Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Elektrik Kurumu (Kıb-Tek)Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Hüdaoğlu, Asrın Projesi olarak Türkiye’den borularla getirilen sudan sonra, bu kez de kablo ile getirilmesi muhtemel elektrik konusunda Yeni Bakış’tan Özlem Çimendal'a çarpıcı açıklamalarda bulundu. 

"Yol haritası 3 ayda çıkacak, elektrik 3 yıl sonra gelecek"

Türkiye’den kablo ile gelecek olan elektrik için net bir tarih vermemekle birlikte net bir yol haritasının ortaya çıkmasının minimum 3, maksimum 6 ayı; elektriğin gelmesinin ise tahminen 3 yılı bulabileceği ön görüsünde bulunan Hüdaoğlu, Kıb-Tek’in yeni yönetiminin, alanında uzman kişiler tarafından profesyonelce hazırlanmış fizibilite raporları ışığında icraatlarına devam edeceğini kaydetti.

"Siyaset, sunulanın hayata geçirilmesi ve karar aşamasında devreye girmeli"

Siyasetin kurumun yönetimi ve teknik idare noktasında değil, sunulan projeler, bilgi ve çalışmalar karşısında karar mercii ve uygulama noktasında ortak paydaşlık sorumluluğunu yerine getirmesi gerektiğinin öneminin altını çizen Hüdaoğlu, genelde ülke kurumlarının sağlıklı işleyişi, özelde ise, Kıb-Tek yönetimi ve teknik idarenin bilimsel kriterler ışığında önünü görebilen rapor ve çalışmalar hazırlayabilmesi için, liyakat sisteminin yerleşmesi gereken bir olgu olduğuna işaret etti.  

“Proje sadece kablo ile elektrik temelinde ile sınırlandırılmamalı”

Türkiye’den gelecek olan elektriğin sadece kablo ile gelecek bir elektrik gibi sınırlandırılamayacağını ifade eden Hüdaoğlu, kablo ile gelecek elektrik sisteminin diğer var olan sistem ile birlikte düşünüldüğünde, değerli olduğuna dikkat çekti. Hüdaoğlu, “Halihazırda mevcut santrallerimiz var ve bu santrallerimizin çevre boyutunu da düşünerek re-organize (Ya filtreli, ya da daha temiz yakıt nasıl kullanılabilir) yapmamız lazım. Bunlarla ilgili fizibilite çalışmalarımız sürmektedir ve yakın zamanda da sonuçlanacaktır” dedi. 

"KKTC’nin enerji ihtiyacı artıyor zorunlu ek santrallere ihtiyaç var"

Önümüzdeki yıl içerisinde yeni santral eklemesi yapılmadığı takdirde KKTC’nin enerji ihtiyacının artacağının altını çizen Hüdaoğlu, “Bir yanda mevcut santrallere ek bu santrallerin alınması gerekmektedir ve yine bu santrallerin hangi modele göre çalışacağı kararı da kısa süre içerisinde alınmalıdır. Diğer yanda da, Türkiye’den kabloyla gelecek olan ve Türkiye ile enterkonnekte olabileceğimiz bir elektrik olayımız var. Dolayısı ile bu projeye prensip olarak karşı durarak ve eleştirerek karşısında durmak toplum adına ciddi bir hata olur” ifadelerini kullandı. 

“Sorgulamadan direkt kabul etmek çok büyük hata olur”

Projeyi hiç sorgulamadan ve direkt alma noktasında bir bakış açısı geliştirmenin ise daha büyük bir hata olabileceğinin de altını çizen Hüdaoğlu, “Tam da bu noktada fizibilite çalışmaları ve toplum adına menfaatleri de göz önünde bulundurarak bu dönem içerisinde sonuçlandırmamız gerekmektedir” diye konuştu.

"Proje hem siyasal hem ekonomik hem de jeopolitik konumu da kapsıyor"

Gelecek olan elektrik enerjisinin Güney Kıbrıs ile enterkonnekte sonrasında İsrail’e kadar uzanacağı gerçeğinin de göz önüne alınması ile çalışmaların sürdürülmesi gerektiğine vurgu yapan Hüdaoğlu, “Bu ülkenin hem siyasal hem ekonomik hem jeopolitik durumu düşünülerek bir sonuca varılacak bir çalışma olacaktır” ifadelerini kullandı. 

"Kıbrıs Türk toplumunun da içerisinde olacağı bir model olacak"

Türkiye’den kabloyla gelecek olan elektrik projesindeki en önemli noktalardan birinin de, Kıbrıs Türk toplumunun da içerisinde yer aldığı bir model ile istenilen şekilde çözülmesi olduğuna dikkat çeken Hüdaoğlu, ancak bu şekilde enerji çeşitliliği ve enerji ucuzluğunun beraberinde gelebileceğini vurguladı.

 Hüdaoğlu, “Bu niyet ile yola çıkıldı ve Sayın Başbakan’ın da dediği gibi tüm çalışmalar yapılıp sonuçları halk ile paylaşıldıktan sonra yola çıkılacaktır” dedi. 

“Enerji çeşitliliği ve ucuzluğu noktasında aklın yolu bir olmalı”

“Şu anda yarın kablo ile elektrik geliyor gibi bir durum söz konusu değil ancak gelmeyeceği anlamı da kesinlikle çıkarılamaz” diyen Hüdaoğlu, projenin enerji çeşitliliği ve ucuzluğu noktasında aklın yolunun bir olduğuna işaret ederek, ilgili paydaşlar ve çevrelerin de olumsuz yaklaşım içerisinde olmadığının görüldüğüne dikkat çekti. 

“Projenin teknik ve fizibilite çalışması olmak üzere iki ayağı var”

Elektrik sisteminin iki ayağının olduğunu, bu ayakların da Türkiye ve KKTC olduklarını anlatan Hüdaoğlu, iki nokta arasındaki sistemin uyuşmaması durumu noktasındaki tereddütlerin de yersiz olduğunu ifade ederek, yapılacak teknik çalışmalar neticesinde uyuşmama gibi bir durumun söz konusu olmayacağını belirtti. Hüdaoğlu, “Bu projenin iki boyutu var. İlki, teknik ve işin en kolay boyutudur. Bunun çalışması çözümü yapılırken talep edilen, istenilen maliyet ortaya konulur ve detaylı bir fizibilite hazırlanır. Ancak tekniğin dışında olan Avrupa Birliği enterkonnekte sistemin içerisinde mi olacağız, yoksa sadece Türkiye ile mi olacağız. İşte bunlar tekniğin dışındaki fizibilite raporunu etkileyecek olan diğer faktörlerdir” diyerek, projenin bütünlüklü ve her yönü ile ele alınarak bir sonuca varılabileceğini kaydetti. 

“Kıb-Tek’in 1 yıl içerisinde 14 saatten fazla elektrik kesme lüksü yok”

Hüdaoğlu, hedefin 3 yıl içerisinde sistemin hayat bulması olduğuna da işaret ederek, Kıb-Tek’in savaş ve mücbir sebeplerin dışında 1 yıl içerisinde 14 saatten fazla elektrik kesme lüksü de olmadığını söyledi.

“Şu anda avantajlı görülen LNG projesi olmaz ise, fuel-oil kullanmaya devam ederiz”

Türkiye’den kabloyla gelecek olan elektriğin üreticiye maliyeti noktasında da önemli açıklamalarda bulunan Hüdaoğlu şöyle konuştu: “KKTC elektriğinin dünyanın en pahalı elektriği olduğu düşüncesi yanlıştır, ancak bu konuda doğru yerdeyiz de diyemeyiz. Bizim ülkemizde baraj yok, kömür gibi alternatif üretim yok ve ancak fuel-oil ile üretim yapabiliriz. Şimdi yeni yeni yaygınlaşan ve ulaşılamama riski ortadan kalkan LNG (sıvılaştırılmış doğal gaz) var. Tam da bu noktada biz de LNG ile petrolü karşılaştırıyoruz. Bu dönüşümü süratle yaparsak yakıttan gelen maliyeti ne kadar ucuzlatabiliriz? Bunu nasıl yapabilirizden yola çıkıyoruz. Ama LNG hala politik veya ekonomik, ulaşıldığı zaman riskli bir tablo çizer ise, biz fuel-oil kullanmaya devam edeceğiz. Ancak bunun maliyeti üzerine bir de filtreyi koyacağız.”

“Kıb-Tek ve AKSA’nın çevreyi kirletme lüksü yoktur”

Bundan sonra Kıb-Tek ve AKSA’nın “Elektriği veririz, ama nasıl olursa öyle veririz. Gerekirse çevreyi de kirletir veririz” deme lüksü olmadığına vurgu yapan Hüdaoğlu, “Hükümet Programı’na da kondu. Bu nedenle çevre faktörünü de işin içine katarak çok yönlü çözümler üretmeliyiz. Bütün yönleri ve paydaşlarla değerlendirilerek bir model ortaya konmalıdır” dedi. 

"Elektrik gelse bile santraller kriz durumu için yine hazırlıklı olacak"

Kablo ile elektrik gelmese bile elektrik enerjisinin nasıl çevre dostu ucuz ve sürdürülebilir üretileceği noktasında da çalışmaların her zaman var olması gerektiğine işaret eden Ahmet Hüdaoğlu, “Kablo ile elektriğin gelmesi halinde dahi, bu santralleri belirli miktarlarda çalıştırmamız gerekir, ki her zaman emre amade olabilsinler. Yani son kapasitelerine kadar değil, ama çalışmalarının devam etmesini sağlayacak kapasitede de üretim yapmaya devam etmeliyiz” dedi. 

“Önümüzü görmeden fiyat ucuz olacak diyemeyiz”

Elektriğin ucuzlayacağı noktasına bugün herhangi birinin cevap vermesinin ise sezgiler ve ön görüler neticesinde verilecek cevaptan öteye olamayacağını kaydeden Hüdaoğlu, “Henüz ortaya fizibilite raporları çıkmadan, gerekli kapsamlı çalışmalar yapılmadan bir fiyat belirlemek çok doğru değil. Çünkü enerji hesaplamaları kuruş ile yapılır. Kuruşun onda biri bile çok önemlidir. Rakamlar çok büyüktür. Onun için şu an fiyat bu kadar olur demek yanlıştır” ifadelerini kullandı.

"Şu an sistemdeki en büyük sorun borsa ve dövize bağlı olunması"

Mevcut santrallerin çalışma sistemi ve kullanılan yakıt (fuel-oil)konusunda da açıklamalarda bulunan Hüdaoğlu, iki büyük sıkıntının söz konusu olduğunun altını çizdi. Hüdaoğlu, “Birincisi borsaya bağlıdır, ikincisi de dövize dayalıdır. Hal böyle olunca da her ikisi arttığında kriz yaratması ve bunun yansımaları yaşanır. Kablo ile elektrik geldiği takdirde de 1 yıl içerisinde değişmeyen bazı fiyatlar söz konusu olacaktır Türk Lirası bazında. Bunun bir riski var mı, yok mu bu da araştırılarak, diğeri ile birlikte aynı kefeye konularak bir sonuca varılacak. Kıb-Tek yönetiminin mümkün olan en ucuza elektrik enerjisi üretmek boynunun borcudur” dedi.

“Kıb-Tek çalışma yapar, bedelinin ne olacağını anlatır, sonrası siyasetin işi”

Projelerde ve çalışmalarda karar verme ve uygulama noktasındaki iradenin Kıb-Tek olmadığını vurgulayan Hüdaoğlu, Kıb-Tek’in görevinin yapılmaması gerekenler değil, pozitif bir yaklaşımla nasıl yapılması gerektiğini ortaya koymak olduğunun altını çizdi. Hüdaoğlu, “Bu işin nasıl olmayacağını anlatmak yerine, nasıl olacağını ortaya koymak ve bedelinin ne olacağını anlatmak. Sonrası artık siyasetin işidir. Ben siyasette kesin çözümleri olan konularda biz bunu yapmayalım olmaz gibi bir durumun olduğuna da katılmıyorum” şeklinde konuştu.

İddia edilen yasa dışılıklar ilgili mercilerce inceleniyor

Geçmiş Kıb-Tek yönetim kurulu döneminde ortaya atılan bazı usulsüz uygulamalar ve icraatlar konusuna da açıklık getiren Hüdaoğlu, kesin çizgilerle belirlenmiş olgu ve olaylar olmamasının yanında, gerekli şikayet ve ihbarların topyekun ilgili merciilere ulaştırıldığını, bundan sonrasının da yetkililerin uhdesinde olduğu ve araştırıldığını ifade etti. 

“Bizim içerisinde olmayacağımız modele ve yönetime karşıyız”

Türkiye’den kabloyla gelecek olan elektriğin yönetimi konusunda Kıbrıs Türk toplumun içerisinde yer alarak söz sahibi olmadığı herhangi bir modele ve yönetime karşı olduklarının da altını çizen Hüdaoğlu, “İlgili dairelerin de içerisinde olmadığı hiçbir iş benim için değerli değildir bu benim kişisel görüşüm. Yabancı bir irade ‘Biz bunu yapacağız’ der siz de bunun komisyonunu alın noktasında olursa biz buna karşıyız. Bizim ilgili dairelerimizin, teknik elemanlarımız ve mühendislerimizin içinde olduğu ve bizim birlikte ürettiğimiz projeler olmalıdır bunlar. Yoksa bugün yaşadığımız sorunlar devam eder ve bugün içine düştüğümüz durumlar ile yine karşı karşıya geliriz. Bunun temeli yanlıştır ve Kıbrıs Türk toplumunu yabancılaştırır” şeklinde konuştu.

“Eğer içinde olmazsak, o iş de olmaz”

Hüdaoğlu şunları söyledi: “Bizi ilgilendiren her işin içinde olmalıyız, eğer olmayacaksak da o iş olmamalıdır. Bazı projelerde bazı politikacılar işler yolunda gittiğinde övünerek yapılan işin arkasında dururken; bazen de eğer yapılan bir projeye karşı bir durum ve itiraz olduğunda kendileri değil TC Yardım Heyeti yaptırmadı oluyor, bu ikiyüzlülüktür ve kesinlikle kabul edilebilir değildir.”

“Su Projesi gönüllerde başarısız oldu”

Asrın Projesi olarak yola çıkılan Türkiye’den borularla gelen suyun dağıtımı ayağında yeterince çalışılmadığını ve projenin gönüllerde başarısız bir imaj yarattığını ve Türkiye ayağındaki başarının KKTC ayağında yakalanamadığını da dile getiren Hüdaoğlu, elektrik projesine de bu izlenim nedeni ile tereddütlü bakılmaması gerektiğini ifade etti. Hüdaoğlu, elektrik projesi ile su projesini birbirinden ayıran önemli noktalardan birinin gerekli fizibilite çalışmasının kapsamlı ve her yönü ile ortaya çıktıktan sonra başlanacak bir elektrik getirilme projesi olduğunun altını çizdi.