Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Güzelyurt Milletvekili Armağan Candan, Ulusal Birlik Partisi (UBP) Gazimağusa Milletvekili Hamza Ersan Saner, Demokrat Parti Ulusal Güçler (DP UG) Lefkoşa Milletvekili ve Genel Sekreteri Hasan Taçoy ve Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP) Girne Milletvekili Zeki Çeler, Strazburg temaslarını Türk Ajansı Kıbrıs (TAK) muhabirine değerlendirdi.

Fransa'nın Strazburg şehrindeki 3 günlük temasın ardından yarın yurda dönecek vekiller, AP gündemindeki konuların “Türkiye'nin Avrupa Parlamentosu’nda onaylanacak raporu, Kıbrıs sorunu, Türkçe’nin Avrupa Birliği'nin resmi dilleri arasına alınması” olduğunu aktardı.

CANDAN

CTP Milletvekili Armağan Candan, temaslarıyla ilgili değerlendirmesinde Avrupa Parlamentosu’nda farklı siyasi gruplardan milletvekilleriyle görüştüklerini kaydederek, "Kıbrıs konusundaki son gelişmeleri, Türk tarafının müzakerelerdeki pozisyonlarını muhataplarımıza iletiyoruz. Kıbrıslı Türklerin AP’deki temsiliyetinin uygun bir yöntemle sağlanmasına ilişkin çabalarımız da sürüyor" dedi.

Kıbrıslı Türklerin Avrupa Birliği’ne ve Avrupa Parlamentosu’na yönelik taleplerini de dile getirdiklerini belirten Candan, Avrupa Parlamentosu’nun Türkiye’ye ilişkin raporu üzerinde son görüşmelerin de bu günlerde yapıldığını anımsattı.

Raporda Kıbrıs konusuna ilişkin çeşitli konular olduğunu söyleyen Armağan Candan, “Kıbrıs ile ilgili paragraflar geçmişe göre daha kapsamlı” dedi.

Raporun ilk taslağında Meclis heyetinin görüşlerine de yer verildiğini ve bunu memnuniyetle karşıladıklarını ifade eden Candan, “Raporda Kıbrıs sorununun 2016’da çözülmesine dair bir çağrı var, bu bizim için sevindirici. Taraflara destek çağrısında bulunulması olumlu bir unsur” ifadesine yer verdi.

Türkçe’nin Avrupa Birliği’nin resmi dili olmasına yönelik çalışmaların da desteklendiğini vurgulayan CTP Milletvekili Candan, “Avrupa Parlamentosu raporuna ilk defa Türkçe’nin Avrupa Birliği’nin resmi dillerinden biri olarak girmesi ifadesi yer alıyor. Bu da bizim için önemli. Bu, konunun AB tarafından desteklendiğini gösteriyor” değerlendirmesinde bulundu.

Açıklamalarında Kıbrıs konusuna da değinen Candan, Kıbrıslı Türk ve Rum liderin güven yaratıcı önlem kapsamında 2 kara sınır kapısının daha açılması, elektrik ve GSM hatlarının birleştirilmesi konularında uzlaşıya vardığını ancak GSM konusunda Rum tarafının olumsuz bir tavır sergilediğini anımsattı.

“Bu konu da çabalarımızla rapora girmiş durumda” diyen Armağan Candan, raporda GSM hatlarının birleştirilmesi çalışmalarının olumlu sonuçlanmasına dair de bir çağrı olduğunu söyledi.

Türkiye’nin Kıbrıs sorununun çözümü konusundaki yapıcı ve çözümü destekleyen tavrının takdir edildiğini de belirten Candan, raporda insan hakları, demokrasi, hukukun işleyişi gibi konularda ise Türkiye’ye çeşitli eleştiriler bulunduğunu aktardı.

Brüksel’de AB-Türkiye zirvesi yapıldığını da anımsatan Armağan Candan, “Türkiye Avrupa Birliği ilişkileri mülteci konusuyla yeni bir boyut kazandı, bu ilişkileri geliştirmede, müzakere başlıklarının hızlandırılmasında olumlu etki yarattı. AB’nin Türkiye’ye ihtiyacının yeniden görünür olduğu bir noktaya geldik. Son bir, bir buçuk ayda ikinci kez AB-Türkiye zirvesi yapıldı” ifadesine yer verdi.

SANER

UBP Milletvekili Hamza Ersan Saner AP temasları konusundaki değerlendirmesinde, “Türkiye raporu bugünlerde artık son defa ele alınacak ve oylanacak. Metinler komiteyken değişiklikler yapılabilir, gelişimizin en önemli nedeni tam da bu noktada...” şeklinde konuştu.

AP’de Kıbrıs’ın Türkiye’nin raporuyla ilişkilendirilmesini de eleştiren Saner, “Avrupa Birliği'nde Türkiye raporu görüşülürken Kıbrıs'ın sürekli bu işe ilintilendirilmesi kabul edilebilir bir yaklaşım değildir. Biz Kıbrıs'ın kendi içerisinde değerlendirip tartışılması gerektiğini düşünüyoruz” dedi.

Konuşmasında Annan Planı dönemine de işaret eden, referanduma, ardından da Güney’in AB’ye girmesine değinen Saner, “Burada hep zarar gören Kıbrıs Türkler oldu. Annan Planı’na ‘evet’ diyen ödüllendirilecekken cezalandırıldı” ifadesine yer verdi.

Referandum öncesi sözü verilen Serbest Ticaret Tüzüğü konusunda da hiçbir gelişme olmadığını, hatta konunun AB’nin gündemde bile bulunmadığını kaydeden Saner, şöyle devam etti:

“AP’nin Türkiye raporunda Kıbrıs Türk halkının yararına olacağını düşündüğümüz birtakım gelişmeler var ama yine yanlışlar yapılıyor. Türkçe’nin resmi dil olarak kabul edilmesi…. Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası gereği Türkçe resmi dil iken şimdi sanki Anastasiadis Türkçe’nin resmi dil olması için öneri sunuyor gibi oldu…”

Görüştükleri vekillere bu konudaki rahatsızlıklarını ilettiklerini ve destek talep ettiklerini belirten Saner, Avrupa Konseyi’nde 2 Kıbrıslı Türk milletvekilinin gözlemci olduğunu anımsattı, AP’de de bunun olması gerektiğini vurguladı.
“Bu konuda da görüşler, değişiklik önerileri var” şeklinde konuşan Saner, olası bir çözüm sonrasında olacaklara da değindi.

Hamza Ersan Saner,  Kıbrıslı Türklerin kurucu devlet statüsünde kabul edilmesi için, Rumlarınsa bunun geçerli kılınmaması için çabaları olduğunu kaydetti.

Kayıp şahıslar konusunda Türk tarafının ciddi girişimleri olduğunu da söyleyen Saner, Kıbrıslı Türk milletvekili olan Cengiz Ratip’in1963’te kaybolduğunu ve hala bulunamadığını da hatırlattı.

Saner, bu konuda arşivler karşılıklı şekilde açılırken dokunulmazlığı olan bir milletvekilinin nasıl kaybolduğu konusunda da bir açıklama yapılmasını talep etti.

TAÇOY

DP UG Genel Sekreteri Taçoy da, AP temaslarının gündemlerinin Türkiye raporu ve Kıbrıs sorunu olduğunu söyledi.

Kıbrıslı Türklerin buradaki temsiliyetinin sağlanabilmesinin önemli olduğunu kaydeden Taçoy, “Olası bir anlaşmanın ertesi günü bizlerin AP’ye hazır olmamız gerek” dedi.

Türkçe’nin resmi dil olması konusundaki görüşlerini de dile getiren Taçoy, “Eğer Türkçe AP’de yasal bir dil haline gelirse, Avrupa Birliği vatandaşı olan Kıbrıslı Türkler, hem burada, hem de Kıbrıs’ta ilgili münhaller için iş başvurusunda bulunabilecek” dedi.

Raporun Kıbrıs konusundaki bölümünde 70'i aşkın değişiklik sunulduğunu da bildiren Taçoy, “Değişikliklerin ne olduğunu görmek istiyoruz. Bunların hepsini gündeme getireceğiz” ifadesine yer verdi.

“Kıbrıs Türk tarafı kurucu devletlerden biridir” ifadesinin raporda kullanılması gerektiğine dikkat çeken Hasan Taçoy, bu konudaki hassasiyetlerini AP milletvekillerine de ilettiklerini, ancak Yunanistan’ın ve Rum tarafının bunu engellemek istediğini söyledi.

Müzakere süreci konusunda da değerlendirmede bulunan ve sürecin Güney’deki seçim nedeniyle durağan hale geldiğini söyleyen DP UG Genel Sekreteri Taçoy, “GSM sorunu da raporun gündeminde. Güney Kıbrıs bu konuda henüz adım atmadı. Bunları da buradaki yetkililere aktarıp, Rumların tutumlarını değiştirmesi için ısrarcı olacağız” dedi.

ÇELER

TDP Milletvekili Zeki Çeler açıklamasında ise, AP’nin Türkiye raporunda Kıbrıslı Türkler için önemli konular olduğunu kaydederek, “Raporun bu şekliyle geçmesi için destek taleplerimizi dile getiriyoruz, getirmeye de devam edeceğiz” dedi.

Kıbrıslı Türklerin gözlemci statüsü kazanabilmesi için girişimlere de işaret eden Çeler, AP milletvekillerinin bu konudaki tutumlarını olumlu bulduklarını dile getirdi.

Kıbrıs konusunda buradaki vekillere bilgi verdiklerini, onların da yaklaşımlarını öğrendiklerini söyleyen Çeler, “Hem AP milletvekillerinin samimiyetini anlayabilmek, hem de çalışmaların hızlanması, Kıbrıslı Türklerin temsiliyet hakkı kazanması için temaslarımız sürüyor” diye konuştu.