Derviş, Maraş açılımının Türk tarafı için felaket reçetesi olduğunu iddia etti.

Taner Derviş'in açıklamalarının tam metni şöyle: 

Kapalı Maraşın tümüyle Vakıflara ait olmadığına yönelik beyanatları ile, Maraş Açılımının baş aktörleri Kudret Özersay ve Daryal Batıbay, AİHM sürecinde Kıbrıslı Rum Avukat Achilleas Demetriades tarafından şahit olarak çağrılmaları durumunda, yaptıkları talihsiz beyanatlar, Kapalı Maraş’ın tazminat ödemeleri ile birlikte Kıbrıslı Rumlara verilmesine gerekçe oluşturacaktır.

 Maraş Açılımı ile Vakıfların AİHM kapsamına alınmış olması durumunda, ilk etapta pilot dava olarak belirlenmiş Kapalı Maraş tazminat ödemeleri ile birlikte işgalci Kıbrıslı Rumlara kaybedilecek, yaratılacak domino etkisi ile ada genelinde gaspedilmiş vakıf emlak heba edilmiş olacak ve bunun sonucunda Kıbrıs Türk Halkının ada genelindeki özel mülkiyet payı % 16.8 oranına gerileyecek, muhtemel bir siyasi anlaşmada 114,000’e ulaşacak göç dalgası oluşacak, ilaveten devasa tazminat ödemeleri sözkonusu olacaktır. AİHM sonuçlarının ertesinde, konu muhtemelen uluslararası platformunda Türkiye aleyhinde insan hakları ihlali suçlamaları ile devam edecektir

HATALI MARAŞ AÇILIMININ OLUŞUMU
KKTC Devlet yetkilileri yanıltıcı bir yaklaşımla, Kapalı Maraş’ın kısmen veya tamamen Kıbrıslı Rumlara ait olduğunu ifade ederek, çözüm yolu olarak, işgalci Kıbrıslı Rumları AİHM sürecindeki Taşınmaz Mal Komisyonuna yönlendirmektedirler. Kapalı Maraşın tümüyle Vakıflara ait olduğunu kabul etmeyen KKTC Dışişleri Bakanı Kudret Özersay ve TC Emekli Büyükelçisi Daryal Batıbay’ın açıklamaları AİHM sürecinde Türk tarafı aleyhinde kullanılabileceği gibi, konunun uluslararası platformada siyasallaştırılmasını da tetiklemiştir.

KKTC DIŞİŞLERİ BAKANI KUDRET ÖZERSAY’IN GİRİŞİMİ İLE OLUŞTURULAN MARAŞ AÇILIMI TÜRK TARAFI İÇİN FELAKET REÇETESİDİR
KKTC Dışişleri Bakanı Kudret Özersay’n girişimi ile oluşturulan Mararş Açılımı kapsamında, Kıbrıs hukukuna aykırı bir şekilde gaspedilmiş vakıf taşınmaz malları mülkiyetlerine almaları için Kıbrıslı Rumlar AİHM sürecindeki Taşınmaz Mal Komisyonuna yönlendirilmektedir. Maraş Açılımı ile Türkiye Cumhuriyeti ve Kıbrıs Vakıflar İdaresi münhasıran Kıbrıslı Rumlara hizmet eden AİHM’in kıskacına sürüklenmektedir. Maraş Açılımının sonucu Türkiye Cumhuriyeti için devasa tazminat ödemeleri ve Vakıflar üzerinden Kıbrıs Türk Halkı adına önemli ölçekte toprak kaybı anlamına gelmektedir. Kaldı ki, KKTC Dışişleri Bakanı Kudret Özersay’a düşen görev işgalci Kıbrıslı Rumları yönlendirmek yerine, hukuk kuralları temeline temsil ettiği ülkenin haklarını meşru zeminde korumak olmalıdır.


TÜRKİYE’NİN AVRUPA KONSEYİ ESKİ DAİMİ TEMSİLCİSİ BÜYÜKELÇİ DARYAL BATIBAY KAPALI MARAŞ’IN KIBRISLI RUMLARA AİT OLDUĞUNU İDDİA ETMEKTEDİR
Ayni şekilde, Türkiye’nin Avrupa Konseyi Eski Daimi Temsilcisi Büyükelçi Daryal Batıbay Maraş’ın tümüyle Vakıflar İdaresine ait olduğunu kabullenmemekte ve Kapalı Maraş’ın Kıbrıslı Rumlara ait olduğunu iddia etmektedir. Sayın Batıbay, Kıbrıs hukukuna aykırı bir şekilde gaspedilmiş vakıf taşınmaz malların AİHM sürecindeki Taşınmaz Mal Komisyonu marifetiyle işgalci Rumlara verilmesini önermektedir. Bu suretle ve Kıbrıs Türk tarafından verilecek ilave tavizlerle tazminat davalarının da ortadan kalkabileceğini ima etmektedir. Kaldı ki, Eski Büyükelçi Daryal Batıbay’a düşen görev katkı koyduğu “Mal Tazmin Mekanizması” aşamasında Kıbrıslı Rumların hakları korunurken, Kıbrıs Türk Halkı için yaşamsal öneme sahip Vakıflardan kaynaklanan hakların da meşru zeminde korunması olmalı idi.

TAŞINMAZ MAL MEKANİZMASI VE AİHM SÜRECİ SALT KIBRISLI RUMLARA HİZMET ETMEKTEDİR
Arestis davası çerçevesinde alınan 22 Aralık 2005 ve 7 Aralık 2006 tarihli AİHM kararları, 1974 tarihinden sonra Kuzey Kıbrıs’tan ayrılan Kıbrıslı Rumlar için bir tazmin mekanizmasının oluşturulmasını öngörmektedir. AİHM bu tesbit ve öngörü çerçevesinde, Türkiye Hükümetinin bir tazmin ve iade mekanizması oluşturmasını karara bağlamış; Bu karar çerçevesinde KKTC’de ‘Taşınmaz Mal Yasası’ çıkarılmış ve ‘Taşınmaz Mal Komisyonu’ oluşturulmuştur. Diğer taraftan, 1958-1974 döneminde Kıbrıs Türklerine ait gaspedilmiş toplumsal haklar ile 1878 tarihinden bu yana gaspedilmiş vakıf emlaktan kaynaklanan toplumsal haklar KKTC Başbakan Yardımcısı Kudret Özersay ve TC Emekli Büyükelçisi Daryal Batıbay tarafından gözardı edilmiştir.


KAPALI MARAŞTAKİ MÜLKİYET HAKLARI
Maraş Açılımı ile Vakıflaradan kaynaklanan toplumsal hakları gözardı eden KKTC Dışişleri Bakanı Kudret Özersay ile TC Emekli Büyükelçisi Daryal Batıbay’a aşağıdaki hukuki ve tarihi gerçekleri hatırlatmakta fayda var.

1-ADA GENELİNDE VAKIFLARIN GEÇERLİLİĞİ VE KAPALI MARAŞ VAKIFLARI
Vakıfların Kıbrıs hukuk sistemine intikal ettiği tarihten itibaren, ada genelinde tarihin her döneminde geçerli yasalara göre vakıf taşınmaz malların yasal sahibi ve yasal temsilcisi Kıbrıs Vakıflar İdaresi olmuştur. Ayni şekilde, ada genelinde geçerli yasalara göre, tescil edilmiş vakfiyelerin geçerli olduğu ve Kapalı Maraş’takı arazinin Mülhak Vakıf statüsünde Abdullah Paşa Vakfına, Mazbut Vakıf Statüsünde Lala Mustafa Paşa Vakfına ve Mülhak


2-KAPALI MARAŞ ENVANTER TESPİTİ VE KAPALI MARAŞ İŞGALCİLERİ
Kıbrıs Vakıflar İdaresi kadroları tarafından 1996 yılında Mağusa Tapu Dairesi ile Vakıflar Arşivinde bulunan tapu kayıtları ve vakfiyeler temelinde gerçekleştirilen emlak envanter tespitleri sonucunda, 1913 yılı itibarı ile 3,121 adet, 1974 tarihi itibarı ile zaman içerisinde bölünmeler ile 6,224 sayısına ulaşan tapu kaydı kapsamında 4,638 dönüm 300a2 alana sahip Kapalı Maraş bölgesinin tümüyle Kıbrıs Vakıflar İdaresine ait olduğu belgelenmiştir. Sözkonusu tapu kayıtları ile, 1913-1974 döneminde yıllar itibarıyla Kapalı Maraş işgalcilerinin isim bazında münferit tespitleri de yapılmıştır. Sözkonusu tapu kayıtları Vakıflar İdaresi Arşivi ile Mağusa Tapu Dairesindeki resmi kütüklerde mevcuttur. Gerçekleştirilmiş emlak envanter tespitlerine göre, Kapalı Maraş bölgesindeki 4,638 dönüm 300 a2 tutarındaki vakıf emlakin % 99.99’u Kıbrıs hukuk sistemine aykırı olarak gaspedilmiş, Vakıflar İdaresinin elinde sadece 1 dönüm 2 evlek 452 a2 tutarında emlak kalmıştır.
Kapalı Maraş işgalcileri arasında, Rum Ortodoks Kilisesi, Kıbrıslı Rumlara ait şirketler, Kıbrıslı Rum gerçek kişiler, Maraş Belediyesi, Rum Okul Komisyonları, Merkezi Hükümet ve Kamu Kuruluşları yer almaktadır.


3- KIBRIS VAKIFLAR İDARESİNİN ADA GENELİNDE GEÇERLİ ULUSLAR ARASI ANTLAŞMALAR, YASASL VE ANAYASAL DÜZENLEMELER TEMELİNDE SAHİP OLDUĞU HUKUKİ ZEMİN
Kıbrıs Vakıflar İdaresi ada genelinde geçerli uluslararası antlaşmalar, yasal ve anayasal düzenlemeler temelinde güçlü hukuki bir zemine sahiptir. Sahip olduğu hukuki statü nedeniyle Vakıflar AİHM kapsamına alınamaz.
Tarihin her döneminde Ahkamü’l Evkaf olarak tanımlanan vakıf hükümleri ada genelinde özel statü ile yer almıştır. Vakıflara ait mülkiyet ve tazminat hakları ada genelinde ve uluslararası platformda tanınmış beş hukuki belge temelinde tespit ve teyit edilmektedir. Sözkonusu hukuki belgeler ‘Sömürge Dönemi Yasaları’, ‘Kıbrıs Yasaları’, ‘Kıbrıs Anayasası’, ‘Kıbrıs Cumhuriyeti Kuruluş Antlaşması’ ve ‘ Lozan Antlaşması’ndan oluşmaktadır.
Kıbrıs hukuk sisteminde yer alan Anayasal ve yasal düzenlemelerin emredici kuralları vakfiyelerin gayrı kabili rücu olup vakfiyelerin iptal edilemeyeceğini, feshedilemeyeceğini ve değiştirilemeyeceğini; vakıfların elden çıkarılamayacağını ve devredilemeyeceğini; vakıflardan feragat edilemeyeceğini; vakıfların sonsuza dek yaşatılmalarını ve işgal edilmiş vakıfların tazminat ödemeleri ile iadelerini öngörmektedir.
Bu bağlamda, ada genlinde geçerli hukuk sisteminin emredici kuralları, 1878-1974 dönemimde gaspedilmiş Vakıfların gelir kaybından kaynaklanan tazminat ödemeleri ile birlikte iade edilmesini vurgulamakta, ilaveten, sahip olduğu güçlü hukuki statü Vakıfların AİHM kapsamına alınamayacağını belirlemektedir

SON SÖZ: FELAKET SENARYOSUNDAN ÇIKIŞ YOLLARI VARDIR
Siyasi irade ile yaratılmış Felaket Senaryosundan çıkış yolları, Vakıflara ilişkin yapılan hatalı icraat ile yanıltıcı yayınlara ilişkin geniş açıklamalar, ada genelinde geçerli yasal ve anayasal düzenlemeler ile uluslararası antlaşmalar temelinde öngörülen çözüm yolları ilerki günlerde kamuoyuna duyurulacaktır. Bu bağlamda, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile Türkiye Cumhuriyeti için bir felaket reçetesi olan Maraş Açılımına itibar edilmemesi gereğini hatırlatırım.
Kamuoyuna saygı ile duyurulur.


Taner Derviş
Kıbrıs Vakıflar İdaresi Eski Genel Müdürü