Kıbrıs Postası'ndan Ertuğrul Senova'nın haberine göre; Hint Keneviri’nin tedavi amacıyla kullanılması veya kontrollü bir şekilde serbest bırakılması yönünde dünyanın değişik ülkelerinde atılan adımlar bulunduğunu belirten Uyuşturucu ile Mücadele Komisyonu Başkanı Hasan Karaokçu, , “Hint kenevirinin yasal veya tedavi amaçlı kullanılması konusunda dünyadaki gelişmelere tamamen sırt dönülecek bir yaklaşım içerisinde değiliz” dedi.

Madde bağımlılığının bir hastalık olduğunu belirten Komisyon Başkanı Karaokçu, artık tüm çağdaş ülkelerde madde bağımlıları ve kullanıcılarını cezaevine atan bir anlayışın ortadan kalktığını, bunun çağ dışı olduğunu söyledi.

Çağdaş anlayışın, madde bağımlıları ve kullanıcılarının topluma yeniden kazandırılmasını öngören bir infaz sistemi olduğunu vurgulayan Karaokçu, Başbakan Erhürman’ın talimatı doğrultusunda, “Uyuşturucu Madde Bağımlıları ve Kullanıcıları Hakkında Denetimli Serbestlik Yasası” nın daha işlevsel hale gelmesi için bazı maddelerde değişiklikler yapılması ihtiyacı doğduğunu ifade etti.

Yasa uyarınca serbestlik sürecini tamamlayan bireylere “Ceza takdir edilmez ve mahkûmiyet sicile işlenmez” diyen Hasan Karaokçu, buna karşın polisin mahkemeye çıkardığı bu bireylerin medya tarafından yazılı, görsel, internet haber sitelerinde ve sosyal medyada deşifre edilmelerinin doğru bir yaklaşım olmadığını savundu. Karaokçu, bu konuda medya örgütleriyle neler yapılabileceği konusunda, Komisyon olarak bir çalışma yürütmeyi hedeflediklerini de kaydetti.

Ülkede madde bağımlılığıyla mücadele konusunda her ne kadar ciddi adımlar atılmış olsa da, son 5 yılda cezaevine giren hükümlülerin yüzde 43’ü, uyuşturucu nedeniyle parmaklar ardına girmiş durumda. Uzmanlar bu durumu, ilgili yasanın güncellenmemiş oluşuna bağlıyor. Uyuşturucu ile mücadele konusunda dünyada yaşanan gelişmeler, uyuşturucunun suç kapsamından çıkarılması, tedavi şartı konması veya bazı maddelerin yasallaşması yönünde ilerliyor.
           

Ülkemizdeki uyuşturucuyla mücadele konusunda Kıbrıs Postası’nın sorularını yanıtlayan Başbakanlık Uyuşturucu ile Mücadele Komisyonu Başkanı Hasan Karaokçu, uyuşturucuyla ilgili pek çok bilimsel araştırmayı gündeme aldıklarını ve Başbakan Tufan Erhürman’ın talimatı doğrultusunda, “Uyuşturucu Madde Bağımlıları ve Kullanıcıları Hakkında Denetimli Serbestlik Yasası” ile ilgili değişiklik ve güncellemeler yapılması için çalışmaların sürdüğünü ifade etti.

Komisyon olarak, madde bağımlılıklarında farkındalık eğitimleri, risk altındaki çocuklara yönelik etkinlikler; yasal alt yapının güçlendirilmesi, madde bağımlıları ve onların ailelerine psiko-sosyal destek gibi çok yönlü çalışmaları aralıksız sürdürmekte olduklarını kaydeden Karaokçu, “Bunların dışında uyuşturucuyla mücadelemizdeki stratejimizi belirleyecek olan bilimsel araştırmalar da en önemli gündem noktamızdır” dedi.

“Bilimsel araştırmalar gündeme alınmış durumda”

Bu yıl ilkokul, ortaokul, lise, Üniversiteler, KKTC Ev Çalışması ve risk altındaki bölgeler olmak üzere 7-8 bilimsel araştırmayı gündeme almış durumda olduklarını belirten Karaokçu, çalışmaların başlamış durumda olduğunu kaydetti.

İlgili yasa daha ‘işlevsel’ hale getirilecek

İcraatlarına yeni başlayan Başbakan Tufan Erhürman önderliğindeki koalisyon hükümetinin, uyuşturucuyla mücadele konusunda atacağı adımlara ilişkin de konuşan Karaokçu, Başbakan Erhürman’ın talimatı doğrultusunda, ilgili yasanın daha işlevsel hale gelmesi için bazı maddelerde değişiklikler yapılması ihtiyacı doğduğunu ifade etti.

AMATEM yakında hizmette…

Denetimli Serbestlik Yasası’nda yapılacak değişimdeki amaca ilişkin değerlendirmede bulunan Karaokçu, “Amaç, bireylerin toplum içerisinde rehabilite edilerek kazanılmasını öngören yasanın çok daha iyi bir noktaya getirilmesidir” dedi. Komisyon Başkanı Karaokçu, gerek madde bağımlılarının tedavi ve rehabilitasyonu, gerekse Denetimli Serbestlik Yasası’ndan yararlanan bireylere daha iyi hizmet vermek için gerekli olan Alkol ve Madde Bağımlılığı Tedavi Merkezi’nin  (AMATEM)  en kısa sürede ülkeye kazandırılması konusunda da Erhürman’ın önderliğinde yoğun bir çalışma yürütülmekte olduğunu kaydetti.

Yasa’nın yürürlüğe girmesi sonrası, uygulamada bazı aksaklıklar yaşandığını ve bu aksaklıkların düzene girdiğini ifade eden Karaokçu, “Yasanın en önemli ayakları tedavi, Sosyal Hizmetler Dairesi tarafından düzenli olarak sosyal tahkikat raporlarının hazırlanması, kan ve idrar tahlili, eğitim ve yasadan yararlananların topluma yeniden kazandırılmasıdır” dedi.

‘Denetimli Serbestlik Yasası’ nasıl işliyor?

İlgili yasa, daha önce denetimli serbestlik uygulamasından yararlanmış olup, denetimli serbestlik sürecini tamamlamasını müteakip 3 yıl içinde benzeri bir suçtan ötürü mahkûm edilmemiş olan bireyleri kapsıyor. 3 yıl içinde aynı suçu işleyen veya süreci başarısızlıkla tamamlayan şahıslar, denetimli serbestlikten yararlanamaz durumuna düşüyor ve Uyuşturucu Maddeler Yasası çerçevesinde yargılanıp mahkûmiyete uğruyor. Cezaevinden çıktıktan sonra toplum nezdinde dışlanan bu insanlar, sicilleri nedeniyle yeni ilişkiler kuramıyor ve yeniden ayni çevrelerle iletişim kurmak zorunda bırakılarak batağın içine yeniden düşüyor, sonsuz bir döngünün içine hapsediliyor.

“Madde bağımlılarını hapse atmak çağ dışı”

Madde bağımlılığının bir hastalık olduğunu ve artık tüm çağdaş ülkelerde madde bağımlıları ve kullanıcılarını cezaevine atan bir anlayışın ortadan kalktığını, hapse atmanın da çağ dışı olduğunu belirten Karaokçu, çağdaş anlayışın madde bağımlıları ve kullanıcılarının topluma yeniden kazandırılmasını öngören bir infaz sistemi olduğunu vurguladı.Karaokçu, “Önceliğimiz madde bağımlısı bireylerin topluma kazandırılmasına yönelik kapasitemizin her geçen gün artırılmasıdır” dedi.

“Ceza değil, tedavi için yeni bir şans”

İlgili yasaya ilişkin değerlendirmede bulunan Karaokçu, başka ülkelerdeki yasalarda da benzer uygulamaların mevcut olduğunu, bu nedenle bireylerin ‘denetimli serbestlik’ sürecini ceza olarak değil, tedavi olmak, kötü alışkanlardan ve çevrelerden uzaklaşmak ve yeniden sağlıklı bireyler olarak yaşama tutunmaları açısından verilmiş bir şans olarak değerlendirmeleri gerektiğini vurguladı.

“Toplum olarak destek vermeliyiz”

Madde kullanıcılarının tedavi sürecindeki en önemli noktalardan birinin, süreci tamamlayan bireylere toplum olarak verilecek destek olduğunu belirten Karaokçu, süreci başarıyla tamamlayan bireyleri iş veya eğitim imkanlarının dışında tutma anlayışının sürdürülmesi durumunda, kullanıcıların yeniden riskli davranışlar içerisine girme ihtimallerinin yüksek olduğuna dikkat çekti.

“Toplum dışına itme anlayışı değişmeli”

Karaokçu, “Toplum dışına itilen her çocuk ve bireyin kendi çocuğumuza risk olarak dönebileceği ihtimalini akıldan çıkarmamak durumdayız” diyerek, bu nedenle madde bağımlısı bireyleritoplum dışına itme anlayışının değişmesi gerektiğini vurguladı.Komsiyon Başkanı, “Bunu başarabildiğimiz oranda uyuşturucu ile mücadeledeki koruma zırhımızı güçlendirebiliriz” dedi.

“Medyanın deşifre etmesi doğru bir yaklaşım değil”

Yasauyarınca serbestlik sürecini tamamlayan bireylere “Ceza takdir edilmez ve mahkûmiyet sicile işlenmez” diyen Karaokçu, buna karşın polisin mahkemeye çıkardığı bu bireylerin medya tarafından mahkemeye çıkarıldığı ilk günden yazılı, görsel, internet haber sitelerinde ve sosyal medyada deşifre edilmelerinin doğru bir yaklaşım olmadığını savundu.

“İnsan haklarına aykırı bir durum”

Karaokçu, süreç sonunda ceza takdir edilmeyen ve siciline suç işlenmeyen bir kişinin isminin ve fotoğraflarının internet haber sitelerinde ve sosyal medyada sürekli olarak suçlu gibi gösterilmesinin hem etik olmadığını, hem de insan haklarına aykırı bir durum teşkil ettiğini ifade etti. Karaokçu, bu konuda medya örgütleriyle neler yapılabileceği konusunda, Uyuşturucu ile Mücadele Komisyonu olarak bir çalışma yürütmeyi hedeflediklerini de kaydetti.

“Hint Keneviriyle ilgili çeşitli ülkelerde atılan adımlar var”

Uyuşturucu ile mücadele konusunda atılacak adımlar arasında Hint Keneviri’nin yasallaşması gibi bir durumunun söz konusu olup olmayacağına ilişkin de konuşan Karaokçu,uyuşturucu sınıfındaki bitkinin,  tedavi amacıyla kullanılması veya kontrollü bir şekilde serbest bırakılması yönünde dünyanın değişik ülkelerinde atılan adımlar bulunduğunu belirtti.

“İlk günden beri, gelişmeleri yakından takip ettik”

Özellikle Hint kenevirinden üretilen bazı ilaçların kanser türlerinde ve bazı hastalıklarda kullanılmasına başlandığını ve şu anda biri tablet, diğeri de sprey olmak üzere patenti alınmış iki ilaç bulunduğunu belirten Karaokçu, göreve geldikleri günden bu yana Hint Kenevirinden tedavi amaçlı üretilen ilaçlarla ilgili gelişmeleri yakından takip ettiklerini kaydetti.

“Geçmiş hükümet döneminde ciddi bir irade ortaya kondu”

Karaokçu, patenti yeni alınmış olmamasına karşın, derledikleri bilimsel görüşler çerçevesinde Hint Keneviri yağının ülkeye tedavi amaçlı kullanımına yönelik olarak geçtiğimiz hükümet döneminde ciddi bir irade ortaya konulduğunu anımsattı.Karaokçu,  Bakanlar Kurulu’nun kararı çerçevesinde bazı hastalar için yağın yurtdışından getirilip kullanılmasının sağlandığını ve bunun atılan en önemli adımlardan bir tanesi olduğunu kaydetti.

“Dünyadaki gelişmelere sırt dönülecek bir yaklaşım içerisinde değiliz”

Hint kenevirinin yasal veya tedavi amaçlı kullanılması konusunda dünyadaki gelişmelere tamamen sırt dönülecek bir yaklaşım içerisinde olmadıklarını belirten Karaokçu,“Bundan önce tedavi ve rehabilitasyon, eğitim ve önleme çalışmaları ve yasal alt yapının güçlendirilmesi gibi öncelikli ve ivedi konular var” diyerek,şu an hükümetin bahsi geçen konuların tamamlanması yönünde yoğun bir uğraş içerisinde olduğunu ifade etti.