Pembe Köşk Psikiyatri Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Mehmet Çakıcı, Koronavirüs döneminde yeşil reçeteyle satılan ilaç reçetelerinde artışlar yaşandığını belirterek, 
istismar edilen bu önemli konunun araştırılıp incelenmesi gerektiğini söyledi. 


Gündem Kıbrıs Web TV'de Bahar Sancar'ın sorularını yanıtlayan Prof. Dr. Mehmet Çakıcı, Koronavirüs sürecinde alkol ve uyuşturucu kullanımında yaşanan artışa dikkat çekti.

Pandemi döneminin kaygının yoğun olduğu bir süreç olduğunu belirten Çakıcı, ölüm tehdidinin yaşandığı, virüsün ortaya çıkardığı bir travma olduğunu, çaresizlik ve dehşet duygularına kaygının anksiyetenin eşlik ettiğini belirtti.

Mehmet Çakıcı, kişilerin bu kaygılarını evde kapalı oldukları dönemde alkolle bastırmaya çalıştıklarını kaydederek, aile içi şiddet olaylarında da artışlar görüldüğünü söyledi. Y

eşil reçeteyle alınması gereken sakinleştirici kaygıyı bastıran ilaçların kullanımında da artışlar olduğunu kaydeden Çakıcı, halk arasında Antidepresan ilaçların bağımlılık yaptığı yönünde yanlış bir bilgi olduğunu, bağımlılık yapan ilaçların aslında yeşil reçeteyle satılan ilaç grubu olduğunu söyledi.

Yeşil reçeteyle satılan ilaçların bu dönemde daha çok görülmesiyle ilgili de Prof. Dr. Mehmet Çakıcı şöyle konuştu: "Bu ilaçlar el altından piyasaya sürülüyor. Bazı doktorların da bağımlı hastalara, biraz daha para kazanmak için bu reçeteleri yazdıklarını görüyorum. Bu ilaçları yazması gereken genellikle Psikiyatrislerin olması gerekirken, başka uzmanlık alanından birkaç doktorun da bu yeşil reçeteli  ilaçları gelişigüzel yazdığını görüyoruz. Bunlar aslında çok kolay anlaşılabilir, Sağlık Bakanlığı listeye bakar bu ilaçların hangisi suistimal ediliyor veya hangi doktorlar bunu daha çok yazıyor bulabilir. Mesela, bir psikiyatristen çok bir başka doktor daha çok yazmışsa eğer bu ilaçları ondan şüphelenilmesi gerekiyor. Bu ilaçların istismar edildiğini rahatlıkla söyleyebilirim. Bu istismar oyununda baş rolde kullanılan ve istismar edilenler bağımlı hastalar oluyor" dedi. 


Tüm dünyayı etkisi altına alan Koronavirüsün ülkemizde de görülmesi sonrasında hastalık şüphesi olan ancak test sonucu beklenmeden suçlanan bireylerin özellikle sosyal medyada başlatılan linç girişimleriyle ilgili de konuşan Mehmet Çakıcı, bazı bireylerin linç olayına karşı çok meraklı olduklarını söyledi.

Çakıcı, eksik bilginin tehlikeli bir bilgi olduğunu, işin içine cahillik ve eksik bilginin girmesiyle olayların farklı noktalara gittiğini söyledi.

Çakıcı, insanların canlarıyla uğraşırken başlatılan linç olayının yanlış olduğunu ve ayrımcılığa neden olduğunu, sosyal medyadaki bazı sorumsuz kişilerin de buna zemin hazırladığını belirtti. Ayrımcılığın ruhsal bir hastalık konusu olduğunu kaydeden Çakıcı, Hümanist çerçevede bakılarak virüsün bize ya da yakınlarımıza bulaşma ihtimalinin göz önünde bulundurulması gerektiğinin altını çizdi.

Linç kültürü davranışını Kıbrıs'ta yeni görmediğini belirten Çakıcı, bazı olaylar sonrasında bilgi sahibi olmadan bazı bireylerin linç girişimine maruz kaldığının görüldüğünü söyledi. Çakıcı, maalesef uzmanların görüşlerinin bile dikkate alınmadığını,  bazı bireylerin profesör gibi konuşmayı ve davranmayı sevdiğini belirtti.

Çakıcı, Koronavirüs döneminde yaşlı insanların daha fazla korunması gerekirken, cahillik yüzünden yaşlıların yaşlı istismarına maruz kaldıklarını ve bu istismarın medyada görüntülerini görmekten büyük üzüntü duyduğunu  da sözlerine ekledi.