Sonuç Cevizci

Bir zamanlar KKTC’nin en gözde üretim yerlerinden biri olan Korkuteli’nde hayvan sayısı 15 binden 500’e düştü. Bu duruma üzüllen köylüler, gelmiş, geçmiş hükümetlerin tarım polisikasını sert bir dille eleştiriyor.

Üretim ile hayatını kazanan köy halkı, özellikle hayvancılığın bitme noktasına geldiğinden şikayet ederek, hükümetin üretim odaklı adımlar atmasını istiyor. 

Tarımsal arazilerin ihtiyaçlı olmayan kişilere partizanca dağıtıldığını, onların da fahiş fiyatlarla bu arazileri başkalarına kiraladıklarını anlatan köylüler, devletin bu tür vurgunlara izin vermemesini talep ediyor.

Diyalog Tv’nin her hafta bir köyde gerçekleştirdiği Halk Meclisi programı geride bıraktığımız hafta Korkuteli’nde toplandı.

İnönü Belediye Başkanı Ali Öncü’nün ev sahipliğinde gerçekleştirilen programa, UBP Milletvekili Zorlu Töre, TDP Milletvekili Hüseyin Angolemli, DP Genel Başkan Yardımcısı, Eski Tarım Bakanı Kenan Akın, Hayvancılar Birliği Başkanı Mustafa Naimoğluları ile köy sakinleri katıldı. 

Programda ilk sözü Belediye başkanı Ali Öncü aldı.  

Ali Öncü – İnönü Belediye Başkanı: Sıkıntılar var konuşuyoruz ama değişen hiç bir şey yok. Devlete bağlı kurumlarız biz devlet hareket etmezse sorunları çözme şansımız zor oluyor. Belediye başkanlarının da muhtarlıklar gibi bağımsız olmasını talep ediyorum. Partisel olunca işler olmuyor, partilere bağlı kalmamasını ön görüyorum.

Fetullah Karakuzu – Muhtar: Köyümüzde ikinci etap mandıralar yapıldı ancak orada elektriğimiz yok. Devletten onu talep ediyoruz. Köylerimiz dışarıya göç etmedi. Üçüncü etap kırsal kesim arsası hazırlığı yapılıyor. Proje hazırlığı bitme aşamasında yakın zamanda dağıtılacaktır. Köyde çiftçi ve hayvanlarımızın sorunları var. Köyümüzde küçükbaş ve büyükbaş hayvancılığı bitiren iki sepep var. Birincisi Kooperatif Merkez Bankasının yanlış politikası, ikincisi tarım arazilerinin hayvancılara dağıtılmaması. Bankaya gidiyor üretici faizsiz arpa almak için, 20 bin TL’ye kadar iki memur kefil diyor, hayvancı hayvancıya kefil olamıyor. Halbuki bütün ödemeler hayvancının hesabına yapıyor. Kefil bulamıyorsa alamıyor kredi. Adamın 300 koyunu var 60 dönüm arsa aldı, emekli memur 400 dönüm arazi ekiyor. Bu sorunlar kaldırılmazsa hayvancı kalkınamaz. Hastalıklarla ise çiftçi kendisi mücadele ediyor. Kontrol ettiler hastalık yok çıktı, çünkü o zaman tazmin etmek zorunda kalırlar yok dediler. Veteriner dairesi klinik vakaya bakmıyormuş sadece kulak mühürlermiş. 

Şahin Çelik: Bu hükümet bu köy tamamen sıfırladı. Ne hayvancılık ne çiftçilik ne de kazanç kapısı kalmıştır. Yıllarca önce 15 bine dayanan küçükbaş hayvancılık yapılıyordu şu an 500 tane hayvan yok. Herkes hayvanlarını sattı başının çaresine bakıyor. 20. Aşırın son çeyreğinde yaşıyoruz Türkiye’den gelen su denize akıyor bizde bakıyoruz. Bu ülkede artık yaşanmaz. Muratağa- Sandallar Atılarda katliam yapan Rumların hepsini bir kefeye koymamamız söylendi. Nasıl bir söylemdir bu. Domuzdan post Rumdan dost olmaz. 

Turgut Çevirgen: 1974’te Türkiye’den geldik Anadolu’dan. Beldemize yaptığımız hizmetlerde TC yardım heyeti en büyük destekçimizdir. Kırsal kesim belediyesiyiz hükümetler gelip geçiyor dairelerde işler oluyor, olmuyor. Köyümüzde 190 hane var. Su sıkıntısı çekiyoruz, suyumuz belki bir ay sonra gelecek. Devletimize, milletimize, bayrağımıza daha sıkı sarılmalıyız. Kıbrıs sorunu sürekli gündeme geldi, karşımızda AB birliğini dayamış bir ülke var. Kıbrıs Cumhuriyeti ancak dışlanıyoruz. Burada askerimiz, devletimiz bayrağımız var bir devletiz. AB Kıbrıslı Türklere verdiği sözlerin hangisini yerine getirdi. Kendimize bir çıkış yolu bulmalıyız.

Veli Hacı: Kırsal kesim arsasının % 10’u ihtiyacı yok satıyor. Noter huzurunda para karşılığında satıyor. Devlet buna müdahale etmiyor, herhalde ticari payı var.  Yoksa kimin arsasına ev yaptığını, kimin sattığını bilirdi. Bilmezse gitsin araştırsın öğrensin. 

Erdoğan Aytun: Kırsal kesim arsasını paramla aldım. Kardeşim parayla aldı. Bu ülkede bende askerlik yaptım. Her şeye nefes aldığıma bile nefes parası ödedim. 

İlker Ömeroğlu: Vatandaşımızın ciğeri yanıktır. Büyük sıkıntılar var ve hükümetteki arkadaşlar duyarsız kalmakta, çözüm üretememektedirler. Bugüne kadar karşılarında bir alternatif yoktu nasıl olsa vatandaş bize bu oyu verecek düşüncesi ile hükümetçilik yaptılar ama bugünden sonra yapamayacaklar halk tepkili artık. Herkes kendi adamına rant sağlıyor günü sonunda oy isteyecek memlekette düzen bu şekilde işliyor. Bunun sonunun geleceğine inanıyorum.

Hüseyin Olgunay: Siyasi düzen bozuk, hiçbir söz yerini bulmuyor. Hangi parti gelirse gelsin bu memlekette hiç bir şey olmaz. Vekil, müşavirler alacak 10 bin TL maaş köylü ezilsin. Ne başbakan ne cumhurbaşkanı ne belediye başkanı isterik artık. Ürettik sonra batıyoruz. Sütümüz ya beleş 1,5liraya alır 4-5 liraya satarlar. Keçi sütü Türkiye’den 9 TL’ye gelir biz 6 TL’ye veriyoruz. Başımızdaki siyasiler ve yeni dönem siyasiler üretim sektörünün arkasına bir düzen yapsınlar. Ürettiğini satamıyor insanlar. Adamlar var devletten 25TL’ye kiralar ekmez o tarlayı 70TL’ye başkasına kiralar. Hayvancı tarla bulamaz. Bütün listeleri çıkardık içişleri bakanlığına vereceğiz.

İbrahim Nizamoğlu: Malı olanları yerden yere vurdular, paramızı adılar şimdi de işlediğimizi çalarlar. Yüzlerce lira keserler 50 TL gösterirler. İstediği gibi oynattılar bizi. Güneyde bin 600 dönüm mal bırakan adamın değeri 3 bin 4 bin puan eder 1600 puan çıkaracaklar ve pakete koyacaklar satsınlar. Küçükbaş hayvancıları çalarlar büyükbaşa verirler. Bu malların karşılığını vermeyeceklerse getireyim güneyden malımı Rum’la takaslayım, ne mallarını isterim bu devletin ne de bir şeyini. Annem öldü gitti daha mal verecekler kendine. Mahkemede bir de malı pay edeceksiniz dediler hangi malı paylaşacağız? Sütümüzden çaldıkları para ile dönüp teşvik veriyorlar sonra borcumuz kalmadı diyorlar.

Mustafa Naimoğluları: Üretici kesimler artık konuşmaktan usandı, yoruldu. Bu bölgedeki köylerin insanı % 80’i hayvancılık il geçiniyor. Yoğun şekilde küçükbaş hayvancılık yapılıyordu, kurak yılların gelmesi, doğru düzgün ödeme yapılmaması ve hayvan hastalıklar ile ilgili ciddi önlemler alınmamasından dolayı hayvanlarını sattı köylü. Mandıralara daha elektrik gitmemiş, su denize dökülüyor. Güney Mesarya kuraklık içerisinde tarlalarda bala yok ve hükümet bölgeye kuraklık verip vermeyeceğini düşünüyor. İş yapan yok konuşmalar boşa gidiyor. Seçiyoruz ama hizmet göremiyoruz, hizmet verirseniz insanlar mutluluk duyar, toplumun bağrı yanık. Tek derdimiz üniversite, turizm ama onu da beceremiyoruz. Üretmezsek yok olacağız. Seçim zamanı köylere gidiyor siyasiler, şimdi herkes gerekeni söylesin. Oy almak için gitmeyiniz köylere.

Adil Onatlı: Sabah insanlar gelir sütünü sağar süt toplayacıları bekler ama hırsızdırlar; 40 litre süt verir, süt kurumuna gider 30 litre. Yedi arkadaş para toplayarak 600 bin TL’lik tanker aldık kendi sütünüzü taşıyın dediler. Aldık, hükümet değişti ilk işi bakanlara süt tankeri izni vermek oldu. Bakanlar hayvancı oldu, süt taşımacılığı yapar ve bu sektörü milletvekillerine bakanlara kaydırdık. Üretici ezilsin, yok olsun. Plansız üretimlerden bugünlere geldik, insanlar çalınarak yok oldu. Yakında hayvancıda görmeyeceğiz.

Abdurrahman Acu: Köye gençlerimize yapılacak bir spor alanı ve stat istiyoruz. Eğer yapılma imkanı varsa yetkililere iletiyoruz. 

Cemal Darbaz: Burada olan hayvancılık bölgelerini gezdim ne acıdır ki bin baş hayvan ya kaldı ya kalmadı.  Küçükbaş sütün yoğun olduğu dönemlerde süt kurumu yönetim kuruluyla imalatçılar birlik olarak sütü toplamadı. İmalatçılar almazmış bu sütü. Hayvancı sütünü veremedi ve yok olma başladı.  Kozanköy’de bir tek inekçi iki tane küçükbaş hayvancı kaldı. Bu köydeki hayvancı ne iş yapacak? Devlet memuru diye diye tükettik her şeyi. Bizi yönetenler bize sahip çıkmıyor. Süt zamanı yine derelere dökülecek sütümüz. Dokuz kilo inek sütünden 1 kilo hellim yapılmaktadır. Hellimde koyun ve keçi sütü bulunması gerekiyor. Angolem ovasında yüzlerce karpuz satılmadı, buzluklar patates dolu satılmadı. Kurak durum yaptığımız üretim elimizde kalıyor nasıl üretim yapalım.  

Mehmet Kelebek: Halkı yaşat ki devlette yaşasın tabiri var fakat burada siyasilerin böyle bir düşüncesi yok. KKTC’ye sadece makam ve gelir gözüyle bakıyorlar. Milletini, devletini seven insan vatandaşını zor durumda bırakmaz her sıkıntıda koşar. Fakat şimdiye kadar geçen hükümetler bu memleketi bu hale getirdiler sıkıntılı. İnsan önce adam olacak sözü olacak sözünün eri olacak ancak sandık başına gidilince menfaatler ön plana çıkıyor. Doğruyu bulmayı tercih etsin insanlarımız artık. Devlet ihtiyacı olmayana yapamayana niye kırsal kesim arazisi veriyor. Hayvanı olmayan adam ekip biçiyor niye hükümet veriyor o zaman tarlaları. 

Zorlu Töre – UBP Milletvekili: Tarım ve hayvancılıkta birikmiş ciddi sorunlar vardır. Hem pazarlama, hem teşvik süt paralarını gününde alamam, kredi alma noktasında yaşanan sıkıntılar yaşanıyor. Bu ülkede üreticiyi desteklemek lazım. Üreticiyi ithal ürünlerine karşı korumalıyız. Hak eden insanlar arazi kiralayamıyor hak etmeyen kiralıyor bunlara çeki düzen verilmesi gerekir. Şehitleri anma törenlerinde bulunmaya çalışıyorum, toplu katliamlar yapıldı, devlet töreni yapılması gerekir ancak yerel olarak anılıyor. Soykırım yapıldı buralarda kimse yok anma törenlerinde. İnsanlara üretim hakkı verilmelidir ki bu topraklarda yaşam devam etsin. Zor şartlardan bugünlere geldik, devletimize sahip çıkalım. 

Hüseyin Angolemli – TDP Milletvekili: Hayvancılık denilince akla ilk gelen bu köydü. Maalesef bu köylüyü hayvancılıktan soğuttular. Her şey politikaya bağlıdır. Dönemin bakanı Turgut Özal havanız kurak havaya atacak paramız yok hayvancı çiftçiye süspansiyonları azaltın dedi, boyun eğdik. Yönetim gözünü zamanında açmadı 50 bin dolara AP mahkemesine avukat göndermedi ambargo alında kaldık. Çiftçiye üretin diyorlar destekleri kesiyorlar nasıl üretim yapılacak. Hal yasası denilen yasanın çıkması gerekiyor. Üç tane tüccarın karı için çıkarılmıyor. Gümrükte lektirk yokmuş gelen mallar denetlenmeden geçiyor. Seçim günleri mahkeme günleridir halk cezasını vermelidir.

Kenan Akın – DP Başkan Yardımcısı: Avcunun nasırının karşılığını alamayan müstesna köylerden bir tanesi. Kuraklık geçti, verim azlığı olmasından dolayı köylü bankaya olan borcunu ödeyemez duruma düştü. Üretim ile ithalatın dengesizliğinden dolayı ürettiğimiz ürünü kendi halkımıza satmamanın sıkıntısını çekiyoruz.  1974Ten sonra iş gücü altında buraya gelen köylülerden biri bu bölge. Hayvancılık sıfır noktasına gelmiştir. Katliamların acıları yaşanırken, Rumların hepsini suçlamayalım söylemleri yapıldı.  Bu ülkede turzim, eğitim diyorsak ne le doyuracağız bu insanları. Her türlü üretimde destek vermezsek ülkede yaşayan herkes belirsiz ürünlerle beslenmek zorunda kalacak. Sulu tarım konusunda plansız programsız hareket ediliyor.