Yeni Bakış'tan Eniz Orakcıoğlu'nun haberine göre, Türkiye'de inşa edilmesi tasarlanan Akkuyu Nükleer Güç Santrali için, nisan ayı başında ilk betonun dökülmesi planlanıyor. Konuyla ilgili Yeni Bakış’a konuşan Türkiye Çevre Mühendisleri Odası Başkanı Baran Bozoğlu, Türkiye’nin yenilenebilir temiz enerji kaynaklarına daha fazla önem vermesi gerektiğinin altını çizerek, eğer enerji birimi kullanarak tüketimi azaltırsak zaten pozitif yakıt ve nükleer santrallere de ihtiyaç kalmaya bilir” dedi. Çevre Platformu üyesi ve Biyologlar Derneği Genel Sekreteri Hasan Sarpten ise, “Türkiye hükümeti sürekli çeşitli hamlelerle bu santrali hayata geçirmek yolunda kararlı bir şekilde yoluna devam ediyor. Ne yazık ki Türkiye’deki OHAL ortamında da buna karşı etkin bir mücadele sürdürülemiyor” şeklinde konuştu. 

Türkiye Çevre Mühendisleri Odası Başkanı Baran Bozoğlu,“İlk önce Kıbrıs etkilenir”

Türkiye Çevre Mühendisleri Odası Başkanı Baran Bozoğlu, Akkuyu’da inşa edilecek olan nükleer santralin en çok Kıbrıs’ı etkiyeceğini yineleyerek, dünyanın dönüşüne, rüzgâr akımlarına ve meteorolojik verilere dayanarak yaptıkları bilimsel araştırma sonucunda, olası bir kazanın ilk önce ve yoğunluklu olarak Kıbrıs’ı etkileyeceği sonucuna vardıklarını da söyledi. Bozoğlu, santralin ise akla gelebilecek her türlü kaza durumunda bölgeyi nasıl ve ne kadar etkileyeceğine dair bir çalışma yaptıklarını anlatarak, “Bu model araştırma sonucunda ise, en çok ve öncelikli olarak Kıbrıs’ın etkileneceği sonucuna vardık. Nükleer bir felaket direkt Kıbrıs’ı etkileyecek” dedi.

“300 km’lik alanı felakete sürükler”

Baran Bozoğlu, Akkuyu’da meydana gelebilecek olası bir kazada 300 km’lik bir alanın felakete sürükleneceğini vurgulayarak, “Kıbrıs ile Akkuyu arasının 90 km olduğu göz önüne alındığında adanın tamamı olası bir kazada yok olma tehlikesiyle yüz yüze kalacaktır. Yaptığımız bilimsel çalışmada etkiler, söz konusu noktanın 300 km`ye kadar olan çevresinde daha yoğun bulunmuştur” şeklinde konuştu.

“Kamuoyu ile etkiler paylaşılmalı”

Olası kaza durumunda olası senaryoların mutlaka incelenip kamuoyu ile paylaşılması gerektiğine dikkat çeken Bozoğlu, “Olası bir kazada Kıbrıs, bölge ülkeler ve oralarda yaşayan insanlar nasıl etkilenecek noktasında teknik ve bilimsel çalışmalar yaparak sonuçlar kamuoyu ile paylaşılmalıdır. Santralin inşasından ve yürütmesinden sorumlu olan kişi ve kurumlardan bunu bekliyoruz” dedi.

“Temiz enerji kaynaklarına önem verilmelidir”

Türkiye’nin yenilenebilir temiz enerji kaynaklarına daha fazla önem vermesi gerektiğinin altını çizen Bozoğlu, “En iyi enerji üretim birimi, enerji birimidir. Eğer enerji birimi kullanarak tüketimi azaltırsak zaten pozitif yakıt ve nükleer santrallere de ihtiyaç kalmayabilir. Bu açıdan da değerlendirmek önemlidir” diye konuştu.

Biyologlar Derneği Genel Sekreteri Hasan Sarpten, “Mücadele çok cılız kaldı”

Çevre Platformu üyesi ve Biyologlar Derneği Genel Sekreteri Hasan Sarpten ise, daha önce oluşturulan nükleere hayır platformunun eylemlerini anımsatarak, “Biz de bu platformun ortak paydaşlarından biriyiz ve bu konu ile ilgili yoğun mücadeleler verilmiştir. O dönem  Mersin’de kurulan nükleere hayır platformu ile de temas ederek ortak bazı etkinlikler de yapıldı ve bununla ilgili çalışmalar yükseltilmişti. Süreç içerisinde bir dönem Türkiye ve Rusya’nın ilişkilerinin gerilmesi sonucu bazı geri adım sinyalleri verilse de, özellikle 15 Temmuz darbe girişimi olayları sonucunda Türkiye’ye gelen OHAL’le birlikte Türkiye’deki nükleer santralle ilgili mücadele çok etkisiz bir hale gelmiştir. Orayla yaptığımız temaslar sonucunda insanların bu konudaki mücadelelerini sürdüremediklerini, en azından eskisine göre mücadelenin çok cılız kaldığını öğrendik” dedi.

“İşletilirken de olumsuz etkileri olacaktır”

Nükleer santral konusunun ülkedeki başka gündemlerin araya girmesiyle geri plana düştüğünü vurgulayan Sarpten, “Biz o dönemde yapmış olduğumuz açıklamalarda Akkuyu’da kurulacak nükleer santralin etkisinin bizim ülkemize çok daha fazla olacağı yönündeydi. Çünkü kurulacak santralin Kıbrıs’a uzaklığı 90 km civarındayken, Mersin’in merkezine 120 km civarındadır. 

Olası bir kazada sadece Kıbrıs değil aslında Doğu Akdeniz’in tamamının birinci derecede etkileneceği de ortadadır. Ancak bununla birlikte sadece olası bir patlamada değil, nükleer santralin işletmesiyle de ortaya çıkacak etkiler bizim için olumsuz sonuçlar doğuracaktır. Örneğin soğutma suyu sürekli olarak denize verilecektir ve soğutma suyu zaman içinde buradaki deniz eko sistemini bozacak, bunun da ilk olumsuz etkileri bizim ülkemize gelecektir. Örneğin tüketeceğimiz balıklar aslında radyasyonlu balıklar olacaktır” diye konuştu.

“Sızıntılar ciddi tehlike oluşturur”

Atıkların ne yapılacağının da tam olarak netleştirilmediğinden söz eden Hasan Sarpten, “Atık tanklarından olabilecek sızıntılarda ciddi tehlikeler doğuracaktır. Özetle bir nükleer kaza esnasında zaten burada yaşanacakların canlı varlığı söz konusu olmayacak, ama kaza olmasa bile bu santralin işletilmesi bile bize önümüzdeki yıllar içinde hiç fark etmeden zaten kanserden kırılan ülkemizde başka sorunları da beraberinde getirecektir” şeklinde konuştu.

“Hükümet bu hedefi hayata geçirme yolunda kararlı”

Santralle ilgili çeşitli dava süreçleri olduğuna da dikkat çeken Hasan Sarpten, “ÇED raporunun usulsüz olduğu ile ilgili yargı süreci bildiğim kadarı ile devam etmektedir. Başka boyutlarda da yargı ana binanın yapımı ile ilgili bir ara emri ile durdurulmuştur. Ancak Türkiye hükümeti sürekli çeşitli hamlelerle etrafında dolaşarak bu hedefi hayata geçirmek yolunda kararlı bir şekilde devam ediyor. Ne yazık ki Türkiye’deki OHAL ortamında da buna karşı etkin bir mücadele sürdürülemiyor” dedi.

“Örgütler yeniden harekete geçecektir”

Sarpten, sözlerine şu şekilde son verdi; “Zaman zaman nükleer santral konusunu örgütlerle değerlendirmekteyiz, ama eylem boyutuna gelmeden önce toplumda bu noktadaki bilinç ve duyarlılık düzeyinin biraz da artması ve bu konudaki hassasiyetlerin yükseltilmesi gerekiyor. Bu süreçte bu konunun tekrardan gündeme gelmesi, elbette ki nükleer santral konusunda hassas olan örgütleri de tekrardan harekete geçirecektir diye düşünüyorum.”