Yeni Bakış gazetesinden Deniz Abidin'in haberine göre; Uluslararası İlişkiler Uzmanı Dr. İsmail Kemal, 7 Ocak seçim sonuçlarını tüm siyasi güçlerin soğukkanlılıkla değerlendirmesi gerektiğini belirterek, özellikle seçimlerde beklediğini bulamayan partilerin kendi oy oranlarındaki düşüşün nedenlerini iyi analiz etmesi ve bu temelde gerekli özeleştirileri yapmalarının önemine işaret etti. 

Kemal, UBP’nin yüzde 35 civarında oy alarak seçimin galibi olduğunu ifade ederek, iktidarda olmanın getirdiği yıpranmaya rağmen UBP’nin bu sonucu alma nedenlerinin ise, iyi incelenmesi gerektiğini söyledi. 

Kemal, “Kolaycı izahatlar işe yaramaz” diyerek, Meclise girmeyi başaran HP ve YDP’nin de başarılı olanlar arasında yer aldığını kaydetti. HP’nin yüzde 17 oranında oy alarak 9 milletvekili çıkarmasını önemli bir başarı olarak değerlendiren Kemal, YDP’nin ise, yüzde 7 oranındaki oyunun küçümsenemez olduğunu belirtti. Kemal, TDP’nin büyük oranda yerinde saydığını, 2013 seçimlerinde aldığı oranın biraz üstüne çıktığını belirtti. 

“CTP kan kaybının nedenini geçiştirmemeli”

“Bu tatmin edici bir sonuç mu? Sanmıyorum” diyen Kemal, CTP’nin hem oy oranında hem de milletvekili sayısında ciddi düşüş olduğunu kaydetti. Kemal, muhalefetteyken yaşanan bu kan kaybının CTP’yi yönetenleri ciddi olarak düşündürmesi gerektiğinin altını çizerek, konunun geçiştirilmemesi, nesnel analizler yapılması gerektiğine vurgu yaptı. Kemal, “Aksi takdirde düşüş eğilimi devam edebilir. Seçmenin partiye verdiği bir mesaj var. Bu doğru okunmalı. Solda bir düşüş olduğu doğru ama, sağda DP de oy kaybeden partiler arasında. Onların da konuyu iyi incelemesi şart” diye konuştu. 

“İstikrarlı ve uzun vadeli bir hükümet zor”

Kemal, şöyle devam etti, “Mecliste oluşan tablonun hükümet kurmayı zorlaştırdığını hepimiz biliyoruz. İstikrarlı ve uzun vadeli bir hükümet zor gibi görünüyor. Farklı olasılıklar var. Sonuçta nasıl bir hükümet kurulacağını tahmin etmek zor ama ufukta bir erken seçim olduğu kanısı yaygın. Önümüzde belediye seçimleri var. Yani seçim havası devam edecek. Erken bir seçime gidilecek mi? Ne zaman gidilecek? Göreceğiz. Derme çatma veya yamalı bohça koalisyon hükümetleri kalıcı olmayabilir.” 

“Sonuç sürpriz olmadı”

Kemal, Kıbrıslı Rumların şu anda kendi seçimlerine yoğunlaşmış durumda olduklarına dikkat çekerek, Kıbrıslı Türklerin ortaya çıkardığı siyasi tabloyu medyadan izlediklerini belirtti. Kemal, UBP’nin birinci parti çıkmasının zaten beklenmekte olduğuna dikkat çekerek, bu nedenle sonucun Güney Kıbrıs için sürpriz olmadığını kaydetti. 

Kemal, “Güney Kıbrıs, Kuzey’in hükümet kurma çalışmalarını, hangi partilerin koalisyon kuracağını izleyecek. Ancak esas dikkatleri kendi seçimlerindedir. Artık seçim sürecinin son aşamasına giriyorlar” dedi. 

“Seçim dönemi müzakere ortamı oluşturmuyor”

Kemal, Kıbrıslı Türklerin veya Kıbrıslı Rumların seçim döneminde olmasının müzakereler açısından olumlu bir ortam oluşturmadığını belirterek, bu gibi durumlarda  genellikle seçimlerin tamamlanmasının beklendiğini söyledi. “Kıbrıslı Türklerin önce belediye seçimleri var. Erken seçim olasılığı güçlü görünüyor ama ne zaman olacağını bilemeyiz. 

Bir koalisyon hükümeti kurulursa en azından bir süre siyasetin önü açılmış olur” diyen Kemal, müzakereler konusunda Kıbrıslı Rumların seçimleri ve kimin kazanacağının da önem taşıdığını kaydetti.  Kemal, “Bu nedenle siyasi durum şubat ortalarında açıklığa kavuşabilir. O zaman müzakereler konusunda daha sağlıklı analizler yapabileceğiz” diye konuştu. 

“Türkiye hükümet krizi istemiyor”

Kemal, Türkiye’nin bir hükümet krizi istememesinin çok doğal olduğunu belirterek, Türkiye’nin hem içteki işlerin yürümesi, hem de müzakereler açısından bir hükümetin kurulmasını şart gördüğünü söyledi. Kemal, “Sanırım Sayın Çavuşoğlu bunu anlatmak istedi. En erken zamanda bir hükümet kurulması sokaktaki vatandaşın da beklentisidir. İnsanlar siyasal belirsizlik istemiyor. Bu konuda top siyasi partilerdedir” dedi.

“Yargı, hukuk temelinde gerekli değerlendirmeyi yapmalı”

Kemal, milletvekilliğini kazanamayan ancak dokunulmazlıkları nedeniyle bakan oldukları dönemde adı birçok şaibeli işe karışan bakanların yargılanması konusunda ise şu ifadeleri kullandı, “Bu konu yargıyı ilgilendirir. Hukuk temelinde gerekli değerlendirmeleri onların yapmaları lazımdır. Yargıya müdahale etmek doğru olmaz. Önemli olan yasaların uygulanmasıdır. Yargının görevi bunu sağlamaktır. Farklı ülkelerde kendi hukuk sistemleri çerçevesinde farklı uygulamalar olabilir. Önemli olan her ülkenin kendi hukukunu hayata geçirmesidir. Kıbrıslı Rumlarda zaman zaman soruşturmalar olabiliyor. Tabii genelleme yapmadan, her konuyu somut olarak ele alıp incelemek ve ona göre karar vermek gerekir.”