Kanal T’deki televizyon programına mesaj gönderen dinleyicilerimizden biri dün dedi ki; “… KKTC’de sabahın 07.30’undan gece 23.00’e kadar herkes siyaset yapar… Bunca siyasi tartışmaya rağmen, bir arpa boyu yol kat edilemedi!”

Bütün gazeteler, televizyonlar, her yer ve her yerde siyaset!

Her türlü karar alınıyor ama gelişme yok!

-*-*-

Üniversitelerde eminim tam zamanlı hocalarımız uzaktan eğitim konusunda canını yemiştir…

Ama yarı zamanlı hocalar için aynı şey pek kolay olmamıştır.

Ben üç dört defa ders saatinde, uzaktan eğitim denedim, 50 kişiden 2 kişi bile katılmadı…

Günlük gelişmeleri takip etmemiz gerekiyordu; olmadı…

Tecrübeleri paylaşıyorduk, yapamadık…

Öğrenciye de günah, bunca yatırım yapmış üniversiteye de günah…

Peki yeni dönem ya da yaz okulunda ne olacak?

KKTC uzaktan eğitime devam mı edecek?

Her gün karar alınıyor ama gelişme yok…

-*-*-

Üniversiteler ne kadar ısrarlı açıklamalar yaparsa yapsın, yüz yüze eğitim sıkıntısı yaşanacaksa, öğrenci sayısı çok dramatik bir şekilde düşecektir.

Çok bilirmiş gibi konuşmamak lazım ama çözüm bulunması için çaba harcanmıyor, sadece siyaset yapılıyor. Elle tutulur hiçbir şey yok.

Irkçılık ayaklanmaları gibi, yarın Amerika ve İngiltere’de, “biz uzaktan eğitim için para vermemiştik” diyen öğrencilerin açacağı davaların domino taşı gibi etki yapabileceğinden söz edenler yok değil.

-*-*-

Peki KKTC bu konuda tedbir aldı mı?

Hayır!

Alacak – verecek meseleleri çoğalacak.

Hatta çoğalmaya başladı.

İddia ediyorum ve diyorum ki, borç taksit ödemeleri ertelenen vatandaşın büyük çoğunluğu, “haydi ödemeye başlayın” dendiğinde, bunu yapamayacak.

-*-*-

İnsanoğlu “homo ekonomicus”tur!

Egosu, hesapları ve korkuları birleştiği anda; taksit ödeme kesinlikle olmayacak!

Alın size binlerce dava daha!

-*-*-

Çözüm üretmesi gereken UBP’de, cumhurbaşkanlığı yarışı bağlantılı genel başkanlık yarışı var!

Neden?

Kişisellik!

Tek sebep, toplumsal ve toplumcu olamamamız!

-*-*-

UBP’de bakan olamamış kişiler, öyle açıklamalar yapıyor ki; sanırsınız ana muhalefetin genel başkanı konuşuyor!

Alın aynı adamı bakan yapın; iki gün sonra, söylediklerini hatırlatın; “ne münasebet, her şey yolunda, Anavatan yanımızda, çalışmaya devam” diyecek!

-*-*-

UBP’nin en yetkili kişileri bile, “UBP’nin düşmanı UBP’dir”i kabul ediyor ama bu ortamda, sağlıklı çözüm üretilemeyeceğini kimse anlamıyor!

Anlasa da dile getirmiyor!

-*-*-

A, B, C diye ülkemize gelecek olan turistlerin ülkelerini üç sınıfa ayırmışlar…

A sınıfı “en güvenli ülkeler”…

Hangi açıdan güvenli?

Koronavirüs!

Bu ülkelerin içinde “Türkiye” de var!

-*-*-

Şikayetim yok!

Üzülmüyorum, bozulmuyorum ama bu kararın “sağlıkla bağlantılı akıl ve mantıkla” alındığını sanmıyorum.

Bu kararda Türkiye’deki yönetimden korku vardır, yağcılık vardır ve yanlış vardır!

Ve bu kararın, “savunması” yoktur!

Türkiye düşmanlığı değil yaptığım!

Har har etmeye kalkmayın!

Alınan kararların “sağlıksız” ve “çok riskli” olduğudur anlatmak istediğim!

-*-*-

Bir yığın ülke adı açıkladık!

Ama bu ülkelerden bize gelen uçak yok!

Karar belli ki Türkiye için alındı!

Bir arkadaşın dediği gibi; “… Olan be gavollem, bubamın evine gitmedim dört aydır, şimdi bütün aldığımız tedbir boşa mı gidecek?”

-*-*-

Londra’daki Kıbrıslı Türk, C sınıfında; Türkiye vatandaşları A sınıfında!!!

Buna, gerçekten “sağlık kurulları” mı karar verdi?

Asla inanmam!

-*-*-

İlk, orta ve lise dengi özel okullarımız bir miktar uzaktan eğitimi sürdürdü.

Devlet okulları da güya televizyondan eğitim verdi.

Kimseye bir şey dediğim yok!

Elbette salgın sebebiyle oldu bu aksilik!

Ama, bir çok özel okul sınav da yaptı.

Bir tanıdığımın oğlunun ilk dönem notları düşüktü, ikinci dönem uzaktan eğitim ve sınavlarda çok iyi notlar aldı.

Ama bakanlık, “ilk dönem notları verilecek” dedi.

Çocuk, notlarını yükseltebilirdi!

Çok fazla öğrenci yok mu böyle?

Kaç kişi var bilemem ama “çocuğum notlarını yükseltti, sınav yaptınız ve başarılı oldu, neden ilk devredeki düşük notları verdiniz?” diyen veliler dava açamaz mı?

“Mağdur edildik” diyen açabilir, açacak olan da vardır!

-*-*-

Ve birinci dalgayı rahat geçirdik.

Şimdi açılıyoruz.

Saçılıyoruz.

1 Temmuz’da herkes elini kolunu sallayıp gelecek!

Efendim PCR testi yapacaklar falan…

-*-*-

Ben şimdiden karantinaya çekiliyorum…

Üzgünüm!

Ve doğrudur; sadece biz değiliz ki sorunlu olan!

Bütün Dünya’da sağlık ve ekonomik sıkıntılar çok fazla.

Ama biz herkesten çok daha garibanız, her ülkeden daha zavallıyız, son derece yetersiz bir sağlık altyapımız var ve bunu geliştirebilecek paramız yok!

Sağlıksız – dengesiz – plansız – programsız – parasız – belirsiz günlere bir de hep söylenen “ikinci dalga” eklenirse; vay halimize!

Çözüm mü?

Koronavirüs inşallah “ikinci dalga”sıyla gelmez ve vurmaz!

Ama koronavirüs olsa da olmasa da kendi kendini yok etse bile; bu sistemle, mevcut yapıyla bizim işimiz hiç de kolay değil!