Zengin’in biri, milletvekiline para verir; o milletvekili de gider, parlamentoda konuşur!
Bu öğrenilince, zengine bir şey olmaz; milletvekili piyasadan çekilir.
İngiltere’de!
Bizde değil tabii ki!
Bir bakan, damadının Amerika’ya Büyükelçi olarak atanmasını ister, baskı yapar ve atama gerçekleşir!
Bakanı da damadını da ham yaparlar!
İngiltere’de tabii ki, bizde ya da Anavatan’da değil!

-*-*-

Yazmaya da çekiniyorum doğrusu; Türkiye’de Devlet Başkanı’nın damadı en güçlü bakanlardan biridir.
Avrupa’da olmaz mı böyle şey?
Kardeşim, mümkün değil!

-*-*-

Bir bakan, mesela çok yakından tanıdığımız Kıbrıslı Türk işadamına saat hediye eder; saatin arkasında, “bu bastardaların seni ezmesine izin verme” yazılıdır; o bakanın siyasi hayatı sıfırlanır. 
1990’lı yıllarda olur bu olay...
Nerede?
İngiltere’de!
KKTC’de değil elbette!
KKTC’de aynı iş adamına veya bir çok iş adamına milyonlarca TL krediler verilir; sonra o krediler bir kalemde silinir!

-*-*-

“Conflict of interest!”
Çok önemli bir “devlet yönetme aracı”dır!
Çağdaş, demokratik, şeffaf, hesap verebilir devletlerde bu ilke “olmazsa olmazların” en başındadır!
Tam Türkçesi yoktur!
Yukarıda da örneğini verdiğimiz gibi; “bakanın, damadını büyükelçi yapamaması hali”dir!
Bakan, oğluna ihale veremez!
Bakan, evladına arsa tahsis edemez!
Bakan, tanıdığına ayrıcalık tanıyamaz!
Bakan, bir iş insanının oğluna, babasının otelinde karantina hakkı tanıyamaz!

-*-*-

Son söylediğim mi?
İşte anlatmaya, açıklamaya çalıştığım olay budur!
Yeni dönemde “bu olmasın” diyoruz!

-*-*-

Evlat, hepimizin evladı vardır ve evlat candır!
Ama bunun siyaset – iş insanı arasındaki ilişkiyle ayrıcalık görmesi; olmaması gerekendir!
Aytaç Çaluda’yı yediniz bitirdiniz!
“Ben müdürken, Mehmet Ali Talat bile arayıp, yakınlarının işini yapmamı istedi” demedi mi?
E ŞİMDİ YAŞANAN NEDİR?

-*-*-

İşte koronavirüs dönemi öncesinde bolca yaşadığımız kokuşmuşluk, iğrençlik, rüşvet, siyasetçi – iş insanı dostluğu ve siyasetçi – gazeteci dostluklarının, hepten gitmesidir yeni dönemde, yeni yaşamdaki en büyük arzumuz!

-*-*-

Efendim, Besim Tibuk’un oğlu gelmesin mi?
Elbette gelsin!
Binlerce kez de teşekkürler yaptığı yardım için!
Sağolsun, varolsun!
Ama, karantinaya alınmalıydı!
“Alındıııı!” mı diyorsunuz?
Ben de diyorum, “böyle alınma keşke hiç olmasaydı”...
Keşke, dün biri çıkıp, “yanlış yaptık, ilgili kişi, Güzelyurt’taki yurtta, bir odaya yerleştirilmiştir” deseydi!

-*-*-

Arkadaşı havaalanından kim aldı?
Şoförü mü?
Polis mi?
Sağlıkçı mı?
Onlara test uygulandı mı?
Aile fertleri, dostları ile görüştü ve kucaklaştı mı?
Kucaklaştıysa, babaya test yaptınız mı?
Nasıl güvenelim size?

-*-*-

Kazıdık, karıştırdık!
Daha neler çıktı!
Meğer ilk değilmiş bu olay!
Aşırı torpilli en az iki olay var daha!
“Amaaaaaan; iki kişiyi abartıyorsun Serhat” mı diyeceksiniz?
Evet, abartıyorum!
2, 6, 24, 72... 
RO sayısı mı demişti Başbakan?

-*-*-

Neyse, bugün 1 Mayıs!
Emeğin, emekçinin, işçinin Bayramı!
Kutlu olsun!

-*-*-

“Koronavirüs, patronları da vurdu” diyorsunuz!
Diyenler var!
Koronavirüs, tüm Dünya’da sadece işçileri ve emekçileri vurdu ve ölenlerin belki de tamamına yakını yoksullar.
Özelleşen sağlık sistemlerinden faydalanamayanlar!
Dev Amerika’ya bakın!
Dökülüyor!

-*-*-

Elbette kendi işinin patronu sayılan zavallı esnaf da vurulmuştur, ancak belli ki çok büyük patronlar, hala evlatlarına özel uçak tutup, 6 bin adet de sağlık bir şeyisi hediye edebiliyor ve dilediğini de yapabiliyor!
Olay budur!
Bu olayın “açıklaması” siyaset açısından sadece “istifa”dır!
Ama şimdi değil!
Çünkü şu anda ne seçim yapılabilecek bir dönemdeyiz; ne de bunu düşünebilecek bir dönemde!
Umarım, son olay bir ders olur ve “çok parası olana, bu türden ahlaksız kıyaklar” geçilmez!

-*-*-

Yoksa ne mi olur?
Dün de yazdım, bir şey olacağı yok çünkü ne acıdır, tuz da kokmuştur ve hepimiz “öküz” bile değiliz!
Seyrediyoruz!

-*-*-

Ama bazı merak ettiğim konular var!
Mesela, çok hayvan vurduğumdan da değil; hatta 2008’den beri tek bir keklik vurabilmiş değilim ki o da ayrı bir mesele ama “sokağa çıkma yasağının devam edeceği bir Pazar günü, alsam av tüfeğini ve çıksam ovaya; polis de beni durdursa ve desem kendisine ki, ‘İki kitim var, beni idare et, üstelik vurmuyorum, sadece tüfekle yürüyorum’”... Suç işlemiş olur muyum?
Ben o iki kiti devlete versem polis beni bağışlar mı?
Mahkemeye çıkarsam, yargıç ne der?
Savcılık nasıl düşünür?
Bunun adı “anarşi” mi olur?

-*-*-

Çok mu abartıyorum?
Niye?
Niye abartıyor muşum?
Yapmayın kardeşim!
Yeni dönemde, yeni yaşamda, büyük otellerin patronları, büyük sermayenin büyük isimleri ile siyasilerin ilişkisi olmamalı!

-*-*-

Formula 1 patronu Bernie Eccleston var biliyor musunuz?
Geçenlerde torunundan genç yeni sevgilisinden çocuğu oldu!
Bir zamanlar, İngiliz İşçi Partisi’ne 1 milyon Sterlin bağış yapmıştı!
Neden?
Nedeni sonra açıklanmıştı!
Sigara firmalarının Formula 1 yarışlarındaki reklamları devam etsin diye!
İşçi Partisi bir daha hayır etmedi!
1 milyon Sterlin’i de geri verdi!

-*-*-

Bizde bir otelin yetkilileri, Çalışma Bakanı’nı ziyaret etmiş; bakanın partisinin gazetesi dün bu haberi sür manşetten yayınladı!
Otel müdürleri, otel sahipleri, neden bakanla görüşüyor?
Otel müdürleri ve sahipleri tabii ki çok zordadır, Allah yardımcıları olsun ve ilgili otel de 300 çalışanına üç öğün yemek veriyormuş; ayrıca bir miktar da para dağıtmış ve ayrıca lojmanda kalmalarına izin de vermiş!
Kardeşim, bu zaten yapılması gerekendir!
Bravo!
Da bakanı ziyaret niye?
Bunun fotoğraflanıp haberleştirilmesinin maksadı ne?

-*-*-

Bakanla mevcut durumu mu görüştünüz?
Yazabilirdiniz; müdürleriyle görüşebilirdiniz...
Her sorunu olanı kabul ediyor mu Sayın Bakan?
Veya her sorunu olanla muhabbeti, gazetelerde sür manşet haber mi oluyor?

-*-*-

Elbette keyfiniz bilir ama bence bundan sonra olmasın!
Herkes işini yapsın!

-*-*-

Bir açıklama bekledim dün; “özel uçakla gelen, 6 bin kit bağışlayan ve karantinaya girmeyip babasının ya da kendisinin oteline giden şahsı, Güzelyurt veya Dikmen’deki yurtta karantinaya aldık” falan diye!
Boşuna bekledim!
Böyle bir açıklama yapılmadı!

-*-*-

Ne yapayım, ben de şarkı dinledim, “Bekledim de gelmedin” diye; sonra uyudum!
En iyi yaptığımız şey!
Çok güzel uyuyoruz!
Uyumaya devam!

-*-*-

Maaşı alıyoruz, yatıyor uyuyoruz!
Maaşı alıyoruz, uyuyoruz!
Pekiiii, bu ay da aldınız maaşları Haziran???
Uyumaya devam, mışıl mışıl uyuyun!
Uyutulmaya da devam!
Umarım rüyanızda maddi yardımları da görürsünüz!