Son günlerde çocuk anne ve ebeveyn ilişkilerindeki travmaların toplumda arttığının görüldüğünü dile getiren Sağlık Psikoloğu Şerife Çelik, bu tarz olayların artarak yaşanmasının verdiği mesajın toplumsal boyutta doğru algılanarak gerekli önlemlerin yetkili merciler tarafından alınması gerekliliğine vurgu yaptı. 

Yeni Bakış gazetesinden Özlem Çimendal'a konuşan ve Sağlık Psikoloğu Şerife Çelik, KKTC’nin toplumsal travmalar ya da psikolojik sorunlar bağlamında en büyük dezavantajının savaş yaşamış bir toplum olması olduğuna dikkat çekerek, toplumda yaşanan trajedik olayların hem bireysel hem de toplumsal anlamda ortaya çıkarak gelişmesinin oldukça yüksek olduğunu vurguladı

Toplumda var olan fiziksel ve duygusal istismarların bilincine varılması gerektiğini ifade eden Çelik, bu istismarların önlem alınmadığı takdirde de artarak devam edeceği gerçeğinin her zaman göz önünde bulundurulması gerektiğinin altını çizdi. Çelik, “Bizim ısrarla söylediğimiz hep ‘toplumda fiziksel ve duygusal istismar var, var olacak ve artarak da devam edecektir” dedi 

Çelik, “Ülkedeki aile çocuk, sosyal ilişkiler ve daha birçok benzer sosyal içerikli olgularda devlette bir kol ya da mekanizma oluşturularak, bunların analizi ve araştırması yapılıp, çıkan geniş tabloya göre önlem planları ortaya konulmalıdır. Bizde bu mekanizma sadece Sosyal Hizmetler Dairesi tarafından yürütülmeye çalışılmaktadır. Eksik değil ancak bizim bundan daha fazlasına ihtiyacımız var” ifadelerini kullandı

Çelik, “Medya, teknoloji, toplumsal sorunlar, fiziksel-duygusal istismar, şiddet vakaları birleşimi ile alttan alta bize ciddi mesajlar geliyor olabilir.  Ancak maalesef biz hala bunların farkına varamıyoruz” şeklinde konuştu

“Savaş yaşamış toplum düşünülerek önlemler alınmalıydı”

Sağlık Psikoloğu Şerife Çelik, KKTC’nin toplumsal travmalar ya da psikolojik sorunlar bağlamında en büyük dezavantajının savaş yaşamış bir toplum olması olduğuna değinerek, toplumda yaşanan trajik problemlerin hem bireysel hem de toplumsal anlamda ortaya çıkarak gelişmesinin oldukça yüksek ihtimal olduğunu vurguladı. Çelik, “Bunların aslında çok uzun zaman önce düşünülerek, toplumsal anlamda altyapı oluşturularak, bu tarz bireysel veya toplumsal psikolojik patlamaların ve olumsuz olayların önlemlerinin alınması gerekiyordu” dedi. 

“Toplumda fiziksel ve duygusal istismar var, var olacak ve artarak da devam edecektir”

Toplumda var olan fiziksel ve duygusal istismarların bilincine varılması gerektiğini ifade eden Çelik, bu istismarların önlem alınmadığı takdirde de artarak devam edeceği gerçeğinin her zaman göz önünde bulundurulması gerektiğinin altını çizdi. Çelik, “Bizim ısrarla söylediğimiz hep ‘toplumda fiziksel ve duygusal istismar var, var olacak ve artarak da devam edecektir” şeklinde konuştu. 

“Neredeyse her iki yılda bir trajik olay yaşanıyor”

Toplumsal olaylar temelinde KKTC istatistiklerine bakıldığında neredeyse her iki yılda bir toplumsal, ailesel ya da bireysel trajedi ile karşılaşıldığının altını çizen Çelik, “Neredeyse her iki yılda bir büyük çapta toplumu da derinden sarsacak birtakım üzücü trajik olaylarla ve cinnet geçiren insanlarla sarsılıyoruz” ifadelerini kullandı. 

“Son zamanlarda anne-çocuk temelinde yaşanan olaylar artış gösterdi”

Son zamanlarda yoğunluklu olarak anne-çocuk ekseninde yaşanan ciddi olayların baş göstermesinin de dikkate alınması gereken bir konu olduğunu vurgulayan Çelik, “Son günlerde anne-çocuk temelinde cinnet geçirme sonucu yaşanan talihsiz olaylarda bir artış söz konusu oldu. Dolayısı ile bunların da altyapısını oluşturacak faktörler olduğunu da biliyoruz” şeklinde konuştu. 

“Toplumsal, bireysel buhran, cinnet geçirme çok kapsamlı ele alınmalı”

Toplumda yaşanan buhranların ve cinnet geçirmelerin sadece eş, çocuk veya aile kapsamında olamayacağını da ifade eden Çelik, bunların dışında altında yatan ciddi sorunlar, tetikleyiciler ve travmaların da olabileceğinin unutulmaması gerektiğini söyledi. Çelik, yaşanan toplumsal veya bireysel olayların toplumun içerisinde var olduğu topluluktan da bağımsız düşünülemeyeceğini ifade etti. Çelik, “Bir birikim şeklinde bu olaylar açığa çıkıyor” dedi.

“Bireylerin her açıdan yardım alabileceği mekanizmalara ihtiyaç var”

Toplumsal temelde var olan aile olgusu, sosyal yaşam olgusunda bireylerin yardım alabileceği ve sorunlarını kolayca çözebilecekleri mekanizmalara ihtiyaç olduğunu vurgulayan Çelik, “Ülkedeki aile çocuk, sosyal ilişkiler ve daha birçok benzer sosyal içerikli olgularda devlette bir kol ya da mekanizma oluşturularak, bunların analizi ve araştırması yapılarak, çıkan geniş tabloya göre önlem planları ortaya konulmalıdır. Bizde bu mekanizma sadece Sosyal Hizmetler Dairesi tarafından yürütülmeye çalışılmaktadır. Eksik değil ancak bizim bundan daha fazlasına ihtiyacımız var. Gelinen durum bize şu anda onu gösteriyor. Yeterli seviyede değiliz bu gibi sosyal konularda önlem ya da iyileştirici çalışmalar yapma adına. Daha geniş eylem planlarının oluşturulabileceği istatistiki bilgi akışının ve ölçümlerin yapılabileceği daha geniş ağlara ve kollara ihtiyaç olduğu açık. Bugün şiddet gören bir kadının sosyal hizmetlere sığındığı zaman gerekli desteği bir seviyeye kadar alabilmesi dahil bunun eksikliğinin bir göstergesidir” ifadelerini kullandı. 

“Olayları her mercii sorumlulukla ele almalı”

Gelişen olaylar ve toplumda baş gösteren sorunların asla tek başına değerlendirilemeyeceğini de vurgulayan Çelik, “Biz bu olayların sadece belli bir daire, birlik ya da bireysel mücadele ile önüne geçilebileceğini savunamayız. Bu kapsamlı ve bütün mercilerin el birliği vermesi gereken bir konudur” dedi. 

“Olumlu-olumsuz düşünceler sosyal medya ile çok çabuk yayılabiliyor”

Gelişen teknoloji ile birlikte olumlu ve olumsuz düşüncelerin insanlara çok hızlı bir şekilde ulaşabildiğinin de altını çizen Çelik, “Medya ve teknolojinin bireyleri hem olumlu hem olumsuz etkilemesi temelinde aslında en önemli konu bireylerin danışabileceği, bilgi alabileceği ve doğru kaynaktan doğru bilgiyi alabileceği mercilerin eksikliği nedeni ile yararı yadsınamayacak olan sosyal medya ya da teknolojiden olumsuz etkilenmelerine sebebiyet verebiliyor” diye konuştu. 

“Toplumdaki gelişmeler bize mesaj veriyor ama biz farkına varmıyoruz”

Son zamanlarda yaşanan şiddet veya ailesel trajedilerde artış yaşandığını ancak gerek devlet olarak gerek toplumsal anlamda bundan bir mesaj çıkartılmamaya devam edildiğine de işaret eden Çelik, “Medya, teknoloji, toplumsal sorunlar, fiziksel-duygusal istismar, şiddet vakaları birleşimi ile alttan alta bize ciddi mesajlar geliyor olabilir.  Ancak maalesef biz hala bunların farkına varamıyoruz” ifadelerini kullandı.