Bu ülkede nedir yanlış olan?
Yani “bana göre yanlış olan” demek istiyorum tabii ki!
Herkesin her zaman ve her durumda, ilkesiz – ideolojisiz “haklı” olmasıdır!

-*-*-

Hep haklıyız!
Her zaman haklıyız!
Söylediğimiz hep doğrudur!

-*-*-

Mesela, şimdi de seçim zamanı ya, bazı adaylar ve taraftarlarına bakıyorum, (ne acıdır çoğunluğu soldan) gören duyan da sanacak devrim yaptılar ve biz katılmadık!
Kalaşnikof dağıttılar ama biz almadık!

-*-*-

Şaşırıyorum!
“Solcuyum” havasında ama Adolf Hitler’i neredeyse “liberal demokrat” sınıfına sokacak tavırdayız!

-*-*-

Sosyal medya da icat oldu; bu konuda gerçekten mertlik bozuldu!

-*-*-

En büyük solcu biziz!
Neden?
Çünkü Kıbrıs sorununun çözümünü istiyoruz da ondan!
Sağcı olmak, Kıbrıs sorununun çözümünü federal temelde istememek olabilir ama solcu olmak da, işin cıvırığını çıkarmamalı!

-*-*-

Maraş konusunda hükümetin iki ortağının görüşleri çok yakın!
Açalım diyorlar!
Nasıl açılacak?
“Türk Yönetiminin denetiminde, yasal mülk sahiplerine”… 
Solcular vuruyor!
“Hayır öyle olmaz” diyorlar.
Ama sonuçta bakıyorsunuz, aynı şeyi söylüyorlar!

-*-*-

Aynı şeyi söyledikleri halde, “biz BM parametrelerini…” diye başlayan cümleler kuruyorlar!
İyi güzel de o BM parametreleri için son üç yıldır “kıl” kıpırdattınız mı?

-*-*-

Daha da kötüsü var!
“Solcuyuz ve sadece biz solcu olabiliriz, başkası asla solcu olamaz”cı kesim; bu ülkede en az UBP kadar ve DP ile HP’den daha uzun süre iktidara ortaklık etti!
Sanırsınız ki, elde Kalaşnikof, zenginlerin iş yerlerine baskın düzenlediler ve onlardan çok yüksek vergiler alıp, yoksul kesimlere hastane, yol, su, elektrik olarak dağıttılar!
Hayır ve de katiyen böyle bir şey yapmadılar!
Peki ne yaptılar?
Tıpkı “sağcılar” dedikleri, hatta “faşist” diye suçladıklarının tıpkısının aynısını!

-*-*-

Bazı ünlü maliye bakanları var ki; hiçbir “sağcı maliye bakanı” o solcu bakan kadar iş insanlarının yakını olmayı başaramadı!

-*-*-

Dolayısıyla “ideolojik görüntü” veya “yorum” organize edip de cumhurbaşkanlığı seçimine asılmanız, gülünç duruma da düşebilir.

-*-*-

Hatta en acısı, seçim propagandanızı, her hangi bir ülkeye düşmanlığa bağlamak, seçim sonrası yaşanması muhtemel finansal kimsesizliğin de sebebi olabilir.
Dikkatli olmakta fayda var diye düşünüyorum.

-*-*-

Bu ülkede ne yazık ki solculuk da sağcılık da bazı çevrelerin “işgalinde”…
Kimseye, “solcu veya sağcı” olma hakkını vermek istemiyorlar!
Öyleleri var ki, hem sağda hem solda, geçmişte başka ideolojik dalgadan çalıp, çok farklı makamdan tıngırdatırken sazlarını; şimdi eski tınıları mırıldananlara dahi saldırmayı “siyaset” sanıyorlar!

-*-*-

Arif Salih Kırdağ da adaylığını ilan etti.
Tam garanti olmamakla birlikte, dokuz adaylı bir seçime gireceğiz.
Defalarca yazdım.
Herkes, ideolojisine, duruşuna, partisinin adayına sahip çıksın, sağa da sola da ders vermeyelim…
O reklamı, akıldan çıkarmayalım; sonuçta hepimiz Osmanlı Bankasıyız yani…
Lütfen…