Kısa bir zaman önce, bir gazetede “Facebook yargıçları” diye bir başlık atılmıştı...

Ne demek isteniyordu bu “yorum içeren” başlıkta?

Anladığım kadarıyla, yargıçların, Facebook paylaşımlarından etkilenip karar verdikleri öne sürülüyordu!

-*-*-

Tabii ki yargı çevreleri bunu reddetti...

Çok kızanlar ve gereksiz tepki gösterenler bile oldu...

-*-*-

Demokratik bir ülkede, yargı eleştirilmeli miydi?

Yoksa eleştirilmemeli miydi?

-*-*-

Yasal olarak ortada bir suç veya “basın yoluyla işlenen suç” iddiası var mıydı?

Bilemem...

-*-*-

Bildiğim tek şey, bu ülkede yargı kurumu, hala ve de her şeye rağmen; yasama ve yürütme hatta basından çok daha az eleştirilebilir noktadadır...

-*-*-

Konumuz aslında yargıya getirilen eleştiriyi yeniden gündeme taşımakla alakalı değil...

Hemen konuya gireyim...

-*-*-

Konumuz, “Mahalle baskısı”dır...

Bir çok kişi, artık bu mahalle baskısını, geçmişe göre çok daha kolay yapar haldedir...

Neden?

İletişim olanakları, yetişemediğimiz hızda gelişmiştir de ondan...

-*-*-

Artık her dileyen, ister gerçek, ister sahte bir sanal hesap açar, mahalle baskısını da gayet rahat yapar...

-*-*-

CTP’nin geçtiğimiz Salı akşamı aldığı “Akıncı’ya destek” kararı, böyle bir mahalle baskısının sonucunda ortaya çıkmış bir karardır.

Ve CTP, ilk turda partinin genel başkanına oy vermeyen partililerinin sanal ortamdaki mahalle baskısından çekindiği için Salı akşamki kararı almıştır...

-*-*-

Yürekten ve içtenlikle alınmış bir karar değildir ve haliyle sonuca etkisinin çok fazla olacağını sanmıyorum.

Bu elbette bir tahmindir ama ilk turda Erhürman’a oy verenlerin tümünün, CTP’nin Salı akşamı aldığı kararla, gidip ikinci turda Akıncı için oy kullanacaklarını “sanmak” da çok ciddi bir hayaldir.

-*-*-

Haaaa, CTP’liler gidip Ersin Tatar’a mı oy verecek?

Vermeyecek olanlar; verebilecek olanlardan çok fazladır!

Peki ne olacak?

Bence sandığa gitmeyecekler...

-*-*-

İsim vererek insanlar hakkında yorum yapmak istemem ama hayatta olan ve CTP’ye genel başkanlık yapmış isimleri düşündüğümde, en az iki tanesinin, Akıncı’ya oy vermek yerine, elini kesip koparmayı tercih ettiğine olan inancım sarsılmazdır.

CTP’nin bir önceki seçimlerde cumhurbaşkanı adayı olarak gösterdiği Dr. Sibel Siber’i geçtiğimiz gün Kıbrıs Tv’de katıldığı programda bir süre izledim.

Dr. Siber’in partisi veya eski partisi öyle karar verdi diye gidip Akıncı’ya oy vereceğini düşünenler varsa, bence o programı bir daha izlesin.

-*-*-

Son güne kadar iki aday da canını dişine takıp, çalışmalı, mümkün olduğunca çok insana ulaşmalıdır.

Sadece federal çözüm yanlısı olmak ya da sadece ayrı devleti savunmak Pazar günkü seçim sonucunun “olmazsa olmaz şartları” değildir.

-*-*-

Kimin cumhurbaşkanı seçileceğinden çok; 2021 yılı bütçesi ile ilgili olarak örneğin maliye eski bakanlarından Birikim Özgür’ün saptamasıdır bence asıl önemli olan...

3,5 milyar TL bütçe açığından söz ediliyor...

Neredeyse yıllık bütçenin yarıya yakın miktarıdır bu...

-*-*-

Asıl yapılması gereken bunun hesabıdır.

Ve bu hesabın çok iyi yapılması; tüm hesapların çok iyi yapılmasını gerektirir.

Tüm gelir ve gider kalemlerinin, tüm olası kredi kaynaklarının, tüm mümkün olabilecek maddi desteklerin defter kayıtlarının mükemmel bir şekilde tutulması kaçınılmazdır.

-*-*-

Ve seçmen, tüm bunların net bir şekilde farkındadır.

-*-*-

CTP, HP, DP, YDP veya diğerleri; diledikleri kararı alsın, diledikleri kararı versin; seçmen sandığa giderken, onların bir odada oturup, mahalle baskısıyla aldığı karara asla bakmayacaktır.

Kafasına en uygun hesabı çoktan yapmıştır, geleceği ile ilgili en doğru kararı çoktan vermiştir!

-*-*-

CTP’nin, HP’nin, DP’nin veya YDP’nin aldığı veya alacağı kararlara tüm seçmenlerinin uymasını beklemek, komiktir... Öyle olsaydı, Akıncı ikinci tura kalamazdı; Erhürman ilk turdaki yarışı belki de birinci bile bitirirdi.

Öyle olsaydı, HP, YDP ve DP’nin desteklediği adaylar da yüzde 6’ya hatta yüzde 5’e ulaşmak için canlarını yemezdi!

-*-*-

Tekrar ediyorum; CTP Parti Meclisi geçtiğimiz Salı akşamı, ilk turda Mustafa Akıncı’ya oy veren kendi partililerinin ve Akıncı yandaşı diğer bazı kişilerin Facebook ve Twitter baskısından hatta “linç” olasılığından çekindiği için o kararı almıştır...

-*-*-

CTP’nin de, ülkemiz siyasetinde yer alan herkesin de, basının da, sanal medya aracılığı ile daha da etkili olan mahalle baskısı kültüründen kurtulması, zaten bu konuları tartışmayacağımız günler demektir... O demokratik ve hoşgörülü günlere gelmek dileğiyle...