Havadis'ten Devrim Demir'in haberine göre, Her yıl tatil için Kıbrıs’ın Güney’ini tercih eden ailesi ve arkadaşları ile eğlenmeyi seven 22 yaşındaki George Low, 2016 yılı Ağustos ayında Aya Napa’da arkadaşı ile eğlenirken, Türkiye vatandaşı iki kişinin saldırısı sonucu vahşice bıçaklanarak öldürüldü.

Cinayetin üzerinden 5 gün sonra George Low’u ve arkadaşı Robert Ben Barker’ı bıçaklayan Mehmet Akpınar ve Salih Ahmet yasa dışı yollardan KKTC’ye geçti.

Olayın ardından kamera kayıtlarında tespit edilen ve Birleşmiş Milletlerin aracı olmasına rağmen Akpınar ve Ahmet Güney’e teslim edilmedi.

2016 yılında “Askeri yasak bölgeyi ihlal” suçundan yargılanan iki katil ülkelerine iade edildiği halde, Mehmet Akpınar, 2017 yılı Ekim ayında başkasının kimliğine bürünerek Girne Turizm Limanı’ndan ülkeye giriş yapmıştı. 

Üç ay kaçak yaşadıktan sonra fark edilen Akpınar için Güney Kıbrıs yeniden iade talebinde bulunmuştu.

Yetkili makamlar Akpınar’ı “Başkasının kimliğine bürünme” suçundan yargılayarak hapse mahkûm ettikten sonra yeniden Türkiye’ye ihraç etmişti.

Low’un anne ve babası ise 20 aydır İngiltere’de oğullarının katillerinin ne olduğunu, neden yargılanmadığını merak ediyor.

Martyn ve Helen Low çifti, Güney ve Kuzey Kıbrıs yetkili makamlarına oldukça öfkeli.

Katillerin serbest kaldığını ve iyi bir hayat sürdüklerini ifade eden Low çifti oğullarının genç yaşta yaşamını kaybettiğini, aynı saldırıda bıçaklanan Robert Ben Barker’ın ise olayın üzerinden 20 ay geçmesine rağmen psikolojik sorunlarla karşılaştığını anlattı.

Kıbrıs evleri gibiydi….

Londra’nın Güneyi’nde Dartford kentinde kapılarını cinayetten sonra ilk kez açan Low çifti, 20 aydır yaşadıkları süreci Havadis okuyucuları için anlattı.

Oğullarının ölümünün ardından birçok sağlık sorunu yaşayan çift, sadece katillerin yargılanması için adalet istediklerini söyledi.

Gözü yaşlı anne ve baba beş çocuklarından ortanca oğulları George Low’un etrafında çok sevilen bir kişi olduğunu birçok arkadaşı olduğunu 2014 ve 2015 yıllarında yaz aylarında Aya Napa’da çalışarak para kazandığını ve öldürüldüğü yıl tatilde olduğunu anlattı.

Oğullarının Kıbrıs’ı çok sevdiğini ve sürekli tatil için geldiklerini ifade eden Low çifti evleri gibi gördükleri yerde oğullarının vahşice öldürüldüğünü belirtti.

“Kuzey ve Güney bir olsaydı katiller ceza alırdı”

Low çifti özellikle bu olayın yaşandıktan sonra adada Güney ve Kuzey ayrımının çok kötü nedenler doğurduğu izlenimine kapıldıklarını şu sözlerle ifade ettiler:

“Saldırganlar Kıbrıs’ın kuzeyine kaçtı ve askeri alana izinsiz girme gerekçesiyle tutuklandı.

Akpınar, askeri bölgeye izinsiz girmekten yargılandı ve 5 ay hapis cezasına çarptırıldıktan sonra Türkiye’ye iade edildi. Orada serbest bırakıldı. Ahmet ise, askeri bölgeye izinsiz girmekten ve sahte kimlikle seyahat etmekten yargılandı ve 10 ay hapis cezasına çarptırıldı. Cezanın açıklanmasından sonra Türkiye’ye gönderildi ve Bulgaristan’a iade edilmek yerine serbest bırakıldı. Akpınar Kuzey Kıbrıs’a yeniden girmeye çalıştı ve ikinci kez tutuklandı. 3 hafta hapse mahkûm edildikten sonra tekrar Türkiye’ye döndü. Zanlıların ikisi de ne Ben’i öldürmeye teşebbüsten ne de George’u öldürmekten yargılanmadılar. Bu iletişim kopukluğu küçücük bir adanın ikiye bölünmesi ve aralarında temas olmamasıdır. Eğer Kuzey ve Güney bir olsaydı bugün oğlumuzun katilleri özgür değil tutuklu olacaktı” dedi.

“KKTC’de bizi takan olmadı e-postalarımız yanıtsız kaldı”

Öldürülen oğulları için sadece adalet istediklerini belirten Low çifti, “Birleşik Krallık ve Güney Kıbrıs’ta hükümet ve polis yetkilileriyle yapılan toplantı ve görüşmelere rağmen, bu yıkıcı suçlar için adaletin tecelli etmesine henüz yakın değiliz. Akpınar ve Ahmet’in iadesi için iki tarafın müzakere bile edememesinin en temel nedeni Kuzey Kıbrıs’ın tanınmaması ve siyasi durumudur. İki toplumlu komite gibi arabulucu organlar da davayı tartışmayı başaramadı.

Biz aileler KKTC’de bir çok yetkili organlara konuyla ilgili e-posta gönderdik  ancak herhangi bir geri dönüş bir yana, e-postaların kendilerine ulaştığına dair hiçbir bilgi alamadık.”

Low çifti: George ölümü hak etmedi

Oğluları George’un merhametli hiçbir zaman ırk ayrımı yapmayan bir çocuk olduğunu belirten Low çifti, olay gecesi katillerin sırf tuvaletlerini herkesin içinde yaptıkları için oğullarının uyarması sonucu öfkelenerek çocuklarının vahşice öldürüldüğünü söyleyen gözü yaşlı anne, “Bu olay bir insanlık ayıbı, bizim hayatımız artık sonsuza kadar değişti. George artık yok ve o ölümü hak edecek hiçbir şey yapmadı. Oğlumuz George, 5 çocuğumuzun ortanca olanıdır. George ayrıca, saygı duyulan, merhametli ve tanıştığı herkese, yaşına, cinsiyetine, ırkına ve cinsen yönelimine bakmaksızın aynı davranan bir kişi olmak için yetiştirilmişti. Kendisini bir kere gören bir daha unutmaz etkisine sahip, çok parlak bir kişiliğe sahipti.

Gerçekten hepimiz yürekten harap olmuş haldeyiz. George’u çok özledik, hayatlarımız sonsuza kadar değişti.

George’u kaybetmek kalplerimizin göğsümüzden sökülüp alındığı hissettiriyor, hiçbir şey bu acının geçmesini sağlamayacak, bu acıyla yaşamayı öğrenmeliyiz, ama nereden başlamalıyız?

George ölmeyi hak etmedi, 22 yaşında onun önünde uzun bir ömür vardı ancak yaşam hakkı affedilemez bir şiddet olayıyla elinden alındı” sözlerini kullanarak acısını ifade etmeye çalıştı.