Dernek Başkanı Tanju Müezzinoğlu yaptığı yazılı açıklamada, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri tarafından 30 Haziran 2017’de sunulan çerçevenin, Türkiye’nin adadaki etkin ve fiili garantisinin sona erdirilmesini, Kıbrıs’taki Türk askerinin 650 ile sınırlandırılmasını, yerine uluslararası bir güç konuşlandırılmasını öngördüğünü ileri sürdü.

Müezzinoğlu, Guterres çerçevesinde ortaya konan maddeler ve süreç içerisinde yapılan açıklamaların Kıbrıs Türkü’nün Kıbrıs üzerindeki yegâne dayanağı olan Anavatan Türkiye ve Türk ordusunun adadan uzaklaştırılmasını öngördüğünü kaydetti.

Müezzinoğlu, “Kıbrıs’ta 1960 yılında kurulan ortaklık cumhuriyeti ve sonrasında yaşananlar ortadayken, Kıbrıs Türkü’nü azınlık durumuna düşürecek, Anavatan Türkiye Cumhuriyeti’nin etkin ve fiili garantisini ortadan kaldıracak, insanımızı can derdine düşürecek herhangi bir anlaşma Kıbrıs Türk halkının sonu olacaktır” ifadelerini kullandı.

Her zaman barış ve kardeşlikten yana yol çizmiş olan Kıbrıs Türkü’nün, geçmişte yaşadığı acıları yaşamamak, bugünkü huzur ortamını aratmayacak bir antlaşmadan yana olduğunu vurgulayan Müezzinoğlu, bunun da ancak Türkiye Cumhuriyeti’nin etkin ve fiili garantisi ve Türk ordusunun koruyucu şemsiyesi altında mümkün olacağını ifade etti.

Müezzinoğlu, “Cumhurbaşkanımız Mustafa Akıncı’ya; Kıbrıs Türk halkının kaderini ve geleceğini şekillendirecek bir konuda müzakere başlatacak ise, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘Geçmişinden ders almayan bir millet yok olmaya mahkûmdur’ sözünü hatırlatırız” dedi.