TC Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Kıbrıs’taki nüfusu Güney’le eşitleyin” söylemine karşılık, Başbakan Erhürman’ın “Yurtdışındaki soydaşlarımızı geri döndürmek için bir takım projeler üreteceğiz” şeklindeki açıklamaları yankı buldu. Başbakan’ın “Geri dönüş” projesini Yeni Bakış’tan Özlem Çimendal'a değerlendiren İngiltere’de yaşayan Kıbrıslı Türkler, böyle bir şeyin mümkün olmadığını vurguladı.  

Hüsnü Kişi: “Çocuklar Kıbrıs’a tatile bile gelmek istemiyorlar”

“Öğrencilik yıllarımızda “Erk”te olanlara muhalif olduğumuz için açık açık hepimizi bize yaşam hakkı vermeyeceklerine dair tehdit etmişlerdi. Birçok arkadaşımız üniversiteden mezun olduktan sonra Kıbrıs’ta yaşamlarını sürdürebilmek için inşaatlarda amelelik bile yapmışlardı. Ama kendi özeleştirimi yapmak gerekirse ben işin kolayını seçtim ve 18 Aralık 1977’de Londra’ya geldim. 40 yıldır buralardayım. 3 evladım var. Bu ülkeyi hiç sevmedim. Şimdi artık emekli oldum. Artık geri dönmenin zamanı gelmiştir diye düşünüyorum. Ama 3 evladımın Kıbrıs’a gitmelerini sağlamak oldukça zor. Üçü de yetişkin kişiler. Üniversiteyi bitirdiler ve çalışıyorlar. 27-29-32 yaşlarında. Ben de artık kalan ömrümü Kıbrıs’ta geçirmek için çalışmalara başladım. Olur da Kıbrıs’a dönmeden bu dünyadan göç edip gidecek olursam, evlatlarıma beni Kıbrıs’a gömün diye vasiyet ettim. Çocuklar İngiltere’de doğdular. Bu nedenle yaşamlarını burada kurdular. Tüm arkadaşları burada. Oğlana sana Kıbrıs’ta iş bulalım dedim. Bedelli askerlikten yararlanalım dedim. Kıbrıs’ta yaşar mısın dedim. Oğlan ise, neyin bedeli? diye sordu. Ben de askerlik için bedel dedim. Askerlik yapmadan bir miktar para ödersin ve muaf olursun dedim. Güldü, bu parayı kime vereceğim dedi? Ben de yetkililere vereceksin dedim. Ben İngiliz vatandaşıyım, beni İngiliz hükümeti bile askere gönderemez, niye para vereyim? Niye vatandaşı bile olmadığım bir yerde askerlik yapayım? dedi. Onlara verecek bir pen’nim bile yoktur dedi ve artık Kıbrıs’a da gitmiyor maalesef.”

“Gençler Kıbrıs’ı tercih etmiyorlar, onlara güven veremedik”

“Kızın biri evlendi, diğeri bekar. İşleri var. Kıbrıs’ta tatminkar bir ücretle iş bulabileceklerine inanmıyorlar. Küçük kız 2013'te kanser tedavisi gördü ve ameliyat oldu. Kemoterapi gördü. Şimdi iyi. Ciddi bir hastalıkla mücadele edilebileceğine inanmıyor. Kısacası onlara güven veremedik. Tatile bile her genç gibi başka ülkelere gidiyorlar. Tatil için bile Kıbrıs’ı tercih etmiyorlar.”

“Kıbrıs’a gidiş-dönüş uçak bileti fiyatları pahalı, başka ülkelere gidiyorlar”

“Halbuki 400 bin civarında Kıbrıslı Türk’ün yaşadığı İngiltere’de 30 binden fazla gencimiz başka ülkelere gidiyorlar. Uçak biletlerinin fahiş fiyata satıldığı bir ortamda haklı olarak başka ülkeleri tercih ediyorlar. Kıbrıs’a gidiş dönüş bir uçak bileti parasına başka ülkelerde 2 haftalık hotel ve kahvaltı dahil tatil yapma olanakları var.”

“Kıbrıslı Türkler İngiltere’de asimile oluyor”

“Bu arada, İngiltere’deki Türk okullarına da değinmek isterim. Aşağı yukarı nüfusa oranla 5 ila 15 yaş arası 35 Bin civarlarında çocuğumuzun olduğunu varsayıyoruz. 30 civarında da gönüllü eğitim veren hafta sonu Türk okulları var. Bu okullar 35 bin öğrenciden ancak 2 bin 500'üne ulaşabiliyorlar. Bu 2 bin 500 öğrenciden ancak belki 500’ü Türk Dili ve Kültürünü öğreniyor. Kısacası geriye kalan 34 bin 500 öğrenci yaşadığımız toplum içerisinde asimile olmaya mahkumdurlar.  2 nesil sonra artık İngiltere’de Türkçe konuşan bir toplum bulmak imkansız olacak.”

“Gençleri teşvik edebilirlerse belki yüzde 10’unu geri döndürebilirler”

“Eğer öyle bir gücümüz varsa ve bu gençleri Kıbrıs’a döndürücü teşvikler hayata geçirilebilirlerse belki % 10 olsun bu gençleri Kıbrıs’a yönlendirebiliriz.”

Yaşlılar için de gerekli ortamlar olmalı 

“Yaşlı ve emeklilere gelince, her kentte yaşlılara özgü küçük yerleşim birimlerini içeren siteler yapılırsa bu sitelerden hesaplı ev sahibi olunursa, onlara boş zamanlarını geçirebilecekleri ortamlar sunulabilinirse,  geri dönüş zor da olsa gerçekleşir.”

“İngiltere’de sağlık bedava, 60 yaşını aşana ilaç da bedava, engelli ve yaşlılar toplu taşımadan bedava yararlanıyor”  

 “Gümrüklerde kolaylıklar, özellikle yaşlıların ve engellilerin kullandığı arabalara gümrük muafiyeti sağlanırsa. Sağlık kurumları İngiltere kadar değilse bile en azından İngiltere gibi bedava olursa. Buna ilaçlar da dahil. Burada 60 yaşını aşan kişilere ilaçlar bedava veriliyor. Toplu taşıma araçlarından engelliler ve yaşlılar bedava yararlanıyor.”

Aycan Saraçoğlu (Londra’da yaşıyor): “Çocuklarımızın geleceği için Londra’ya göçtük” 

“18 yıldır İngiltere’de yaşadım. Yurt dışında bir yaşam kurma düşüncemiz oğlumun Güzel Sanatlar’ı bitirmesi ile ortaya çıktı. Çünkü o zaman burada Güzel Sanatlar için devam edebileceği bir okul yoktu. Ya Türkiye’ye gönderecektim ki abimi o yıllarda Türkiye’deki iç karışıklık olaylarında kaybetmiştik ve korkuyordum çocuğumu da göndermeye. Bu nedenle eşimin İngiltere vatandaşlığı da olması sebebiyle rahat bir hayat kurabileceğimiz düşüncesi ile İngiltere’ye yerleştik. Yurt dışına yerleşme düşüncemiz çocuklarımızın geleceği ve KKTC’nin imkansızlıkları nedeniyleydi. İkinci neden olarak da bugün ülkenin geldiği politik sürecini o zamandan görebilmemizdi. O zamandan başlamıştı bugün içinde bulunulan durumların geleceği belliydi. Bugün küçük oğlum ile birlikte döndük Kıbrıs’a ancak büyük oğlum dönmedi.” 

“Daha önce KKTC’ye dönenlerin yüzde 80’i bin pişman oldu ve Londra’ya geri döndü”

“Üniversiteyi bitirip masterini yaptı. Orada işi var, işini de çok severek çeşitli projelerde görev alıyor. Ülkeye geri dönmeleri için bu gençlerin önünü açmaları gerekmektedir. Daha önceleri de bu insanlara KKTC’ye dönmeleri için çağrı yapıldı ve insanlar evlerini işlerini bırakıp döndüler. Ancak benim tanıdıklarımdan yüzde 80’i geri döndü. Ve bin pişman oldular. Bugün tatil yapmaya bile gelmek istemiyorlar. Bu imajı nasıl düzeltecekler. 

“Ülkedeki gençler işsizken, yurt dışından çağırdıklarına nasıl imkanlar sunacaklar”

“Ülkedeki sosyal yapı da çok değişti. Toplumda birbirini kandıran kandırana, dolandıran mı dersiniz, çalan mı dersiniz yapı bozuldu. Yurt dışında yaşayan gençlerimiz bu konularda daha temiz ve saf kaldı esasen buraya göre. Eğer yurt dışındaki beyinleri, gençleri ülkeye tekrardan kanalize etmek isterlerse, oradaki şartları sosyal refahı burada da sunabilmeli ve bunun garantisini o çocuklara verebilmeliler. Buradaki üniversite mezunu gençlerimiz yığınla mezun işsizleri oluştururken, yurt dışından çağırdıkları gençleri nasıl istihdam edecekler. O gençler hangi güvence ile ülkelerine geri dönmeye sıcak bakacak. Bizim ülkemizde yönetim başka otoritenin elinde. İnsanlara bu çağrıları yaparken mantıklı olsunlar. Yönetimi yapamıyorlar. Bir yalana kapılarak söylüyorlar ama olmuyor. Bunu yapmasınlar. Ben çocuklarım için bu kadar yılımı boşuna harcamadım. Buraya kapatmalarına izin vermem.” 

Hamza Irkad (Londra’da yaşıyor): “Bu apaçık ‘Siz gelmezseniz biz de nüfus aktarır, eşitleriz’ taktiğidir”

“Tamamen kolonizasyona hizmet edecek. Hiçbir Kıbrıslı terk ettiği Kuzey’e dönmek istemeyecektir. Hele hele Londra gibi Avrupa ülkelerine gelip ekonomik olarak kısmen de olsa özgürlüğüne kavuşanlar. Bu tamamen bir taktik. Sizi davet ettim siz gelmediniz ne yapalım biz de TC’den nüfus aktarır, Rum’un nüfusu ile eşitleriz. Bu uluslararası hukukun çiğnenmesidir. Bununla hukuksuzluğa kulp arıyorlar. Talan ve gaspı nüfusla birlikte legalize etmeye çalışıyorlar. Bizlerin buna ses çıkarması 

zaruridir.”

İlker Salih (Londra’da yaşıyor): “75’te Denktaş’ın çağrı yaptıkları da geri döndü Londra’ya”

“Nüfus taşımayı hiç sevmiyorum ama, bu insanlar 75'ten beri bu adada. Göçmenlerin insan hakları nerede? 75'te Denktaş da çağrı yapmıştı, Londralılar Kıbrıs’a geri dönüş yapsın diye. Ancak dünya seni tanımıyor. Ekonomik şartlar eşit değil. O zaman dönüş yapanların da çoğu geri döndü Londra’ya.”

Özay Hüseyin Kurtdere (Londra’da yaşıyor): “Yapılan baskılar sonucu işimi, evimi, arabamı bırakıp, ülkemi terk etmek zorunda kaldım”

“Türkiye’nin bakış açısı Kıbrıs’ı Türk toprağı görmesinden dolayıdır. Nüfus artışı yani yeni vatandaş yapılmasının nedeni şu anda göstermelik de olsa Kıbrıslıya ait Meclis’i ortadan kaldırmak ve direkt idarenin Türk idaresine geçmesini sağlamaktır. Türkiye yayılmacı politikası ile ve Güney’de 12’nci parseldeki gaz araştırmalarından sonra Kıbrıs’ı bırakmak istemez. Garantörlükten de vazgeçmez. Oysa teknik olarak garantörlük anlaşmaları 2003’ten sonra bitmiştir. Bugün toprak olarak Kıbrıs’ın bütünü Avrupa toprağıdır. İnsanları ise Avrupa vatandaşı. Avrupa tarafından tanınmayan sadece Türkiye’nin altyönetimi Meclis ve yerleştirilen kaçak nüfustur. 

Ayrıca Kıbrıs’ta her iki taraf Türk ve Rum olarak hareket ettiği sürece çözüm olamaz. En azından bizim beklediğimiz bağımsız, özgür Kıbrıs oluşmaz. Şu anda Birleşmiş Milletlerin ve emperyalist ülkelerin Kıbrıs’a dayattığı çözüm sadece ticari anlaşmalardır. 

Türkiye bu anlaşmalar çerçevesinde Avrupa’nın belediye hizmetlerine soyunmuş elektrik ve gazın, petrolün Türkiye üzerinden yayılacağını pazarlanacağını planlamaktadır.”

“Burada yaşayanlar İngiliz kimliklerinde ilerici, Türk kimliklerinde geldikleri yıllardalar”

“Ben 1990 seçimlerinden sonra baskılarla işimi, evimi, arabamı bırakıp ülkemi terk etmek zorunda kaldım. HALK-DER kurucularındanım ve 1984’e kadar da legal ve illegal başkanlığını yürüttüm. Yurt dışında yaşayan Kıbrıslılara gelince muamma. Burada yaşayan insanlar İngilizce olarak gelişmiş yani İngiliz kimliklerinde ilerici, Türk kimliklerinde ise geldikleri yıllarda yaşıyor. % 99 gerici bir cemaattir. Türkiye ve Atatürk ilkelerinden başka bir şey kabul ettiremezsiniz. Ancak Türkiye göçmenlerine de karşıdırlar. Bildiğimiz Antagonizma burada da Türkiye ve Kıbrıslı ayrımı olarak devam ediyor.”

“Yatırım ve eşdeğer karşılığı için Kıbrıs’a dönüş yapanlar elleri boş geri döndüler”

“2003 yılından sonra geri dönüş olmuştu aslında, 1974 sonrası da geri dönüş yaşandı. Ancak yatırım amaçlı ya da eşdeğer karşılığı için Kıbrıs’a dönüş yapanlar elleri boş olarak geri döndüler. Bugün dahi Kıbrıs’ta iş yapabilmek için sermaye sahibi İngiltere ya da Avusturalyalı Kıbrıslı Türkler, Kıbrıs’ta Türkiyeli ortak bulmak zorundadırlar. Maalesef Kıbrıs’ta ekonomik ve siyasi askeri işgal vardır.”

“Genel görüş Kıbrıs’ın emekli yeri oluşu”

“Yatırım yapmak isteyenler Kıbrıs’a geldiklerinde tehditle zorla Türkiyeli ortak bulmak zorundadırlar. Dolayısı ile şu anda yurt dışında yaşayanlar emekliliklerini beklemekten başka bir alternatif görmüyor. Genel olarak görüş, Kıbrıs’ın emekliler yeri oluşudur. Suya sabuna dokunmadan ve oradaki altyapı otoriteden uzak durarak sakin hayat düşünülmekte, genel düşünce bu. Yanlış mı? Tabii ki yanlış, ancak iş deneyip milyonlar kaybeden, tehdit gören, oteline zorla silah zoru ile sahip çıkılan, elinden alınan çok Kıbrıslı vardır.”

“Sosyal etkinliklerin artırılması gerekmektedir”

“Bizler Kıbrıs’taki barışı ve çözümü Birleşik Kıbrıs’ta görmekteyiz. Sınırların olmadığı, serbest dolaşım, serbest yerleşim, eşit çalışma fırsatı ve güvenliği olarak görüyoruz. Bunun olabilmesi için tek çare Bağımsız Demokratik Kıbrıs’tır. Etnik kökenlere dayanılmadan ve seçilenleri ırkına, etnik kökenine bakmadan sadece hizmet anlayışı içinde seçebilmek. Seçilecek adayın dünya görüşü, yeteneği ve Kıbrıs halklarına yapacağı hizmetle ölçüşen bir seçme ve oy kullanma anlayışı olmalıdır. İster Rum ister Türk isterse İngiliz Maronit veya Ermeni olsun fark etmez. Ölçü halka hizmet olmalıdır. Ancak bugün bunun kaçta kaçı gerçekleştirilir bilemem. Öncelikle toplumlar arası ortak çalışmaların sosyal etkinliklerin artırılması gerekir. Karşılıklı misafir öğrencilerle okul ziyaretleri ile başlayacak ortak eğitime adım atılmalı. Yine sendikaların etnik kökenlere göre değil, tamamı ile mesleki örgütlenmeler içinde ortak çalışmalar yürütmesi şart. Bugünkü şekliyle Türk öğretmenler ya da Rum öğretmenler sendikası yanlıştır. Bir ülkede işçi hakları, emekçi ve memur hakları eşit olmalı, bunun içinde ortak çalışma ve iş birliği şarttır.”

“KKTC’de istihdamlar kısıtlı, küçük bir pazar ve sürekli göç veriyor”

Kıbrıs’ta herhangi bir anlaşma olabilmesi için öncelikle göçmenlerin statülerinin belirlenmesi şarttır. Kan bağı, evlilik vs. iyice incelenip, statüye oturtulduktan sonra da fazla nüfusun geriye dönüş yapması şarttır. Diğer yandan ülke istihdamlarının kısıtlı olması, Kıbrıs’ın küçük bir pazara sahip olması sürekli göç vermesine nedendir. Gelen nüfus iş alanlarını daha da daraltmaktadır. Yerli halk gururu veya bugünkü memurluğa yönelik iş arayışından vazgeçmelidir. Tüm sanat kollarına sahip çıkarak teşvik edilerek kendi işimize, kendi ülkemize sahip çıkmalı ve göçü önlemeliyiz. Bu aynı zamanda bir halk dayanışmasını da içermektedir.”

Eral Tüzün (Londra’ya çalışma amacıyla gitti): “Yurt dışındaki Kıbrıslılar 50 sene geride olan Kıbrıs’a dönmek istemez”

“Son günlerde yaşanan bu nüfus eşitleme söylemlerine katılarak yurt dışından nüfus aktarımı altyapısı hazırlıklarına sıcak bakacak bir adalı yoktur Kıbrıs’ta. Yurt dışından gelen ve prezantabl olmayanlar yeterince zarar verdi bu adaya zaten, daha fazlasını kimse kaldırmaz artık. Yurt dışındakiler de 50 sene geriye gitmiş adaya asla dönmez. Ne bir sosyal yardım, ne bir yol, ne bir altyapı olan bir ülkeye, ülke demek kadar saçma olan bir şey varsa o da ülkenin parasıyla sana hava atan ve 50 senedir seni sömüren kişilerin mükemmel zengin yaşamını görmektir.”

Burak Öztüner (Londra’ya çalışma amacıyla gitti): “Londra’ya çalışmaya gidenler dönsün isterlerse sterlini kaldırsınlar” 

 “Kıbrıs’ta her şeyin sterlin üzerinden olması çok saçma ve bunun kalkması gerekmektedir. Ben de yurt dışına çalışmaya gidenlerdenim. İnsanlarımızın çoğu da bu nedenle yurt dışında çalışmaya gidiyor. Bugün sterlin 5.45 TL olmuş. Hayat Kıbrıs’ta çok zor, TL alıp sterlin ödeme yapıyorlar. Yurt dışında yaşayanlar da iyi şartlarda yaşamıyor ama buraya göre daha iyi. Yaşam seviyemin daha iyi olacağı, ekonomik şartların refah seviyemin daha iyi olacağı bir başka ülke olursa oraya da giderim.”