duyuran Tepebaşı köyü de zehire teslim oldu. Diyalog’a konuşan domates üreticileri, 'Tuta Absoluta' adı verilen domates güvesi, domateslere musallat olduğunu ve ürünü yok ettiğini belirterek, bunu önleyebilmek amacıyla 3 günde bir aşırı dozda zehir kullandıklarını söyledi.

Üreticilerden Musa Akkuş “Bu ilacı atmazsak domatesin işi bitiyor. Yetkililere söyledik, 3 günde bir ilaç atmak ne demektir, halkın sağlığı tehlikededir. Bunu gizlemeye gerek yok. İşin manidar olan kısmı ise hem bu ilacı atıyoruz hem bizler de çocuklarımıza bu domatesi yedirmek zorunda kalıyoruz” dedi.

Üretici Akkuş şöyle devam etti:

“Bu konuyu Bakanla da görüştük. Bunun çözümü Türkiye’de var, üstelik maliyeti de ucuz. Ama bu ilaç ülkeye getirilmiyor. İlaç çözümü olabilir ancak devlet bir çözüm bulunmadı. İlaç gelirse batarmış ilaç getiren firmalar. Binlerce insanın sağlığı tehlikede ama bu es geçiliyor.” 

Yapraklar arasında saklanır

Üreticilerin kabusu haline gelen 'Tuta Absoluta' adı verilen domates güvesi ve zararları ise şu şekilde: Ergin ince uzun, 6 mm boyda, kanat açıklığı yaklaşık 10 mm’dir. Ön kanatları dar, gümüşi gri kahverengimsi olup üzerinde karakteristik irili ufaklı siyahımsı noktalar bulunur. iplik şeklinde antene sahiptir. Yumurta ortalama 0.4 mm uzunluğunda ve 0.2 mm genişliğinde silindirik, krem, açık sarı renklidir. Yumurtadan çıkan larva beyazımsı krem renkli, başı siyahtır. Dört larva dönemi geçirir. Birinci dönem larva 0.9 mm uzunluğunda iken dördüncü dönemde 8 mm’ye ulaşır. Olgunlaşan larvanın başı kahverengi, vücut rengi yeşil olup, prothoraksta bulunan koyu renkli ince bant ayırt edici önemli bir özelliğidir. Dördüncü dönemde larvanın vücudunun üstü pembemsidir. Pupa 6 mm boyunda, açık kahverenklidir.Akdeniz iklimine sahip yerlerde hızla çoğalan zararlı seralarda yılda 10-12 nesil verebilmektedir. Çevre koşullarına bağlı olarak bir dölünü 29-38 günde tamamlar. Zararlının aktivitesi 7°C nin altında durmaktadır. Ayrıca zararlının 1000 metre üzeri yüksekliklerde bulunmadığı da bildirilmektedir (Notz, 1992). Ergin kelebekler geceleri aktiftirler ve gündüzleri yaprakların arasında saklanırlar. Yumurtalarını, genellikle yaprak altına, tomurcuk ve olgunlaşmamış yeşil domates meyvelerinin taç yapraklarına bırakır. Bir dişi yaşam süresi boyunca 120-260 adet yumurta bırakabilir. Yumurtalar 4-5 gün içinde açılır. Dört larva dönemi geçirir. Larva süresi 13-15 gün sürmektedir. Larva çevre koşullarına bağlı olarak toprakta ya da bitkide açtığı galerilerde bir kokon içinde pupa olur. Pupa dönemi 9-11 gün sürer. Kışı yumurta, pupa veya ergin olarak geçirir.

Zararı: Yumurtadan çıkan tırtıl; bitkini büyüme uçlarında, yaprak, meyve, sap ve gövdede delikler açarak beslenir. Yaprakta açtığı tüneller, geniş şeffaf boşluklar şeklindedir. Bu tüneller daha sonra kahverengiye dönüşerek kurur. Ayrıca bu tünellerde zararlının siyah renkteki pislikleri dikkat çeker. 

Tırtılın meyvede açtığı tünellerin görüntüsü düzensizdir, kümeler meyvede, sap etrafında daha çok görülür. Meyvelerde açılan delikler daha sonra çürümeye neden olur.

Halk Meclisi yine gündemi belirledi

Diyalog TV’de yayınlanan ve büyük beğeni toplayan Halk Meclisi’nin 65’inci programı Tepebaşı Köyünde gerçekleştirildi. 

Tepebaşı Spor Kulübü’ndeki programa köylülerin yanı sıra bölge halkı da katılım sağladı: Bölgesel sorunların daha ağırlıklı konuşulduğu programda özellikle üretimde yaşanılan sorunlar ön plana çıktı. 

Sulu tarımın yapıldığı bölgede domateste yaşanan sıkıntı nedeniyle 3 günde bir ilaçlama yapılması ve yöneticilerin yaşananlara seyirci kalması olayının ortaya çıktığı gecede, et ürünlerine yapılan zam ve kırsal kesim arazisi sıkıntıları damga vurdu. 

Programda öne çıkan konuşmalar şu şekilde oldu: 

Hüseyin Çakır: Eski anayol vardı gidilmez yolda. Anayolun içinde rounda bound var. Su ayağımızın dibinde ancak su yok,  proje kapsamında biz yer almıyoruz. Kuyu kiralıyor insanlar sulama yapmak için. Arsa sorunu var köyde. Ağıllar köyün içinde. Mandıraların içi boş. Yem pahalı hayvancılık yapmak zorlaştı. Paralar boşuna geliyor geri gidiyor. İşin uzmanı olan adamlar getirsinler yurt dışından proje yapılsın bari. Döviz başını aldı gidiyor.

Cemal Darbaz: Köyler içinde en kötü yollar bu köyde. Tarla gibi yol dağa gidiyor sanki. Türkiye’den gelen su için çeşmenizi açıp içeceksiniz denildi ancak bu olamadı. Su verilmeyen yerlerde tonunu 5-6 TL’ye çıkardılar. Dağı deliyorlarmış Güzelyurt’a su gelsin diye. Su Güzelyurt’a geldiğinde bize kaç paraya verilecek bu söylenmeli. 

İrfan Işıksal: Ekonomi, döviz ve işsizlik konusunda ne düşünüyorlar acaba. Apartman dairelerinde üniversite açılıyor. Her yıl binlerce öğrenci mezun oluyor işsizlik doğdu. Köylüye su verilirse maliyet nasıl düşülecek. Hellimin tescili yapılamadı, yüzde 32 keçi koyun sütünü sağlayamıyoruz. Mecliste bekleyen yasaları geçirmek için ne bekleniyor.

Nurcan Yardımcı: Kimlik için Geomerik fotoğraf, ehliyet için normal fotoğraf istenmesi zaman kaybı. Bir konuda çalışma yapılmalı. Seyrüsefer ödemelerinde insanlar ülkenin bir ucundan gelip gidiyor ödeyemeden geri dönüyor. Bu ödemelerin posta veya banka ile ödeme sağlanması gerektiği görüşündeyim. Hem zaman kaybı önlenir hem de trafik rahatlar

Gültekin Ben: Altyapısı hazır köy yollarına asfalt dökmek çok mu zor. Uygar ülkelerde neler yapıldığına baksınlar. Ulaşım ülkenin kanayan yarası. Sulu tarıma geçilecekmiş, oradan çıkan üretim ne yapılacak. İktidardaki hükümetler havayolu şirketi kurmaktan söz etmiyorlar.

Murtaz Türüt: Domates üretimi ile geçinmeye çalışıyoruz. Açık pazara götürüp satmak istiyoruz ürünümüzü değerlendirmek için ancak yerel yönetim başkanları geri çeviriyor. Emekli memur ve polislere yer veriliyor pazarda üreticiye verilmiyor. Nasıl iş bu? 

Ahmet Çakır: Vekilleri mecliste yaptığı saygısızlıktır, boş koltuklara konuşuyorlar. Siyasilerin tek amacı halkı dinlemek kurtarmak değil, pazarı kurtarmak. Plan ile projeyi yan yana getirmiyorlar. Organik tarım ülkemizde olmuyor iklimimiz müsait değil. 

Delil Akbulut: Vekiller, ne zaman köye gelip sorun dinlediler. Sadece oy istemeye geliyorlar.

Mustafa Naimoğluları: İnsanlar mutsuz. İlgi bekliyor insanlar. Adaletsizlik var, eşitlik yok hizmet yok. Halkın meclise giden vekillere güveni yok. Hizmet verilmiyorsa halk tepkisini sandığa yansıtmalı.  Üretim yapan kişilerin en büyük mahrumiyeti sudur. Yıllar sonra verilecek olan su ne kadar olacak. Üretici bilmeli maliyeti ki toprağına göre ne üretip üretemeyeceğini görsün. Et fiyatları pahalılaştı, artık hayvancılık üretimi küçüldü. İş alanları açılamıyor.

Kasan Kararlı: Bazı alanlarda istatistiki verilere ihtiyaç vardır. Tarım Bakanlığı var bu ülkede tarım alanlarında ekilecek ürünlerin uygunluğu ile ilgilensin ancak icraat yapan yok. Elektriğe dayalı bir sistem kuruldu bu su dağıtımları ile ilgili. Köyün güney tarafı askeri bölge. Hayvancı kısıtlı meralarda hayvanlarını otlatabiliyor. Ağıllar bölgesi, mezarlık bölgesi derken mera kalmadı. Zeytin ağaçlarını kestiler bize.  300 yıllık zeytin ağacını kestiler alamadılar odunları dereye döktüler. 

Tözün Tunalı: Bir ülkede üretimin olmaması yapımızı ortaya çıkarıyor. Bir planlama ve program yoktur. Vatandaşın kendilerine mahkum olmasını istiyor hükümetler ve bunları hususi yapıyor. Adalet kalmadı ülkemizde. Yorgun ve bitkin bir hükümet ortaya çıktı. 

Biray Hamzaoğluları: Yıldırım düştü bir yıl önce insanların telefonları kesildi. İnsanlar hasta olursak, bir sıkıntı olursak ne yapacağız diyor insanlar. 2008-2009 yılında yem 14 TL idi kuzunun kilosu da 14 TL idi yem 55 TL oldu kuzu 17 TL nasıl iş bu. Tarla kiraları ayrı irdelenmesi gereken bir konu. 

Zorlu Töre: Karpaz’daki emirnamelerin kaldırılması lazım. Üretici bölgelerinin teşvik edici edilmesi ve kalkındırılması gerekiyor. İthal ürünlere fon konulmalı. Yaraları devlet sarmalıdır. Yeni bir dönemin başlangıcı olacaktır seçim sonrası.