Havadis'ten Eniz Orakcıoğlu'nun haberine göre, Kıbrıs’ta bir dönem ev ve işyerlerinde başköşede yer alan hasır sandalyeler, yakın geçmişe kadar sadece meraklıları tarafından ilgi görürken bugünlerde yeniden tüketicinin tercihi oldu.

Teknolojinin gelişimiyle birlikte tüketim kültürü de farklılık göstermeye başladı. Günümüzde birçok meslek dalı da gelişen teknolojinin kurbanı oldu.

Tüketim kültüründeki farklılık nedeni ile yok olmaya yüz tutan mesleklerden biri de hasır sandalye ustalığı.

Kıbrıs kültürünün parçası hasır sandalyeler, plastik sandalyelerin üretilmesiyle tüketicinin gözünde cazibesini kaybetti, uzun bir dönem hasır sandalyelere ilgi duyulmadı.

Kuzey Kıbrıs’ta bir dönem her evde ve işyerlerinde başköşede yer alan hasır sandalyeler yakın geçmişe kadar sadece meraklıları tarafından rağbet görürken bugünlerde yeniden tercih edilir oldu.

Hasır sandalye ustası 61 yaşındaki Yılmaz Sakallı, hasır sandalyenin Kıbrıs kültüründeki yerini ve tarihini Havadis okurlarına anlattı.

“Değeri uzun yıllar sonra anlaşıldı”

Yılmaz Sakallı, hasır sandalye yapımına ilkokul çağlarında başladığını anlattı. Mesleği, henüz 12 yaşındayken Güney Kıbrıs’ta bir ustadan öğrendiğini söyleyen Sakallı, askerliğini yaptıktan sonra kendi atölyesini açarak hasır sandalye üretimine başladığını kaydetti.

Sakallı, hasır sandalyelerin Kıbrıs kültüründeki yerini ve tarihini anlattı.

Yılmaz Sakallı, Kıbrıs’ta geçmişte sinemadan, kahvehanelere, düğün salonlarından restoranlara hatta evlerde hasır sandalyelerden başka bir sandalye kullanılmadığını ancak plastik sanayisinin gelişmesi ile tüketim kültürünün de değiştiğini ve insanların uzun yıllar plastik sandalyelere rağbet gösterdiğini anlattı.

Hasır sandalyelere olan rağbetin bitmesi ile ülkede birçok hasır sandalye ustasının da mesleği bıraktığını ve farklı mesleklere yöneldiğini anlatan Sakallı, uzun yıllardan sonra hasır sandalyelerin ülkemizde yeniden tercih edilmeye başladığını ifade etti.

Sakallı, “Tüketici de plastik sandalyelerinin hasır sandalyenin yerini tutamayacağını zamanla anladı ve sandalyede tercihini hasır sandalyelerden yana kullanmaya başladı” dedi.

“Hiç vazgeçmedim”

Hasır sandalye ustası Yılmaz Sakallı, birçok meslektaşının aksine çok sevdiği mesleğinden hiç vazgeçmediğini hatta oğluna da aynı sevgiyi aşıladığını ve mesleği öğrettiğini ifade etti.

Mesleğe başladığı dönemlerde birçok kişinin hasır sandalye yaptığını, bu işi bilen birçok ustanın olduğunu söyleyen Sakallı, bugün mesleği icra edenlerin sayısının parmakla sayılacak kadar az olduğunu da kaydetti.

“Hem uzun ömürlü ve sağlıklı”

Yılmaz Sakallı, hasır sandalyelerin Kıbrıs kültürünün bir parçası olmasının yanı sıra sağlık açısından da oldukça önemli bir yeri olduğunu söyledi.

“Hasır sandalyelerin ömrü plastik sandalyelerden kat kat fazla olmakla birlikte, el emeği göz nurudur ve buram buram tarih kokar” diyen Sakallı, hasır sandalyelerin ayrıca diğerlerine göre çok daha uzun ömürlü ve kullanışlı olduğunu belirtti.

Sakallı, hasır sandalyelerin yazları serin, kışları da sıcak olduğunu, oturulduğunda terletmediğini ve kişinin soğuk almasını önlediğini anlattı.

“Kızlara çeyizlik yaptırılırdı”

Hasır sandalyelerin Kıbrıs kültüründeki yerini de anlatan Sakallı, plastik sandalyelerin henüz üretilmediği yıllarda, Kıbrıs’ta sadece hasır sandalyelerin kullanıldığını anlattı.

Yılmaz Usta, “Her evde, restoranlarda, sinemada, düğün salonlarında ve kahvelerde hasır sandalyelerden başka bir çeşit sandalye göremezdiniz. Hasır sandalyeler Kıbrıs kültürünün bir parçası olmakla birlikte, eskiden evlenecek olan kızlara aileleri maddi güçlerinin yettiği kadar bu sandalyelerden alarak çeyizine yerleştirirdi. Talep o kadar fazlaydı ki sandalyeleri yetiştirmekte zorluk çekerdik” diye konuştu.

Hasır ülkemizde yine revaçta

Plastik sandalye üretimin başlaması ile hasırın raflara kaldırıldığı anlatan Sakallı, bir süredir tüketicinin hasır sandalyelere talebinin arttığını belirtti.

Yılmaz Usta, bir hasır sandalyenin sadece malzemesinin maliyetinin 150 TL olduğunu ancak emeğini de kattığında bir hasır sandalyenin satış fiyatının 250 TL olduğunu belirtti.

Ürettiği sandalyelere sağlamlık garantisi de veren Sakallı, “49 yıllık meslek hayatımda bir kez olsun yaptığım işten memnuniyetsizlik getiren biri olmadı” dedi.

Yılmaz Usta sözlerine şu şekilde son verdi; “42 yıllık meslek hayatımda yaptığım işin zorluklarına rağmen severek yaptım. Zaman zaman talep arttı zaman zaman azaldı ama asla mesleğimi bırakmayı düşünmedim, mesleğim benim ekmek teknemdi ve şimdi yerimi ve mesleğimi oğluma devrettim.”

14 yaşında hasır ustası oldu

Babasının yolundan giderek daha 14 yaşında hasır sandalye yapmaya başlayan 27 yaşındaki Ramadan Sakallı, mesleğini severek icra ediyor.

Ramadan Sakallı, mesleğe nasıl başladığını Havadis okurları ile paylaştı.

Eski dükkanda babasının yanına gide gele ve işin bir ucundan tutarak mesleği öğrendiğini anlatan Sakallı, “Bu gidip gelmeler arasında yaptığım işi ne kadar çok sevdiğimi fark ettim ve babamın izinden yürümeye karar verdim. 13 yıldır hasır sandalye yapıyorum” diye konuştu.

Ramadan Sakallı, “Küçükken babamı sandalye örerken veya makinelerin başında tahtaları keserken görmekten hoşlanırdım. Küçük çapta da olsa ona kendimce yardım etmeye çalışırdım. Onu göre göre ve onun destekleriyle işi öğrendim” diye mesleğe merakını anlatmaya devam etti.

“Zor ama zevkli”

Ramadan Sakallı, hasır sandalye yapımının oldukça keyifli bir iş olmakla birlikte çok da kolay bir iş olmadığını anlattı.

Sakallı,  “İlk etapta gürgenden sandalyenin iskeleti oluşturulur, kesilir, zımparalanır, delinir ve iskelet olur. Ardından topladığımız sazlar sandalyenin oturulacak yeri örülür, bu örgülerin çok sıkı olması gerekir. Son aşama olarak ta, boyanır ve astar çekilir. Hasır sandalye yapımı zordur ama zevklidir” diye konuştu.

“Hasır sandalye ömürlüktür”

Hasır sandalyelerin kullanımının yeniden yaygınlaşması gerektiğini kaydeden Ramadan Sakallı, bu işte aslında gençlere görev düştüğünü kaydetti.

Sakallı hasırın önemini şu şekilde anlattı: “Hepsi dönüp geçmişe baktıklarında nenelerinin ve dedelerinin evlerinde bu sandalyeleri görürler. Çok eski yıllarda sinema, restoran, kahve ve evlerde hasır sandalyeler mevcuttu. Şimdi ise gençliğe baktığımızda evlenen çiftler evlerine döşemeli sandalyeler alıyor, evet bu sandalyeler görünüş olarak şıktır ama sağlamlığa bakıldığında sağlam değillerdir, hasır sandalye ise 20-30 yıl beklide daha fazla dayanabilmektedir. Evlenecek ve evli birkaç çifte sandalyelerini ben yaptım ve hepsi memnuniyetle kullanmakta” diye konuştu.