Türkiye Dışişleri Bakan Yardımcısı Yavuz Selim Kıran, Kırıkkale’de düzenlenen “Masada ve Sahada Güçlü Türkiye” konferansında yaptığı konuşmada, Doğu Akdeniz’deki gelişmeler ve Libya ile imzalanan mutabakat muhtırasına ilişkin açıklamalarda bulundu.

Kıran, “Bu, sahada ve masada güçlü Türkiye’nin bölgemiz ve dünya için ne kadar önemli olduğunun ifadesi. Başka bir ifadeyle tescillenmesi olacak” diye konuştu.

Kıran, bugün Doğu Akdeniz’de bazı ülkelerin tek taraflı oldubittileriyle egemenlik mücadelesi ve hidrokarbon kaynakları paylaşım mücadelesi olduğunu vurgulayarak, bu mücadelede Türkiye’nin yalnızlaştırılmaya yönelik hamleler olduğuna da dikkati çekti.

Kıran, “Bu tek taraflı oldubittilerle, uluslararası hukuka aykırı tavırlarla, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin AB üyeliğini de istismar etmek suretiyle, birtakım mesnetsiz, hiçbir hukuka veya uluslararası ilişkiler teorisine yaslanmayan, hiçbir kaide ve kuralla bağdaşmayacak şekilde davranan ülkeleri arkasına almak suretiyle Doğu Akdeniz’de Türkiye’yi sıkıştırmaya yönelik hamlelerini uzun süredir boşa çıkardık, boşa çıkarmaya devam ediyoruz ve edeceğiz. Libya ile anlaşma da bunun bir parçasıydı. Bu yüzden Doğu Akdeniz’deki bu egemenlik mücadelesinde Türkiye’yi sıkıştırmaya, yalnızlaştırmaya yönelik hamlelere de çok önemli meydan okumaydı” dedi.

Doğu Akdeniz’de bugüne kadar 4 farklı araştırma yapıldığını da vurgulayan Kıran, “Bu sondaj gemilerimizin oraya donanmamızla birlikte gitmesi sonrası Türkiye’nin kararlılığı karşısında orada bazı uluslararası firmaların da gemilerini geri çekmeye ve faaliyetlerini sonlandırmaya varacak kararlar aldığını gördük. Libya ile anlaşmanın ikinci boyutunda da özellikle bölge ülkeleriyle yaptığımız iş birliğinin bir yansıması oldu. Bu anlaşmaya verilen tepkileri de takip ettiğinizde özellikle Yunanistan ve Mısır’ın gösterdiği aşırı tepkiler, hiçbir mesnedi, dayanağı olmayan iddialarla anlaşmaya yönelik açıklamalar, bizim için hiçbir şekilde kabul edilemez. Libya Başkanlık Konseyi tarafından da bu anlaşma onaylandıktan sonra BM’ye bildirilmesi suretiyle biz deniz yetki alanlarımızı, özellikle Kıbrıs Adası’nın batısındaki sınırlarımızı tam anlamıyla BM’de tescil ettirmiş olacağız”

(BRT/AA)