Yeni Bakış'tan Deniz Abidin'in haberine göre, KTAMS Başkanı Güven Bengihan, İçişleri Bakanı Baybars’ın Şartlı Tahliye Kurulu ve Denetimli Serbestlik Yasası hakkında duyarlılık göstererek, tekrardan yasal değişiklik yapmayı düşünmesini olumlu bir gelişme olarak değerlendirerek, ülkeye girişlerde uygulanan tutumun da gözden geçirilmesini talep etti.

KTAMS Başkanı Bengihan: Şartlı Tahliye Tüzüğü mahkeme kararını bozuyor

Kıbrıs Türk Amme Memurları Sendikası (KTAMS) Başkanı Güven Bengihan, Şartlı Tahliye Tüzüğü’nün yasadan kaynaklı bir hüküm olması gerektiğini yıllardır dile getirmekte olduğunu belirterek, bağımsız mahkemelerin vermiş olduğu kararları bu tüzüğün bozmasının Anayasa’ya aykırı olduğunu söyledi. 

Bengihan, bu tip organların Anayasal bir güç alması gerektiğini belirterek, gerekli düzenlemelerin en kısa sürede yapılarak daha uygun bir çerçeveye getirilmesi gerektiğini kaydetti. Bengihan, daha adil ve objektif bir komisyon oluşmasının önemine dikkat çekerek, bugünkü Şartlı Tahliye Komisyonunun bağımsız bir organ olduğunu düşünmediğini söyledi. 

Bengihan, komisyon üyelerinin büyük bir kısmının müdür ve müsteşarlardan oluşan siyasi atamayla göreve geldiğine vurgu yaparak, aldıkları kararların zaman zaman sorgulanır olduğunu belirtti. Güven Bengihan, komisyon üyelerinin alanında uzman kişiler tarafından ve mesaisini cezaevinde bir fiil bulunan mahkumlarla geçirenler tarafından verilmesi gerektiğinin altını çizdi. Bengihan, uzman kişilerin Şartlı Tahliye Komisyonu içinde yer alması ve kararların daha objektif ve adil olmasıyla ilgili karar üretilmesine yardımcı olmaları gerektiğini söyledi.

“Yasal yönden eksiklikler var”

Bengihan, Denetimli Serbestlik Yasası konusunda ise, altyapı yönünden ve diğer kamu görevlileri açısından personel sıkıntısı ile yasal yönden eksikliklerin olduğunu belirtti. Bengihan, pratikte bu sıkıntıların görülmekte olduğunu ifade ederek, personel eksikliği konusunu en kısa zamanda hem de yasal eksiklikler giderilirse Denetimli Serbestlik Yasasının amacına hizmet edeceğini kaydetti.

“Denetim yapılmalı”

Güven Bengihan, cezaevinden bu yasa ile çıkan kişilerin denetim altında tutulmasının da önemine işaret ederek, ne ölçüde rehabilite olduklarının, kendilerini topluma kazandırma konusunda ellerinden geleni ortaya koyup koymadıklarının önemli olduğunu söyledi.

Bengihan, bu konuda uzmanlar tarafından denetim yapılması gerektiğinin altını çizdi. 

KTAMS Başkanı Güven Bengihan, İçişleri Bakanı Baybars’ın bu konularda duyarlılık göstererek, tekrardan yasal değişiklik yapmayı düşünmesi ve çalışma başlatacağına yönelik açıklama yapmasını olumlu bir gelişme olarak değerlendirdi.

“Rehabilite ortamı yaratmak çok önemli”

Bengihan, cezaevindeki sorunların, mevcut cezaevi binasının yetersizliğinden kaynaklı devam etmekte olduğunu belirterek, personel konusunun ise son yapılan alınmalarla bir kısım daha ileriye taşındığını kaydetti. 

Bengihan, şöyle devam etti, “Mahkum sayısının artmasıyla ve her geçen gün yasal mevzuatların güncellenmemesiyle sıkıntılar devam etmektedir.

 Yeni cezaevi binası 2019 yılında tamamlanacak denildi. Cezaevinin kapasitesinin büyüklüğü bir nebze yeterli olma açısından önemlidir. Ülkeye giriş çıkışların denetlenmesi ve ceza yasasının tekrardan düzenlenmesi gerekir. Cezaların caydırıcı verilmesi ve mahkumlara rehabilite olacakları ortamların yaratılması şarttır. Cezaevinin kapasitesinden ziyade önemli olan rehabilite ortamıdır. Ülkeye giriş ve çıkışlarda muhacerette uygulanan tutum da çok önemlidir. Cebinde 5 TL ile turist olarak gelip de bu ülkede hırsızlık hatta daha kötü suçların işlenmesi söz konusudur. 5 TL ile ülkeye turist olarak gelme olamaz. İlgili Bakan bu konularda da değerlendirme yaparak bu durumu tekrardan gözden geçirmelidir.” 

Avukat Mamalı: "Şartsız Şartlı Tahliye Kurulu sadece KKTC’de var"

Anonimus Hareketi Başkanı Avukat Barış Mamalı ise, 2009 yılında bir tüzükle kurulan ve başında siyasi bir makamın temsilcisinin (İçişleri Bakanlığı Müsteşarı) bulunduğu KKTC Şartlı Tahliye Kurulu’nun, başka hiçbir ülkede rastlanamayacak bir yapıya ve hukuki zemine sahip olduğuna dikkat çek-ti. 

Tahliyenin “şartlı” olmasını gerektiren kurulun, kabul ettiği başvuru neticesinde mahkumu herhangi bir şarta bağlı kalmadan tahliye ettiğini belirten Mamalı, “Şartsız Şartlı Tahliye Kurulu sadece KKTC’de vardır” dedi. 

Mamalı, tüzükte anayasal eşitlik ilkesine aykırı bir şekilde suçlular arasında ayrımcılık yaratan, bazı suçluların bu kurula başvurma hakkını ortadan kaldıran, ya da bazı suçluların başvuru hakkını geciktiren bir durumun mevcut olduğunun altını çizdi.  

“Kurulun işi istenen kişileri affetmek”

Mamalı, “Adında ‘Şartlı’ kelimesi olmasına rağmen, kurulun olumlu karar vermesi ile tahliye olan kişi cezasının geri kalan süresini serbest bir şekilde ve herhangi bir koşula bağlı olmadan geçirmektedir. 

Mahkumun şartlı tahliye süresince ne iş yapacağı, hangi günler poliste imza atacağı, hangi memur tarafından kontrol edileceği veya nerede ikamet edeceği yönünde hiçbir kural getirilmemektedir.

 Kısacası bu Şartlı Tahliye Kurulu’nun işi istenen kişileri affetmektir” dedi. 

Cezaevinde mahkumlar için herhangi bir eğitim faaliyeti, meslek öğretim ya da rehabilitasyon uygulaması olmadığı için Şartlı Tahliye Kurulu’nun önüne bu yönde dosyalar konmadığını ve sadece Cezaevi Müdürü’nün görüşüne başvurulduğunu kaydeden Mamalı, kurulun, mahkumun gelişimi ve ıslahı hakkında sağlıklı doneler olmadan, hukuken keyfi kararlar ürettiğini vurguladı. 

Sadece Cezaevi Müdürü’nün raporuna dayalı bir tahliye sistemi olduğu için, dolaylı olarak müdüre karşı yakın olma psikolojisinin mahkumlar içerisinde hakim bir anlayış haline geldiğine de dikkat çeken Barış Mamalı, kritersiz, nedensiz ve koşulsuz bu yapısıyla Şartlı Tahliye Kurulu’nun keyfi kararlar üretmeye mahkum bir yapı içerisinde bulunduğunu kaydetti.

“En büyük etken denetim zayıflığı”

Mamalı, ülkede uyuşturucu suçlarının zaten hep yüksek olduğunu, bunda dünyadaki gelişmelerin takip edilmemesi yanında bu konuda etkin olmayan sadece içiciler üzerinde yoğunlaşan bir mücadelenin olduğunu, ayrıca ülkeye girişlerdeki denetim zayıflığı ile uyuşturucu baronlarının ortaya çıkartılmamasının da bunda büyük etken olduğunu ileri sürdü. 

250 tür sağlık sorununda tedavi edici özelliği bulunan, bilimsel olarak zararsız olduğu ve uyuşturucu özelliği olmadığı kanıtlanan ve hepsinden önemlisi kanser tedavisinde çok etkili bir ilaç olan Hint Kenevirinin halen azılı bir suç maddesi olarak görülmesinin de kabul edilemez bir cahillik olduğunu belirten Barış Mamalı, bu otun sahte bir kötülük maskesine büründürüldüğü için de uyuşturucu suçlarıyla alakalı istatistiklerde abartılı bir şişirme ortaya çıkmaktadır dedi.