Yeni Bakış'tan Özlem Çimendal'ın haberine göre, Tabipler Birliği Asbaşkanı Dt. Teksen Köroğlu, 27 Mayıs 2016 tarihinde yürürlüğe giren uyuşturucu madde kullanıcıları ve bağımlıları hakkında Denetimli Serbestlik Yasası’nın uygulanmasında ciddi sorunlar yaşandığını kaydetti. 

“Devlet yükümlülüklerini yerine getiremiyor”

Uyuşturucu madde ile ilgili suçların oldukça yaygınlaştığı KKTC’de madde bağımlılarını cezaevine göndermek yerine rehabilite edip topluma kazandırmayı amaçlayan Denetimli Serbestlik Yasası’nın sorunlar yumağı olduğuna dikkat çeken Köroğlu, “Bu yasa ile Kuzey Kıbrıs’ta da denetimli serbestlik uygulamasının yerleşip gelişebilmesi ve böylelikle uyuşturucu madde kullanımının, tedavi yöntemiyle azaltılması amaçlanmaktaydı” dedi. 

“Yasanın bu eksikliklerle uygulanması mümkün değil”

Yasanın bugünkü şartlarla bu eksikliklerle uygulanmasının mümkün olmadığına değinen Köroğlu, “Birçok yasalarımızda olduğu gibi bu yasada adı var ama uygulanması olmayan yasalarımız gibi Meclis raflarında durmakta amacına hizmet edememektedir” şeklinde konuştu. 

"Yasada yapılması gerekenler açık"

Teksen Köroğlu, Denetimli Serbestlik Yasası’nda “Denetimli serbestlik seçeneğini kabul eden kişi, devlet hastanesine veya maddi külfeti kendisine ait olmak üzere, en az bir psikiyatristi bulunan ve uyuşturucu madde bağımlılığı konusunda hizmet veren bir muayenehane, klinik veya özel hastaneye başvurarak, Denetimli Serbestlik Kurulu tarafından belirlenen takip ve/veya tedavi ve/veya rehabilitasyon sürecine derhal başlamakla yükümlü’ olacak. Yasal bu süreç “İlgili psikiyatrist tarafından hazırlanan rapor, Denetimli Serbestlik Kurulu tarafından dikkate alınır ve denetimli serbestlik programının bir parçası olur. Bu raporda ve programda, en geç 15 (on beş) günde ve en az 1 (bir) kere olmak üzere devlet hastanesi laboratuvarından kan tahlili yaptırılarak Denetimli Serbestlik Kurulu sekretaryasına verilmesi gerektiği belirtilir. İlgili psikiyatrist, ihtiyaç duyması halinde kan tahlilini daha sık yaptırılabilir” ifadelerinin net olarak belirtildiğine vurgu yaptı. 

"Görev, devlet ve Savcılığın"

Devletin ve Savcılığın bu konularda aktif görev alarak, sorumluluk üstlenmesi gerektiğinin  altını çizen Köroğlu, “Fakat gelin görün ki 2016 Aralık ayındaki yangından sonra 15 ay geçmesine rağmen devlet mevzuata göre bu vücut sıvı ve kan tahlillerini yaptırma sorumluluğunu bile yerine getirememekte bu tahliller yapılamamaktadır. Kendisini bile denetlemeyi beceremeyen bir yapı özele devretmeye çalıştığı bu konuları acaba nasıl ve doğru bir şekilde denetleyebilecektir? Biz bunları tekrarlamaktan usandık ama önemini bildiğimiz için söylemeye devam ediyoruz edeceğiz de” dedi. 

"Denetimli Serbestlik Yasası’nın adı var, kendi yok"

Yasanın altyapı eksiklikleri nedeni ile amacını yerine getiremeyerek, kullanıcı ve bağımlıların, sanıkların tedavi edilip topluma kazandırılma görevini yerine getiremediğine dikkat çeken Köroğlu, “Kullanıcı ve bağımlıların tedavi edilerek ıslah edilip topluma kazandırılması amacıyla hazırlanmış olan Denetimli Serbestlik Yasası’nın doğru bir adım olmasına rağmen altyapısındaki eksikliklerin yanına birde Devlet Laboratuvarı yangını eklenince adı var kendi yok bir yasamız daha olmuş oldu” ifadelerini kullandı.

"Uygulanmayacak yasalar fayda değil, zarar verir"

Yasaların uygulanamayacak olduktan sonra çıkarılmasının topluma fayda değil, zarar verdiğini bilerek hareket etmelerinin devlet yöneticilerinin öncelikli sorumlulukları arasında olduğuna vurgu yapan Teksen Köroğlu, “Denetimli Serbestlik Yasası, uyuşturucu madde ile ilgili suçların oldukça yaygınlaştığı Kuzey Kıbrıs’ta, ‘hafif suç’ kapsamına giren bağımlıları cezaevine göndermek yerine rehabilite edip topluma kazandırmayı amaçlamaktaydı. Yasaya göre mahkeme; uyuşturucu madde kullanmaktan veya tasarrufunda bulundurmaktan mahkûm ettiği sanığa denetimli serbestlik seçeneği sunabiliyor.

 Denetimli serbestlik seçeneğini kabul eden kişi, mahkemenin verdiği süre kadar tedavi ve rehabilitasyon sürecine girecekti. Yasaya göre sanık denetimli serbestlik seçeneğini kabul ederse, mahkeme ceza takdir etmeyecek. Mahkeme, Denetimli Serbestlik Kurulu’nun sonuç raporunu inceledikten sonra denetimli serbestlik sürecinin başarıyla tamamlandığına kanaat getirirse, ceza takdir etmeyecek ve mahkûmiyet de sanığın siciline işlenmeyecek” diye konuştu. 

"Yasanın bugünkü eksikliklerle uygulanması mümkün değil"

Köroğlu, yasanın bugünkü şartlarla bu eksikliklerle uygulanmasının mümkün olmadığı gibi birçok uyuşturucu ve alkol bağımlılığına yakalanmış insanların ve ailelerinin kurtuluş umutlarını söndürerek, bu girdabın içine düşmüş ailelerin kişilerin ve genelde de toplumun ruh sağlığını bozduğunu vurguladı. 

"Yeniden gözden geçirilmesi gerekiyor"

Yasanın etkin biçimde işleyebilmesi için yasanın tekrardan gözden geçirilmesi gerektiğini ifade eden Köroğlu şöyle konuştu: “Uygulamada yaşanan eksikliklerin görmezden gelinemeyeceğini ve bu vatandaşlarımızın mağduriyetini gidermek ve bu insanlarımızı topluma ve ailelerine gerçekten kazandırılmasını istiyorsak sorunları engelleyebilmek için yasanın tekrardan gözden geçirilmesi gereklidir. Ve bu önemli toplumsal sorunlarımızı yeni hükümetimizin masaya yatırıp çözüm uygulamalarını göreceğimizi umut etmekteyiz.”

"Hükümetler sorunları daha da büyütmekten başka bir şey yapmadı"

Hükümetlerin yıllarca toplumsal sorunların üzerine kararlılık ve ciddiyetle gitmediğine işaret eden Köroğlu, “Sorunları büyütmekten başka bir işe yaramadılar. Bizi yönetenlerin ‘Nerede hata yapıyoruz’, ‘Neden hata yapıyoruz’ sorularını empati yaparak düşünmeleri ve cevaplarını bulmalarının zamanı çoktan gelip geçmiştir bile. Tabii ki toplumun yüksek bir yüzdeliği seçmiş olduğu yöneticileri sorgulama gerekliliğini yapmadığı müddetçe bu sorunlarımızın da çözümlenmesini beklememiz hayalden, umuttan öteye gitmeyecektir” şeklinde konuştu. 

"Hızla artan nüfus ve sosyal sorunlar" 

Uyuşturucu ile mücadele, kumar, gece kulüpleri kadın ticareti bu toplumsal sorunlarımızın sadece bazıları olduğunun altını çizen Köroğlu, “KKTC’ye çok fazla göç geliyor olmasına rağmen nüfusumuzun kaç olduğunu doğru düzgün söyleyecek bir yetkili bulamıyor ‘kalabalık’ bir nüfustan bahsedebiliyoruz. Hangi devlet nüfusunu bilmeden planlama yapabilir gelecek için, projeler geliştirebilir uygulamaya sokabilir ki? 100 binlerin üzerinde öğrenci sayımız mevcut. Üniversiteler ülkesi olmayı planlıyorsunuz. Bu planları yaparken, uyuşturucu kimin hastalığıdır, trafik kimin hastalığıdır, hiç bakılıp gerekli araştırmalar yapılıp önlemleri için bir planlama yapılıyor mu? Uyuşturucunun serbest olduğu ülkelerden öğrenci getiriyorsunuz onların kültüründe uyuşturucu serbest ne yapacaksınız bu gençlere?” diye sordu. 

"Turizm, eğitim, sağlık adası söylemleri seçim nutuklarından öteye geçemiyor"

Hükümet edenlerin “Turizm adası olacağız, Eğitim adası olacağız, Sağlık Turizmi yapacağız” söylemlerinin, sadece seçim nutukları dışında sağlıklı bir planlamasını uygulamasının da yıllardır görülmediğine dikkat çeken Köroğlu, “Madde bağımlılığı içerisinde alkol de dahildir. Her gelen öğrencinin % 10’unun madde bağımlılığı kullanım sorunu vardır. Vücut sıvı analizlerini yapamayan bir Devlet Laboratuvarınız var söyler misiniz siz bu madde bağımlılarını doğru düzgün nasıl tespit edeceksiniz?” dedi. 

"Barış Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi yetersiz kalıyor"

Ülkenin bir başka yarası trafikte de, yolların bir sorun, madde kullanıp trafikte olan sürücülerin de başka sorun olduğuna dikkat çeken Köroğlu, “Yakaladığınız sanıkların yapması gerekli tahlilleri bile devlet yaptıramamaktadır. Bağımlıların tedavi göreceği ayrı ve yeterli bir rehabilitasyon merkezi bulunmaması da bu yasanın uygulanmamış olmasındaki diğer etkenlerdendir. Barış Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nin eksiklikleri yanında uyuşturucu tedavisinde de yetersiz kaldığı hepimizin de çok iyi bildiğimiz gerçeklerimizdir. Bu hastanede ağır derecede bağımlı olan kişilerin yatılı tedavi görmesi için yeterli imkan var mıdır? 

Hastanenin yeterli donanıma sahip olmadığı ve binanın tedavi için elverişli olmadığını biliyoruz” dedi. 

“18 psikiyatra ihtiyaç varken, 3 doktor hizmet veriyor”

“Dünya Sağlık Örgütü’ne göre 100 binlik nüfusa 6 psikiyatrisi düşmektedir” diyen Köroğlu, “Nüfusumuzun kaç olduğunu doğru bilen olmadığına göre üç yüz bin dersek 18 psikiyatri doktor ihtiyacı olan bir hastane 2-3 doktorla hizmet vermeye çalışıyor. Hastanenin doktoru eksik, psikologları eksik, hemşireleri eksik, altyapısı eksik bunları biliyorsunuz ama çıkardığınız yasa ile sanıkların tedavi ve rehabilitasyonunu yapacağınız yeriniz yeterli midir soruyor musunuz?” diye sordu. 

"Siyasiler konuya ilgisiz" 

Barış Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nin yıllardır SOS verdiğinin de altını çizen Köroğlu, “Doktor arkadaşlarımız konuyu politikacıların önüne getirmekte ama hiç bir ilgi ve önemseme görmemektedirler. Herhalde toplumun ruh sağlığının bozuk olması politikacılarımızın koltuklarında kalması için işlerine gelmektedir diye düşünmez misiniz bu ilgisizlik karşısında? Şahsen ben düşünürüm” şeklinde konuştu. 

"Devletin ne ruh sağlığı ne de uyuşturucu politikası var"

Devletin ne bir ruh sağlığı politikası ne bir uyuşturucu politikası olduğuna dikkat çeken Teksen Köroğlu şunları söyledi: “Toplumumuz madde kullanımından bıkıp usandı. Devletin ekstra önlemler alması gerekiyor. Devletin acil olarak bağımlıların tedavilerinin yapılacağı bir merkezi açması gerekmektedir. Yeterli psikiyatri ve psikoloğu sağlık elemanları ile birlikte. Fakat bunlar için yıllardır atılan bir adım yok. Mayıs 2016’da Denetimli Serbestlik Yasası geçiriyorsunuz 6 ay sonraki yangınla, vücut sıvı analizlerini yapıp bu yasanın yürütülmesini denetleyecek mekanizmayı kaybedip bunu düzgün yapamıyorsunuz.”

“Önüne geçilmesi mümkün olmayacak”

Köroğlu, “Madde bağımlılığının tedavisini erken zamanda yapmaz, önleyici ve koruyucu tedbirlerini almaz eğitimini doğru düzgün vermez iseniz bunu önlemenin de önüne geçmeniz mümkün olmayacaktır. Bu saydıklarımızın hangisini yaptınız veya bu eksikliklerin acil önlem alan oldum u diye sormayacağım çünkü geçmiş Hükümetlerin bunları yapmadığını gördük. Denetimli serbestlik sürecindeki hiçbir kişiye uyuşturucu madde bağımlılığı konusunda henüz eğitim verilmeye başlanmadığını da üzülerek izlemekteyiz Yeni Hükümetin bu konuları masaya yatırmasını bekler ve bizlerin, paydaş örgütlerin bir an önce çözümlenmesi için Toplum yararına her türlü katkıyı koymaya, vermeye hazır olduğumuzun bilinmesini isteriz” dedi.