Siyasetin yeni yüzlerinin bugünkü konuğu Halkın Partisi (HP) Girne Milletvekili adayı Yusuf Avcıoğlu, siyasete girmeyi isteme nedenlerini ve ülkenin içinde bulunduğu durumu Yeni Bakış Yeni Bakış gazetesinden Deniz Abidin'le paylaştı.

Avcıoğlu, çocukluğunun, ailesinin partizanlık, adam kayırma ve haksızlığa rağmen kendi memleketine ve hayata tutunabilme mücadelesi içerisinde geçtiğini belirterek, yaşanan onca şeye rağmen hiçbir şeyin ne ailesini, ne de kendisini memleketinden koparamadığını söyledi.

Avcıoğlu, gelinen noktada yeni neslin çocuklarının da bu adil olmayan düzen içerisinde yetişmemesi, değerli birçok dost ve akraba gibi göç etmemesi, sosyal adaletin ve hukukun üstünlüğünün hakim olduğu bir düzen yaratabilmek adına aday olduğunu belirtti.

Avcıoğlu, siyasi görüşünün, demokratik, laik, şeffaf, hesap verebilir, liyakata ve hukukun üstünlüğüne dayalı, sosyal adaletin sağlandığı bir yönetim kurmak olduğuna vurgu yaparak, KKTC’nin en büyük sorununun trafik, eğitim, sağlık ve diğer temel kamu hizmeti alanları olduğunu, yani diğer bir deyişle en büyük sorunun sosyal adalet olduğunu kaydetti. 

“Vatandaşın beklentilerini karşılayan icraat yapamadılar”

Avcıoğlu, ülkede siyasilerin halktan kopuk, meşruiyetini önemli ölçüde yitirmiş, Bakanları ve vekilleri kendi arasında rant kavgasına tutuşmuş, kişi/kurum ve kuruluşlarla aralarındaki çıkar ilişkileri, partizanlık üzerine kurulmuş hükümetler ve hükümet ettikleri süre zarfında imza atmış oldukları partizanlık, peşkeş, yolsuzluk ve hukuksuzluklar olduğuna dikkat çekti. 

Avcıoğlu, Meclis’teki vekillerin birinci önceliğinin vatandaşın beklentileri ve ihtiyaçlarını karşılamak yerine, bir sonraki seçimde tekrar nasıl seçilebilirim düşüncesi olduğu için vatandaşın beklentilerini karşılayan icraatlar yapamadıklarını ifade etti. 
Avcıoğlu, şöyle devam etti, “Mevcut siyasi partilerin özel şirketler, sendikalar, kurum ve kuruluşlarla kurmuş oldukları karşılıklı çıkar ilişkileri, partizanlıklar ve iş bilmezlikleri meclisi asli görevlerini yerine getiremez hale getirmiştir. Bu ülkenin bu siyasiler ile kaybedecek daha fazla zamanı kalmamıştır. Halk odaklı, halkın beklentilerini yerine getirebilecek yeni bir siyaset anlayışının mecliste olması kaçınılmazdır”

“Kadınlara hak ettikleri değer verilmiyor”

Avcıoğlu, eski siyasi partilerin partinin ana omurgası haricinde Kadın Kolları, Gençlik Kolları gibi farklı yapılanma biçimleri olduğunu söyleyerek,  “bu yapılanma şekilleri ile kadınlara hak ettikleri değer verilmemekte, ayrımcılık yapılmaktadır. Bu ayrımcılığın önüne ise cinsiyet kotaları ile geçmeye çalışılmaktadır. Ama bu kotaların dahi buna çözüm olmadığı ortadadır. Halkın Partisi olarak Kadın Kolları şeklinde bir yapılanma içerisine girmediğimiz gibi, gerek ilçe yönetimlerinde, gerekse Parti Meclisimizde hatırı sayılır sayıda değerli kadınımız görev almaktadır, Merkez Yürütme Organımızın ise yarısı yine kadınlardan oluşmaktadır. Bugüne kadar diğer siyasi partilerin yapamadığını yaparak çok daha fazla kadın vekilimizi meclisimize taşıyacağız” diye konuştu. 

“KKTC mevcut haliyle sürdürülebilir değil”

Avcıoğlu, Birleşmiş Milletler parametreleri çerçevesinde iki bölgeli iki toplumlu siyasi eşitliğe dayalı ve iki kurucu devletten oluşan, her iki toplumun da içine sindirebileceği karşılıklı olarak kabul edilebilir bir çözümü parti olarak desteklediklerine dikkat çekerek, diğer yandan bir çözümden bağımsız olarak KKTC’nin mevcut haliyle sürdürülebilir olmadığını söyledi. Avcıoğlu,  “1974’ün olağanüstü şartlarında olmadığımızı göz önünde bulundurarak, olağanüstü şartlar temelinde düzenlenen yapını revize edilip, sivilleşme yönünde adımlar atılması gerektiğini” belirtirken, eski siyasetin 40 yılda oluşturduğu yapının sürdürülemez olduğunu vurgulayarak “bu düzene ayak uydurmak ya da alışmak için değil, değiştirmek için bu yola çıktık, hukukun üstün olduğu, sosyal adaletin temelleri olan eğitim, sağlık ve diğer temel kamu hizmetlerinin sağlıklı ve herkese eşit bir şekilde verilebildiği bir KKTC yaratmak elzemdir. Halkın Partisi bu düzeni değiştirebilecek tek siyasi partidir” dedi.

“Yasalar eşit uygulanmalı, dokunulmazlık kalkmalı”

Avcıoğlu, KKTC Meclisinin bir “kurum” olarak bağımsız karar alabilme noktasında bir sorunu olduğunu düşünmediğini belirterek, mevcut siyasilerin özel şirketler, sendikalar, kurum ve kuruluşlarla kurmuş oldukları organik bağlantılar, karşılıklı çıkar ilişkileri ve partizanlıklar bağımsız hareket edilebilmesi noktasında sorunlar yaratmakta olduğunu vurguladı. 
Halkın Partisi olarak biz hiçbir özel şirket, sendika, kurum ve kuruluşla bu şekilde bir organik bağlantı kurmadık ve irademizi ipotek altına almadık” diyen Avcıoğlu, ülkede pek çok kamu kurumunda siyasilerle bağlantılı yolsuzluk ve usulsüzlük iddialarının yıllardır gündemde olduğunu, kimin suçlu kimin suçsuz olduğunun belirlenebilmesi, kamu kaynaklarını kendi kişisel menfaatleri için kullanılmasının önüne geçilebilmesi ve yasaların herkese eşit bir biçimde uygulanabilmesi için dokunulmazlıkların kaldırılması gerektiğini belirtti. 

“Nerden Buldun Yasası hayata geçmeli”

Dokunulmazlıkların kaldırılmasının yanı sıra Nerden Buldun Yasasının geçirilmesi gerektiğini söyleyen Avcıoğlu, gün geçtikçe artmakta olan alacak-verecek davalarının en aza indirgenebilmesi için bireysel ve ticari kredilere ulaşım kolaylaştırılırken diğer yandan da bireylerin ve şirketlerin borç batağına sürüklenmelerini önleyecek, herkesin kazancını elde ettiği para birimi üzerinden borçlanabilmesine imkan veren, kişi ve kurumların kredi performansını denetleyici birimlerin kurulması ve bankacılık sektöründe gerekli yasal düzenlemelerin yapılmasının gerektiğini kaydetti. 

“Yasa dışı maddelerin girişini engelleme konusunda eksiklikler var”

Avcıoğlu şunları belirtti, “Ülkemizde Uyuşturucu kullanımı hakkında geçirilmiş olan bir Denetimli Serbestlik Yasası vardır. Bu yasanın hukuken ve uygulamada bazı eksiklikleri vardır, kullanıcı ile bağımlı arasındaki farklar yeterince tanımlanmadığı gibi, bu maddeleri bırakmak isteyen kişiler için de maalesef ne yeterli sayıda uzman ne de doktorumuz, bir tedavi veya rehabilitasyon merkezimiz bulunmamaktadır.  Diğer yandan bu maddelerin ülkeye girişini engelleme konusunda da eksikliklerimiz vardır. Modern dünya ülkelerinin gümrük noktalarında kullanılmakta olan teknolojilerin ülkemizde de uygulayarak ülkeye giriş noktalarında etkin bir denetim sağlamak ve bu maddelerin ülkemize yasak yollardan girmesini önlemek gerekmektedir. Uyuşturucu madde tacirliği yapanların çocuklarımıza ulaşmasını engellemek için okullarda ve okul çevrelerinde etkin bir denetim olması şarttır” dedi.

“İlk düzenleme e-devlete geçiş olmalı”

Avcıoğlu, ülkede yapılması gereken ilk düzenlemenin Kamu Reformu ve E-Devlet’e geçiş olması gerektiğine dikkat çekerek,  “kamu reformu, ödül ve cezaya dayalı bir performans sistemini hayata geçirerek, ikinci iş yasağını meslek grupları arasında ayrım yapmaksızın uygulayarak, vatandaşların memnuniyet derecelerini ölçecek bir geri bildirim mekanizması ve şikayet birimi yaratarak, müşavirliğe son vererek, müdür ve müsteşar atamalarında liyakatın esas olacağı asgari kriterler ile sağlanabilir” diye konuştu.

“Şeffaf bir devlet yapısı yaratılması şart”

Avcıoğlu, yıllardır çalışması yapılan ama bir türlü hayata geçirilmeyen E-Devlet sistemini hayata geçirerek şeffaf bir devlet yapısı yaratılması gerektiğini belirterek, denetleme kültürünün geliştirilmesi, bürokratik işlemlerin azaltılması ve hızlandırılması, devletin asli görevi olan regülasyon görevini eksiksiz yerine getirdiği ve üretilen ürünlere pazar bulma, sertifikalandırma gibi işlemlerin eksiksiz olarak hayata geçirilmesiyle hem vatandaşlarımıza sağlıklı hizmet verebilecek hem de ülkemizde özel sektörün güçlü ve üretken bir yapıya bürünmesi sağlanabilecektir” dedi.