Sevgili Reşat Akar yazdı; “... İkinci turda CTP’lilerin tamamının Akıncı’ya veya HP’lilerin tamamının Tatar’a oy vereceği garantisi yok...”

Katılıyorum...

-*-*-

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ilk turu ve ikinci turu ile alakalı yorum yazmaya bugün de devam ediyoruz...

Mesela, “İlk turda, parti olarak en dik duruşu UBP sergiledi” saptamasını eklemek istiyorum.

-*-*-

UBP’de hem “kemik oylar, hem de “sempatizanlar”, neredeyse yüzde yüz oranında kendi genel başkanlarını destekledi...

-*-*-

Peki CTP?

CTP’de öyle olmadığını zaten partililer gizlemedi.

Kemik oylar kesinlikle Tufan Erhürman’a gitti ancak “sempatizanlar” öyle yapmadı.

Mustafa Akıncı’ya oy verdi...

İkinci turda da bu oylar yine Akıncı’ya gider diye düşünüyorum.

Peki kemik oylar?

“Onlardan emin değilim!”

Çoğunluğu Akıncı’ya gidebilir ama bir kısmı gitmeyecek!

Ve bu “bir kısım oylar”, bence “final anında çok önemli olacak!

Sonucu belirleyici olabilecek güçte bir “kısım”dan söz ediyoruz!

-*-*-

Ve bunun da ötesinde, Erhürman’ın ilk turda aldığı oyların çok önemli bir kısmının, parti dışından geldiği inancım veya ufaktan saptamam da söz konusudur.

Bu oyların ikinci turdaki adresi de “kesin” değildir.

-*-*-

Dolayısıyla, CTP Genel Başkanı’nın ilk turda aldığı yüzde 20 civarındaki oy oranının tamamının, parti ne tür karar alırsa alsın,  “federal çözüm iddiası” veya “Tayyip Erdoğan’ın inadına...” Akıncı’ya akacağını düşünmek saflık olur. 

-*-*-

Bu durumda, YDP, HP ve DP’li oylar hatta Arif Salih Kırdağ’a oy verenler de bence “sonucu belirleme açısından” hayati önemdedir.

Ve ilk turda sandığa gitmeyip, “şimdi kesin giderim” diyenler de!

-*-*-

Ve bir grup sevgili Akıncı taraftarı kardeşim...

Küfrederek, laf sokarak, aşağılayarak, suçlayarak bir yere varamazsınız...

-*-*-

Rakibe veya sizden farklı düşünen herkese saldırarak seçim kazanılmaz...

Bu konuda Serdar Denktaş bir kaç televizyon programında bence yanlış yaptı... (Daha sonra yazacağım)...

Vatandaş saldıranı kınar, saldırılanı da mağdur görüp sahiplenir...

-*-*-

İki aday yarışacak Pazar günü...

İkisi de bu ülkeyi çok seviyor...

İkisi de örneğin Kıbrıs sorununun çözümünü istiyor.

Ersin Tatar’ın savunduğu çözüm şekli sizin veya benim beğendiğim çözüm şekli olmayabilir...

Mustafa Akıncı da aynı çözüm şeklini yıllarca savunmadı mı?

Görüşlerini değiştirmiş olabilir ama Akıncı da geçmişte “Türkiyesiz olmaz – yaşasın KKTC” demiyor muydu?

Haaaa, yarın bir bakarsınız Ersin Tatar da Akıncı ile aynı noktaya gelir!

Zaten Akıncı’nın savunduğu her şeyin imzasını, bir önceki seçimde yarıştığı UBP’li aday Dr. Derviş Eroğlu imzalamamış mıydı?

“Efendim O’na imzalatmışlardı!”...

Akıncı’ya veya Tatar’a “imzalatamazlar mı?”

Öyle mi düşünüyorsunuz?

-*-*-

Kavgaya, küfre, tacize, bullying yapmaya hiç gerek yok!

Üstelik o kadar acı ve hesapsız saldırdınız ki, partisi ne karar alırsa alsın, bence Tufan Erhürman, sizin tarafa değil oy vermek, bakmaz bile!

-*-*-

Sakin olmakta fayda var...

Heyecanlı bir seçime giriyoruz ama sonrası daha heyecanlı olacak...

Çünkü seçimin sonrasında, başa çıkmamız gereken çok ciddi ekonomik sıkıntılar bizi bekleyecek.

Ve bu sıkıntıların üstesinden gelmek adına, birbirimize daha sıkı sarılmamız kaçınılmaz olacak...

-*-*-

Derinya eylemi ve Akıncı’ya tehdit olaylarını da yorumlayalım... ...

Derinya’da eylem yapan yaklaşık 200 Rum genç ve Akıncı’yı kafasına sıkmakla tehdit eden İstanbullu ağabeyle ilgili söylenecek fazla bir şey yok...

Allah insanoğluna beyin dağıtırken, bu garibanlara gramajı ciddi anlamda eksik vermiş.

Onlar da her gramajı eksik beyni olanlar gibi, gitmişler faşist olmuşlar...

Başka bir açıklaması yok!

-*-*-

Cumartesi günü Rum fanatikler yine Derinya’da toplanacakmış!

Daha kalabalık olacaklarmış!

Gerçekten kusura bakmasınlar ama babaları ve dedeleri de 15 Temmuz 1974’te EOKA B çatısı altında toplanmıştı!

Derken Yasemin Kumral diyorum, başka bir şey de demiyorum!

Oturun bre oturduğunuz yerde!

Sakin olmakta ve sakin kalmakta fayda var.

-*-*-

“Bu tür sınır eylemleri ve gerginlik bağlantılı en küçük bir kıvılcım, çok ciddi sonuçlara yol açabilir” endişesi her zaman içimdedir.

Bu Ada, bir 1974’ü daha kaldırmaz!

Kıbrıs Rum Yönetimi’nin, eylemcileri sınıra yaklaştırmamak adına, elinden geleni yapması, en doğru olandır...