Deniz Abidin
 
TDP Genel Sekreteri Asım İdris, koalisyonun kurulma amacının erozyona uğrayan UBP-DP oylarını hükümetten yararlanarak geri devşirme  olduğunu belirtti. İdris, icraatlara bakıldığında istihdam, arazi dağıtımı, vatandaşlıktan öteye gitmediğini ifade ederek, hepsinin bir bütün olduğunu kaydetti. İdris, bu yatırımların hepsinin seçime yönelik olduğunu dile getirerek, gücünü kaybeden UBP-DP’nin yeniden gücünü kazanma yoluna gitme amacı taşıdığını  söyledi. İdris, içte başarılı olmayan bir hükümetin Kıbrıs sorununun geldiği nokta üzerinden prim elde etmeye çalıştığını belirterek, sürecin tamamının seçime odaklı olduğuna vurgu yaptı. İdris, proje ve halk odaklı bir hükümet çalışmasının söz konusu olmadığını belirterek, vatandaşlık verilenlerin bir kısmının ülkede uzun yıllar kalan ve gerekli koşulları yerine getirenlerden oluştuğuna dikkat çekti.
İdris, bu kişilerin olup biteni gördüğünü, yeniden aynı partilere oy verebileceklerini düşünmediğini ifade ederek, şöyle devam etti, “ülkede çok kısa süre bulunan veya bulunmayan kişiler gerekçesiz olarak Bakanlar Kurulu kararıyla usulüne aykırı vatandaş
yapıldı, yapılan bu vatandaşlıkların sıkıntı olacağını düşünüyorum. Kendi nüfusumuzun çok üzerinde vatandaşlık verilmesini de doğru bulmuyorum. Bunlar bizim irademizi sıkıntıya sokar durumdadır. Son çıkan alan çalışması anketlerinde özellikle DP’nin erozyona uğradığını görebilmekteyiz. Halkın da burada daha uyanık olması gerekmektedir. Aynı hataya bir kez daha düşmemesi gerekmektedir. Bizler de muhalefet olarak olanları halka anlatmaya çalışarak ülkedeki iradenin toplum sorunlarıyla samimi şekilde ilgilenebilecek bir iradeyi ortaya çıkarma üzerine uğraşıyoruz”
 
“Eğitim sadece okullar açılırken konuşulmamalı”

İdris, eğitim alanına bakıldığında eğitim öğretim yılının başlamış olmasına rağmen okullarda kitap eksikliğinin gözlemlendiğini, okulların fiziksel yapısında sorunların olduğunu, eğitimin okullar açılırken konuşulması gereken bir konu olmadığını kaydetti. İdris, eğitimin her zaman gündemde olması gereken bir konu olduğunu belirterek, daha önce yaptığı açıklamada eğitim bakanlığına çağrıda bulunduğunu ve hazırlıklara şimdiden başlanması gerektiğini anımsattı. İdris, okulların altyapısı ve öğretmen nakilleriyle ilgili konularda önceden çalışmalara başlanması durumunda üzerinde tartışmaya dahi zamanın kalacağına dikkat çekti.
 
“Parti içi dengeler uğruna eğitim sistemi feda ediliyor”

İdris, şunları belirtti, “Okullar açıldığında bu sorunları onlara yaşatmayalım. Ancak görüşüyor ki her dönem bir nakarat gibi aynı sorunlarla karşı karşıya kalıyoruz. Bundan da öğrenciler etkileniyor. Bakanlık tüm bu sorunları her ne kadar görmezlikten gelse de ortada duruyor. Eğitimdeki eşitsizlikler, özellikle devlet ve özel okul arasındaki eşitsizlik, diğer taraftan İlahiyat adı altında açılan imam hatipleri biz toplum önünde tartışmak istiyoruz. Ne yazık ki bunu gündeme getirdiğimizde eğitim bakanımız bize kara propaganda yapıyorsunuz diyor. Bu yaklaşım sorunları çözmez. Ansızın bir basın toplantısı yapıyorsunuz, apar topar bir okula gidip bakın her şey tamam diyorsunuz ama orada da görüyorsunuz ki her şey tama değil. İçinde bulunduğumuz durumun ne kadar kötü olduğunu görüyoruz. Parti içi dengeler uğruna  eğitim sistemi feda ediliyor ”
 
“Hasta da doktor da memnun değil”

Asım İdris, sağlık alanına bakıldığında bir vatandaş kendi ihtiyacını bir şekilde karşılarken, son dönemde doktorlarla yaşanan sıkıntıdan sonra devlet hastanelerinin boşaldığını belirtti. İdris, ek ödenekler ya da döner sermayeden yararlanılacak gibi eşitsizlik yaratacak  bir yapının ortaya çıkartılmaya çalışıldığını söyledi. İdris, “Hasta da doktor da memnun değil” diyerek, “çevreyi iyi korumuyorsanız, yediğimiz gıdayı sağlıklı soframıza getiremiyorsanız, çocuklarımıza kaliteli ücretsiz bir eğitimi veremiyorsanız, o halde koltuklarda ne yapıyorsunuz diye düşünmelisiniz. O halde o koltukları neden işgal ediyorsunuz?” diye sordu.
 
“Demek ki başka gösterebilecekleri bir şey yok”

İdris, son dönemde Gönyeli Çemberindeki kaçış yollarının konuşulduğunu, ancak bunun da bilimsel anlamda işe yarayıp yaramadığının tartışılır olduğunu söyledi. İdris, “Bir tantana yapıldı. Sanki de bu yapıldığında büyük projeler gerçekleşmiş, ülke ileriye taşınmış gibi davranış içine girdiler. Belki de bir miktar faydası olmuştur. Ya da belki de başka tarafa sıkıntılar yaratmıştır. Bunun büyük bir olay olduğunu düşünmüyorum, ancak bunu büyük bir olay gibi göstermeye çalışan bir hükümetle karşı karşıyayız. Demek ki başka gösterebilecekleri bir şey yoktur” diye konuştu.
 
“Ortak bir metin çıkabilme ihtimali ben göremiyorum”

İdris, Kıbrıs konusunun çok uzun yıllardır devam etmekte olduğunu belirterek, Denktaş ve Eroğlu döneminde dahi görüşmelerin kopmadığını, bugün kopmuş olabileceğini düşünmediğini söyledi. İdris, ara verildiğinin bir gerçek olduğunu dile getirerek, her iki taraftaki seçimin gündemde olmasının süreci olumsuz etkilediğini kaydetti. İdris, Güney’deki seçimden sonra sürecin yeniden canlanacağını tahmin ettiğini belirterek, şöyle devam etti, “Newyork’ta bugün bir çerçeve anlaşması aranabilir. Bu anlaşma zaten bugün mümkün olsaydı daha önce kopan görüşmelerde ilerleme sağlanabilirdi diye düşünüyorum. Bu çerçevede ortak bir metin çıkabilme ihtimali ben göremiyorum”
 
“Solda birlikteliğe kapalı değiliz”

İdris, solda birlik çalışmalarının sürekli olarak gündemde olan bir konu olduğuna dikkat çekerek, geçmişten gelen bir takım birlikteliklerin söz konusu olduğunu kaydetti. İdris, birçok konuda Baraka ve Bağımsızlık Yolu ile TDP’nin ortak eylem yaptığını hatırlattı. İdris, “Sendikalarla birlikte ortaklaşa eylem birliğinde olduğumuz oldu. Partilerle oldu. Ancak solda birlikten kastedilen seçime yönelik bir birliktelikse bu iş birliğinin sürekli basın önünde tartışılması çok doğru değildir. Bu işin nasıl yapılacağının zemini aranmalıdır. Bu konularda çok da basın önünde konuşmamaya dikkat ediyoruz. Kurumsal birliğimizin dışında birliktelikler daha önce yaptık. Burada partiler dernekler zarar görmedi ama biz bundan hep zarar gördük. Biz edindiğimiz bu tecrübeden dolayı kişisel kimliğimiz üzerinde sıkıntı yaşamayacağımız, toplumun önüne birliktelik diye çıkardığımızda dağılan yapıların olmaması önem taşır. Daha sağlam daha düzgün adımlar atarak davranmalıyız. Biz solda bir birlikteliğe kapalı değiliz, ancak adım atılmadan daha sağlıklı düşünülmesi taraftarıyız”