Maalesef ülkemizde çıkan yangınlar, bizleri derinden üzmüştür. Her yanan ağaç, bitki ve hayvan ile bizler de alev alev yandık.

Yıllardır bu konuda ki eksikliklerimiz siyasiler tarafından konuşulur, seçim malzemesi yapılır, siyasi malzeme olarak halka servis edilir ama nedense aynı yerimizde sayıyoruz.

Madem tedavi belli, reçete yazıp durmanın anlamı ne? Artık başlayın kardeşim tedaviye.

Böyle durumlarda ne siyaset, ne de çıkar sağlanmaz. Lütfen! timsah gözyaşlarınızdan da vazgeçin.

Bu duruma sebep olan kimse, elbette cezasını çekecektir. Ama bu ortamı hazırlayanlar ne olacak? Makamlarda oturmaya, devletin tüm imkanları ile halkı kandırmaya devam edecekler.

Elbette kimse istemez bu duruma gelmeyi, elbette şu an makamlarda oturanların yol açtığı bir durum değil ama herkes kadar sizlerde, bizlerde suçluyuz.

Talep etmiyoruz. Talep etsek de, sadece laf da kalıyoruz. Ve bu umursamazlık, bizi bu günlere getirdi.

Aynı şeyleri haftalardır Dipkarpaz için de söylüyoruz. En yakın itfaiye istasyonuna, yaklaşık 30 km uzaktayız. Aksi bir durumda acil müdahale şansı hiç yok. Ve bu durum yaşanırsa, güzelim Karpaz yok olacak.

Neden anlamıyorsunuz bilmiyorum!

Arkadaş! Dipkarpaz köyünde itfaiye beklemesi gerekmektedir. Bunu her yıl, yaz aylarında yapmak zorundasınız. Bunu ne siyaset olsun diye, ne de politika olsun diye söylemiyoruz.

Binlerce ziyaretçi alan, piknik alanları olan, dağlık ve ormanlık alanları oldukça fazla olan Dipkarpaz’ın buna ihtiyacı var.

Bakın tek tek anlatıyorum; Dipkarpaz köyünde, özellikle yaz aylarında itfaiye beklemesi ve aksi bir durumda acilen müdahale etmesi elzemdir.

Şimdi söylüyoruz ki; bugün olduğu gibi oturup ağlamayalım. Laf olsun diye konuşacak durumda değiliz ve şapkamızı önümüze koymamız gerekir.

Biz bu tehlikeyi yaşadık ve atlattık. Ama her zaman bu şansımız olmaz.

Ne başka memleketimiz, ne de başka Karpaz yok!

Güneşin Doğduğu Yerden, Herkese Selam Olsun.