Açıklama şöyle:

"Merkezi Cezaevi’nde yaşanan grev ile ilgili kamuoyunu yanıltıcı bilgilerin yayılmakta olduğu görüldüğünden, Cezaevi Müdürlüğü tarafından aşağıdaki açıklamayı yapma ihtiyacı doğmuştur:

1. Cezaevinde başlatılmış olan grev, her ne kadar çalışanların grev hakkı kapsamında olsa da, grev yapma sebebine bakıldığı zaman haklı gerekçelere dayanmadığı görülmektedir.

2. Başlatılmış olan grevin basına da yansıyan iki gerekçesi şu şekildedir:
a. Nizamiye’de görevli bir kadın personelin keyfi şekilde görev yerinin değiştirildiği.
b. 3 personelin görev yerinin keyfi olarak değiştirildiği.

3. Açıklanmış olan her iki grev gerekçesi de tamamen gerçek dışı olgulara dayandırılmış olup, gerçekler aşağıdaki şekildedir:

a. “Nizamiye’de görevli kadın personelin keyfi şekilde görev yerinin değiştirildiği” iddiası tamamen gerçek dışıdır. Bir görev yeri değişikliğinin keyfi olduğundan söz edebilmek için, hiçbir sebep, gerekçe veya talep yokken yapılmış olması gerekmektedir. Yaşanan olayda, kadınlar koğuşundaki bir kadın gardiyanın sağlık raporlu olması sebebiyle koğuşta oluşan kadın personel açığının kapatılması ve böylece herhangi bir güvenlik zaafiyetine fırsat verilmemesi amacıyla söz konusu kadın personel koğuşta görevlendirilmiştir. Görüleceği üzere görev yeri değişikliğinin yeterli sebep ve gerekçesi mevcuttur ve herhangi bir keyfiyetten söz etmek mümkün değildir. Ayrıca yapılan görevlendirme, ilgili kadın personelin yasal görev yetki ve sorumlulukları iletamamen uyum içerisindedir.

b. “3 personelin görev yerinin keyfi olarak değiştirildiği” iddiası tamamen gerçek dışıdır. İlgili 3 personel, başka 3 personelle birlikte, toplam 6 personel yazılı bir dilekçe yaparak görev yerlerinin değiştirilmesini kendileri talep etmiştir. Yapılan talep değerlendirildiğinde, 3 personelin talebi uygun görülmüş ve bu doğrultuda daha verimli olmaları amacıyla görev yeri değişikliği yapılmıştır. Görüleceği üzere, söz konusu 3 personelin görev yeri değişiklikleri tamamen kendi talepleri ve uygunluk değerlendirmesi neticesinde gerçekleşmiş olup, burada da herhangi bir keyfi görevlendirme söz konusu olmamıştır.

4. Yukarıdaki gerçeklerden de görüleceği üzere, yapılan görevlendirmeler değil, grevin kendisi tamamen keyfiyete dayanmaktadır. Bilhassa, kendi görev yerlerinin değiştirilmesini talep eden kişilerin, kendi talepleri doğrultusunda yapılan değişiklikten şikayet edip bu gerekçe ile grev yapmaya çalışmaları, grev hakkını “ciddiyetsiz” bir temele dayandırmaktadır. İlgili sendikanın buna destek vermesi ise, ülkemizdeki sendikacılığın sorgulanmasına da sebep olmaktadır. 8 kişi tarafından yapılan grevin bu şekilde haksız ve ciddiyetsiz oluşu, 200’ün üzerindeki Merkezi Cezaevi personeli tarafından dahi açıkça görülmekte, destek verilmemekte, hatta personel arasında rahatsızlık oluşturmaktadır.

5. Grev kararı alınmasından itibaren cezaevinin ziyaretçi giriş kapısı grev yapanlar tarafından kapatılarak, avukatlar dahil tüm ziyaretçilerin girişi zor kullanılarak engellenmektedir. Grev hakkı kapsamının sınırlarını bariz şekilde aşan bu şekildeki kanunsuz eyleme karşı Polis nezdinde gerekli girişim yapılmış olmasına rağmen, Polis’in konuya ancak Pazartesi günü (18.03.2019) müdahale edebileceği yönünde cevap alınmıştır. Bu durumda, mevzuat ile korunmakta olan “mahkumların yakınları ile görüşme hakkı”, “ailelerin mahkum yakınları ile görüşme hakkı”, “tutuklu ve mahkumların avukat ile görüşme hakkı”, davası devam edenlerin “savunma hakkı” gibi hakların layıkı ile kullanılması için gerekli tedbirleri almak cezaevi yönetiminin görev, yetki ve sorumluluğu dahilindedir. Bu amaçla ziyaretçiler başka bir kapıdan gardiyanlar nezaretinde esas ziyaretçi girişine götürülerek dedektörden geçirilmektedir. Buna rağmen halen ortada herhangi bir güvenlik zaafiyeti olduğu iddia ediliyorsa, bunun sorumlusunun ziyaretçi giriş kapısından girişleri kanunsuz şekilde engelleyen grev yapan kişiler olduğu bilinmelidir.

Kamuoyuna saygı ile duyurulur."