Turizm olmazsa olmazımız!
Elimizde şu anda sadece iç turizm denen şey kaldı!
Başka bir şey yok!
“İç turizm”, küçük bir kaç aile oteli veya tatil köyünün yaşam sürmesi için belki yeterli olabilir ama beş yıldızlı konfor, iç turizmle imkansızdır!
Neden imkansızdır?
Kurtarmaz kardeşim kurtarmaz!

-*-*-

Resmi nüfusumuzun içerisinden bir rakam alalım...
350 bin mesela...
350 bin kişinin tümü tatile gitse ve onar gece tatilde kalsa, 3 milyon 500 bin gecelemedir...
Böl 25 bin yatak!
Eşittir 140 gün turizm!
Yine kurtarmaz!
Batsi bile gidemeyiz!

-*-*-

25 bin yatağımız var!
Hesabı bunun üzerinden yaptık da; 350 bin nüfus, 10’ar gecelik tatil yapabilir mi?

-*-*-

Kelle başı geceliği 200 TL’den oda – kahvaltı verebilecek basit bungalovcuklu tatil köyü bile yoktur diye düşünüyorum!
Ama olduğunu farz edin!
Dört kişilik bir aile.
Gecede 800 TL!
10 gece 8 bin TL!
Olmaz!
Küçük işletmeler için olabilir ama büyükler yine kurtarmaz!

-*-*-

Sordum bir beş yıldızlı otel yetkilisine...
“... Kendi içimizde konuştuk, hafta içi kişi başı 900 TL, hafta sonu kişi başı bin 400 TL’den satış yapsak bile bizi zor kurtarır” dedi...

-*-*-

Ülkemiz otelciliğinin çok önemli bir ismi olan Metin Şahinoğlu’nun bu konuda sanal ortamda bana yaptığı bir değerlendirme şöyle:
“... Bilinmeyen nüfusumuzun yüz bini 4 günlük iç turizm yapsa 400 bin geceleme yapar bunu 25 bin yatağa bölersek, 16 günde sezon açılır ve kapanır...” dedi.

-*-*-

Ben en iyi ihtimali, 350 bin turisti, 10’ar geceden - maksimumda hesapladım ki yine kurtarmaz!
Kaldı ki, “hedef 2 milyon turist”lerdeydik, hatırlayacak olursak!

-*-*-

Peki hiç mi umudumuz yok?
Şu anda tüm Dünya bunu tartışıyor.
Dünya bu sene umudu kesti!
Türkiye, bize göre daha büyük bir Pazar ve iç turist sayısı da 80 milyon üzerinden hesaplanabilir.
Ancak ne isterse olsun, Türkiye’yi bile iç turizm kurtarmayacak.
İspanya’yı da...
İtalya, Fransa, İngiltere’yi de...
Yunanistan’ı da...

-*-*-

Bazı ülkeler, örneğin İngiliz turizm medyası, “... Güvenilir ülkelere tatile gidilebilir mi?” sorusuna yanıt arıyor!
Mesela KKTC!
Mesela Güney Kıbrıs!
Kesinlikle bir kaç hafta sonra, Kıbrıs’ın geneli güvenilir bir ülke olur ama bu Ada’daki iki ayrı otorite için, İngiltere’den turist kabul etmek, “turizm” değil, “intihar” kelimesi ile açıklanabilir!

-*-*-

Yok mu çaresi?
Daily Mail dün, “... villada karantinada turizmi”ni tartıştı.
Yani turist İngiltere’den uçağa binecek, Türkiye’ye gelecek, burada özel donanımlı ve korumalı araçla villasına gidecek, hiç sokağa çıkmadan da tatil yapacak!
Mümkün mü?
Bence değil!
Ama tartışıyorlar!
Daily Mail, “... Bu da zor, ya villadan çıkıp, karantina şartını ihmal edersek?” dedi ve kendisi yanıtladı: “... Midnight Express filmini hatırlayın, hapse bile girersiniz” dedi.
Hatırlatma çok çirkin ama karantina şartlarına uymanın şart olacağını anlatmaya çalıştılar sanırım.

-*-*-

Neyse, biz de tartışıyoruz.
Turizm ve Çevre Bakanlığı iyi niyetle çaba harcıyor, plan yapmaya çalışıyor ama 2020 hatta 2021’de “büyük çaplı turizm getirisi” beklemek, sanırım mantıklı değildir.

-*-*-

Üstelik, “şimdilik biz hariç”, çevremizde ne kadar ülke varsa, Avrupa’dan ne kadar turist getirebildiğimiz ülke varsa, Eylül’den itibaren, “koronavirüsün ikinci dalgası” ile karşılaşacak.
Bu konuda “kesin” konuşanlar var!

-*-*-

Peki, yukarıda da sormuştum aynı soruyu; “hiç mi umut yok?”...
Var!
Bu koronavirüs denen illetin mutasyona uğraması!
İhtimal dahilinde mi?
Bakan Ali Pilli dahil olmak üzere, bu konuda kesinlikle beklentisi olanlar var!
Şaka yapıyorum elbette!
Ama, gerçekten bu virüs mutasyona uğrayıp insanları öldürmekten, hasta etmekten vazgeçmezse, turizmden umutlu olmak, gelir beklemek imkansızdır!

-*-*-

Elbette yorum yapıyorum ama görünen de odur!

-*-*-

Peki casinolu 5 yıldızlı oteller 1 Haziran’da açılmayacak mı?
“Açılacak” dendi!
Kim gidip kalacak ve ayrıca kumar oynayacak?
“KKTC vatandaşlığı bulunan” her hangi biri, gidip otelde kalabilir elbette ama başka ülkenin vatandaşı dahi olsa kumar oynayamaz!
Yasal anlamda kumar yasak!
Peki fiiliyat?

-*-*-

Tıpkı gece kulüpleri gibi!
Fuhuş yasak!
Ama yasağı takmamak serbest!
Fuhuş yasak fuhuş serbest!
Kumar yasak kumar serbest!
Durum bu!

-*-*-

Göz mü yumuluyor yani?
Kesinlikle evet!

-*-*-

Sonuca gelelim: “Serhat, kumar oynanmasını mı savunuyorsun?”
Kişi olarak kesinlikle karşıyım.
Ama oynanıyor ve oynanacak.

-*-*-

Dün Gaziverenli bir abim aradı.
Babası, babamın çok iyi “oyun” arkadaşıydı...
Bogerize derdik!
Pokerize diyorlar!
Ondan oynuyorlardı...
Ailecek bogerizeyi seven çok güzel insanlardı onlar... Ve çok da güzel günlerdi o günler...
Neyse, Gaziverenli kumarsever abim, “Oynamak isteyenlere av ruhsatı gibi ruhsat şartı getirelim, devlet bundan para kazansın” dedi.

-*-*-

Amaç zaten bu değil mi?
Kumarhaneler açık olacak; onlardan zaten vergidir, izin parasıdır alacağız.
Kumar oynayan da yıllık üyelik ödeyecek.
Ücretsiz çorba, yemek, alkol, sigara da verilmesin!
Bilemem, ona karışmıyorum!!!

-*-*-

Haaaa “hayır yasaktır, kesinlikle oynatmayız” mı diyorsunuz?
Ben de diyorum ki, şakasınız!
Oynayacak olan oynayacak!
Bari bundan para alalım!

-*-*-

Fuhuş?
O zaten devam edecek!

-*-*-

Ve gelelim en vurucu noktaya!
Cannabis!
Gannavuri!
Marihuana!
Devlet kontrolünde; ciddi korumalı, tellerle çevrilmiş alanda, hem sağlık ve sanayi amaçlı; hem de yine devlet kontrolünde, yerli – yabancı – turist tüm “lisanslı” içicilere “keyif” amaçlı!

-*-*-

“Serhat şaşırdı! Kumarı, kerhaneciliği ve keşleri savunuyor!”...
Görüşlerimi söyledim!
Savunuyorum diye sonuç çıkaracaksanız, çıkarabilirsiniz!
Ama kararı devleti yönetenler verecek!
Çok acil ve çok fazla paraya ihtiyacı var mı bu devletin?
Eğer varsa, siz de görüşlerinizi söyleyebilirsiniz!


-*-*-

Veya bekleyin, ödev yapın, dersleri tamamlayın belki Türkiye gönderecek!
Saygım sonsuz!
Ama hazır beklerken...
Siz bilirsiniz...