Yeni Bakış'tan Deniz Abidin'in haberine göre, Gün geçmiyor ki ülkede bir adli olay yaşanmasın. Kayıt dışılık yanında hırsızlık, darp, yaralama artış gösterirken, son günlerde taciz ve tecavüz vakaları da tavan yaptı. Ülkede adli olaylar hız kesmezken, kimlikle girişlerdeki denetimsizlik sürekli gündem olmayı sürdürüyor.

Dr. Zeki Beşiktepeli: “Türkiye verdiğinin on katını geri alıyor”

Dr. Zeki Beşiktepeli, KKTC’nin bir alt yönetim ve  hiçbir yetkisi olmayan bir toplum olduğumuzu belirtti. Beşiktepeli, Türkiye’nin izlediği siyasetin buradaki yerli halkı adadan nasıl uzaklaştırabilirim şeklinde olduğunu ifade ederek, ada üzerinde yapılmak istenen plan projeleri ne kadar uzatabilirim siyasetinin yapılmakta olduğunu söyledi. 

Beşiktepeli, bilinçli bir politika izlendiğini belirterek, Türkiye’nin sürekli bize para gönderdiğinin bilindiğini, ancak verdiğinin on katını geri almakta olduğunu kaydetti.

Beşiktepeli, yüzde 87 yerel gelirlerle bugün kamunun ödendiğini belirterek, ekonomik olarak kendi kendimizi yönetme olanağımızın ise elimizden alındığını söyledi. 

Beşiktepeli, bu nedenle ülkeye girişlerde gelen kişi hakkında Türkiye’ye  “Bu gelen adam hırsız, sahtekar. Bize neden gönderiyorsun?” diye sorulamadığını kaydetti.

“Biz sınırı kontrol etmiyoruz”

Dr. Zeki Beşiktepeli, her şeyden önce ilk çıkış yapılan sınırın önemli olduğunu ifade ederek, bunun dikkate alınmadığı gibi, giriş yapan kişinin cebindeki paraya bakılmadığına vurgu yaptı. 

Beşiktepeli, şöyle devam etti, “Biz sınırı kontrol etmiyoruz. Bazı şeyler bizim elimizde olan şeyler değildir. Normal bir ekonomik yapıda üretim ve hizmete dayalı büyüme, gelişme söz konusudur. Ancak burada yasa dışı bir yapı kuruludur. Kumarhane, insan kaçakçılığı, kara para aklama var. Ülkeye birisi giriş yaptığında ne maksat ile geldiği sorulmalıdır. Çalışma için gelmişse nerede çalışacağı sorulmalıdır. Bizde ise tam tersidir. Buraya gelinir ve sonra çalışma izni verilir. Biz bu ülkede normal devlet olmuş olsaydık her şey Çalışma Bakanlığı üzerinden olurdu. Turist olarak gelen varsa o da otele ya da akrabasının yanına gidecektir. Kapıda kaç gün kalacağını göstermelidir.” 

BKP Genel Başkanı İzcan: KKTC,  Türkiye’nin arka bahçesi oldu

Birleşik Kıbrıs Partisi (BKP) Genel Başkanı İzzet İzcan ise, esas sorunun ülkenin içinde bulunduğu statü olduğunu belirterek, KKTC’nin Türkiye’nin arka bahçesine dönüştüğüne vurgu yaptı. İzcan, Türkiye’de iş bulamayan, oralarda barınamayan insanların engelsiz bir şekilde KKTC’ye rahatlıkla giriş yaptığını belirterek, son zamanda sadece Türkiye’den değil, üçüncü dünya ülkelerinden de insanların benzer nedenlerden akın etmekte olduğunu söyledi. İzzet İzcan, bu insanların çalışma maksatlı geldiklerini ifade ederek, üniversitelerin de bu amaç için kullanılmakta olduğunu kaydetti.

İzcan, fuhuş sektörüne kadar bu tür faaliyetlerin görülmekte olduğuna dikkat çekerek, bunu önlemenin çok da zor olmadığını söyledi. İzcan, hükümetin bu konularda adım atabilmesi için siyasi iradeye ihtiyacı olduğunu belirterek, “ülkeyi yönetenler iktidar kavgası vermelidir” diye konuştu. 

“Şirin görünmek için suya sabuna dokunmuyorlar”

İzzet İzcan, hükümetin iktidar kavgası vererek politika üretmesi gerektiğini belirterek, ilk olarak ülkeye kimlikle girişlerin durması gerektiğinin altını çizdi. İzcan, kaçak yaşamın denetim altına alınması gerektiğini belirterek, bu işten rant sağlayan iş çevrelerinin dahi her kesimin üzerine gidilmesi gerektiğini söyledi. 

“Dünya bunu bu şekilde çözdü” diyen İzcan, bugüne kadar iktidara gelen KKTC hükümetlerinin Ankara’daki hükümetlere şirin görünmek, yağ çekmek, şükranlarını sunup sonra da hükümetlerini devam ettirebilmek ve de para almak için suya sabuna dokunmadığını belirtti. 

“Hükümet şov maksatlı yaklaşıyor”

İzcan, şöyle devam etti, “Hükümetin faaliyetleri ne yazık ki şova dönüktür. Bu tür şov maksatlı yaklaşımlar yüzeysel yaklaşımlardır. Topluma şirin görünebilir, ancak sorunu çözmez. O nedenle ciddi anlamda bir siyasi iradeye ihtiyacımızın olduğu kesindir. Bu hükümet bundan öncekiler gibi siyasi irade göstermemektedir. Yüzeysel davranışlarla günü geçiştirmeye çalışmaktadır”

“Ne iç güvenlik ne de sosyal yaşamla ilgili hiçbir önlem yok”

İzzet İzcan, bugüne kadar köklü bir reformun ortaya konulamadığını ifade ederek, “ne yolsuzlukların üzerine gidilebildi ne de usulsüzlüklerin üzerine” dedi. İzcan, en önemlisinin dar gelirliler ve emekçilerin alt gelir grubuna ait olan halkın gerçek anlamda eziyet çekmekte olduğunu söyledi. İzzet İzcan, birçok vatandaşın borç altında ezilmekte olduğunu belirterek, “ne iç güvenlik ne de sosyal yaşamla ilgili hiçbir önlem yoktur” dedi.