2020 Mali Yılı Bütçe Yasa Tasarısı’nın görüşüldüğü Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu’nda bugün, Ekonomi ve Enerji Bakanlığı Bütçesi ile Turizm ve Çevre Bakanlığı Bütçesi ele alınıyor.

YDP milletvekili Bertan Zaroğlu, İçişleri Bakanı’na Gönyeli’de bir polis karakolu açılmasının düşünülüp düşünülmediğini sordu.

Zaroğlu, polis teşkilatına gerekli takviyenin yapılması gerektiğini belirterek, polislerin emeklilikleri, özlük hakları ve terfileri konusuna değindi, poliste terfilerin yapılmadığını, üst düzey kişilerin yerine atama da yapılmadığını söyledi.
Ülkedeki organize suç örgütlerinin sayısının her geçen gün arttığını öne süren Zaroğlu, “Ağırlıklı sebebin idaredeki boşluktan kaynaklandığını düşünüyorum. Yönetimsel bir hata var. Poliste bir şeylerin değişmesi lazım” dedi.

Zaroğlu, FETÖ konusunda konuşarak, bu terör örgütünü lanetlediğini dile getirdi.

Zaroğlu, “Bazı siyasiler KKTC’de FETÖ yapılanması yoktur dese de eski TC Büyükelçisi Sayın Kanbay KKTC’de güçlü bir FETÖ yapılanması olduğuna dikkat çekmişti. KKTC’deki FETÖ yapılanması 2010’dan sonra arttı” ifadelerine yer verdi.

FETÖ nedeniyle Türkiye’ye iade edilen asker, subay ve sivillere işaret eden Zaroğlu, FETÖ yapılanmasına yönelik 80 civarında polis hakkında soruşturma açıldığını, bu konudaki dosyaların Başsavcılığa gönderildiğini de belirtti.

Zaroğlu,“Dosyaların akıbeti belli değil. FETÖ terör örgütü mensuplarının korunduğuna dair endişelerimiz var. Bu polisler görevden el çektirilmedi. Hükümetin bu konuda açıklama yapması elzemdir. Polis Genel Müdürlüğü’nden ve ilgili kişilerden izahat alınmalı. Konunun takipçisiyiz” dedi.
Zaroğlu, yeni cezaevi konusunun sonuca ulaştırılması gerektiğini kaydederek, çocukların cezaevinde değil ıslah evinde olması gerektiğini vurguladı.
Cezaeviyle ilgili Bakanın kimsenin uyarılarını dikkate almadığını ileri süren Zaroğlu, cezaevindeki şartların iyileştirilmesi için adım atılmadığını belirtti.
Zaroğlu, “meclis çatısı altında işbilmez olarak tanımladığım kişisiniz” diyerek, bu tanımlamasının sebeplerini anlattı. Zaroğlu, Baybars’ın vatandaşlıkları iptal etme girişimiyle ilgili de eleştirilerde bulunarak, “siz bile yasaların üzerinde değilsiniz bakanım” dedi.
“Vatandaşlıkların bu ülkede bir lütuf olmadığını, yasalar çerçevesinde verilmesi gereken bir hak olduğunu” ifade eden Zaroğlu, yeni ikamet tüzüğünün de hangi mantıkla yapıldığını anlayamadığını belirtti.

Ülkeyi kendisinden daha fazla düşündüğüne inanan biri varsa bunun yanlış olduğunu bilmesi gerektiğini dile getiren Zaroğlu, her ülkenin giriş çıkışlarını kendi şartlarına göre düzenleme hakkı olduğunu ancak “TC ile aradaki bağlar nedeniyle” bu tüzüğün geçmesinin yanlış olduğunu söyledi.

Baybars’ın katıldığı hiçbir toplantıda emirnamelerle ilgili açıklamalarının hiçbirinin gerçekleri yansıtmadığını ileri süren Zaroğlu, geçmişte sorduğu ve Baybars’ın verdiği cevapların yanlış olduğunu ispatlayacağını iddia ettiği belgeler sundu.
Zaroğlu, emirnameye aykırı yapılan icraatlara da örnekler vererek, bu konularla ilgili açıklama beklediğini söyledi.

İmar Planı’yla ilgili kamuoyunda fırtınalar kopmasının ardından Cumhurbaşkanlığında paydaşlarla toplantı yapıldığını ve orada ortaya çıkan farklılıkları da anlatan Zaroğlu, İmar Planı’nın çok dikkatli ve akıllıca şekilde değiştirildiğini ve halktan çok güzel saklandığını ileri sürdü.
Baybars’ın İmar Planı’yla ilgili İskele Belediye Başkanına “siyasi şantaj” yaptığını ileri süren Zaroğlu, “şu an o masada olan insanlar var, çıkın gerçekleri açıklayın” dedi.
Baybars’ın önceden “sahilleri herkes kullanacak” dediğini ancak sonrasında kıyı koruma şeridini değiştirerek, imara açtığını söyleyen Zaroğlu, “hani verdiğiniz sözler, bu bir art niyettir” ifadesini kullandı;” ne oldu da fikrinizi değiştirdiniz?” diye sordu.
Zaroğlu, İmar Planıyla ilgili farklı konularda eleştirilerde bulunarak, tarım arazilerinin imara açılmasıyla ilgili de kimsenin net açıklama yapmadığını dile getirdi.

İmar Planıyla ilgili bazı kişilere “peşkeş çekildiğini” ve bu kişiler arasında Baybars’ın akrabaları da olduğunun ileri sürüldüğünü söyleyen Zaroğlu, bu konuyla ilgili bilgiler vererek, bakanın bu konuda ayrıntılı bir açıklama yapması gerektiğini belirtti.

UBP Milletvekili Hamza Ersan Saner ise, emirnamenin İmar Planı’na evrilme sürecinde UBP’nin hiçbir platformda fasıl 96’ya dönelim iddiası olmadığını, bunun özellikle yapıldığını ve yapanları şiddetle kınadığını kaydetti.

Saner, UBP adına bu açıklamayı yapmak zorunda hissettiğini, bu kürsüden yapılan konuşmaları da unutmayacaklarını ifade etti.
Eleştirileri yanıtlayan İçişleri Bakanı Ayşegül Baybars, İçişleri Bakanlığının devletin yarısını oluşturan ve diğer bakanlıklarla da işbirliği içerisinde olması gereken, çok geniş görev alanı olan bir kurum olduğunu ifade etti.

Ülkede 40 yıldır bir statüko olduğunu ve farklı adım atmaya çalışıldığında bu “statüko bekçilerinin” ortaya çıktığını dile getiren Baybars, muhalefetin ortaya koyduğu yapıcı eleştirilere de teşekkür etti.

“En çok eleştirilen bakanlık sıfatını, iş yaptığımız için aldığımızı düşünerek seviniyorum” diyen Baybars, burada iddia olarak nitelendirilen şeylerin itham olduğunu ve yanlış yönlendirmeye yönelik olduğunu kaydetti.

“ZAROĞLU’NUN MİMAR OLDUĞUNU İLK KEZ BUGÜN DUYDUM, ÇALIŞMA KAYDI OLMADIĞI İÇİN BİLGİM YOK”

Zaroğlu’nun mimar olduğunu ilk kez bugün duyduğunu, çalışma kaydı olmadığı için konuyla ilgili bilgi edinemediğini, İmar Planı’nın oluşumunda sürekli katkı çağrısı yapmalarına rağmen Zaroğlu’nu da, eleştiren bir dizi insanı da aralarında göremediklerini ifade etti.

Baybars, kendilerine sürekli ülkeyi emirnamelerle yönetmeyin dendiğini anımsatarak, 6 farklı imar planı çalışması yapıldığını, bu İmar Planı’nın hükümette çatlaklara yol açacağı söylentilerinin de gerçeği yansıtmadığını söyledi.

Baybars, Mimar Mühendisler odasının verdiği 8 görüşün 7’sini hayata geçirdiklerini belirtti.

Kürsüye çıkan bir dizi vekilin kendisini inatçı ve öneri kabul etmemekle suçladığını hatırlatan Baybars, koalisyon çalışmalarında İmar Planlarının ortak noktalar olarak belirlendiğini, kendilerinin, ne vaad ettiyse onları ortaya koymaya çalıştığını söyledi.

Baybars, “biz sözleri tutuyoruz diye eleştirileceksek, biz sözlerimizi tutmaya devam edeceğiz” dedi.

İskele Belediye Başkanına siyasi şantaj yaptığı iddiasına “Belediye başkanına imar izni için görüşlerini sordum anlaştık” diyen Baybars, Fasıl 96 Yasasının ruhsat makamına, kanalizasyon yağmur suyu direnaj vb altyapı konularında koşul koyma yetkisi verdiğini, dolayısıyla ruhsat makamlarının hem imar planının altyapı maddesine hem de Fasıl 96 yasasına atıfta bulunarak, tüm altyapı faaliyetlerini zorunluluk olarak ortaya koyabildiğini belirtti.

Kıyı Koruma çizgisini kaldırdığı iddialarına da değinen Baybars, halka yaptıkları sunumda da sonrasında da kıyı koruma çizgisinde değil, sonrasında sadece kamunun yararına yapılmasına izin verdiklerini, bunu da İskele Belediyesini dışlamadan yaptıklarını kaydetti.

Plandaki yolları kendilerinin çizmediğini ve herkesin onayıyla belirlediklerini anlatan Baybars, kent parkı olarak ayırdıkları alanın da önceden Esnaf ve Zanaatkarlar odasına verilmiş olduğu için plandan çıkarıldığını söyledi. Baybars, İmar gelişme sınırı içinde veya dışında üniversite yapılmasını belirlediklerini ancak haritada işaretlemediklerini söyledi.
Baybars, yakınlarının menfaat sağladığı ithamlarına ise “son derece yakışıksız çirkin ve dayanaksız şeylerin nasıl cevabı olur bilemiyorum. Sadece size iade edebilirim” dedi.

Zaroğlu’nun iddia ettiği konularda açıklamalarda bulunan Baybars, emirnamenin ardından izin verilen 330 projeyle ilgili de bilgi vererek, çed raporlarını verenin de Çevre Dairesi olduğunu söyledi.

İmar Planı çerçevesinde yapılan itirazların aynı konuda ve aynı sebeple yapılmadığına işaret eden Baybars, belediyelerin de kimisinin arazilerin imara açılması, kimisinin ise açılanların açılmaması için olduğunu vurgulayarak, kendilerinin ortada durarak, herkesin önerilerine eşit yaklaşmak zorunda olduklarını kaydetti.

İmar Planı’nın ortak aklın ürünü olduğunu, her sektörün ve kurumun taleplerinin yerine getirilemeyeceğini ifade eden Baybars, imara açılan yeni alanların kentsel gelişim alanı içerisinde olduğunu, tarım arazisi olmadığını dile getirdi.

Baybars, Plandan önce bütün tarım arazileri imara açıkken şu an yüzde 88’inin imara kapandığını kaydetti.

İçişleri Bakanı Baybars, Cezaevi konusunda söylenenlere katıldığını, yeni cezaevi tamamlanınca eskisini ıslahevi yapmak için adım atacaklarını söyledi.

Gardiyanların terfisinin önündeki engellerle ilgili de ara emrini ortadan kaldırdıklarını, 4 Ocak’ta hem terfi alanların mülakatlarını yapacaklarını, hem de münhale çıkacaklarını belirtti.

Baybars, nüfus sayımını 2020’de daha az ilkel ve modern sistemle gerçekleştirmeyi amaçladıklarını söyledi.

Vizeler tüzüğüyle ilgili kendilerinin de hataları olabileceğini, tüzük ve genelgeleri çıkarma amaçlarının, anomalileri görerek, düzeltme şansını yakalamak olduğunu söyledi.

Baybars, belediye reformlarında kararlı olduklarını hep yinelediklerini, bu konuda belediyelerin de katılımını istediklerini ancak hiçbir kurumdan resmi bir yazı sunulmadığını ifade ederek, bir kez daha çağrı yaparak, 2020 yılında yeniden tüm kesimleri görüşlerini bildirmeye davet etti.

Kırsal kesim arazileriyle ilgili de 48 köyde keşif ve 155 sözleşme yaptıklarını dile getiren Baybars, geçmişte olduğu gibi altyapısı tamamlanmamış arsa dağıtmak istemedikleri için, konuyla ilgi titiz çalıştıklarını belirtti.

Baybars, bucak hizmetleri için de çok çalıştıklarını ve bu konuda da kararlı olduklarını belirterek, 2020’de Karpaz bölgesi için de imar planı hazırlayacaklarını vurguladı.

Konuşmaların ardından İçişleri Bakanlığı bütçesi oy çokluğuyla onaylandı.
DB/TAK