Yeni Bakış'tan Gamze Pir Baykur'un haberine göre, Mağusa’da 18 Nisan 2017 tarihinde eşi Burcu Okumuş’u sokak ortasında ve herkesin gözü önünde 5 bıçak darbesiyle hunharca öldüren cinayet sanığı Özgür Okumuş davasında dün yeni bir gelişme yaşandı. Sanık Okumuş’un olay günü vermiş olduğu ifadenin, avukatı tarafından gönüllü olmadığının iddia edilmesi üzerine, konu ifadenin gönüllü olup olmadığına ilişkin duruşma içinde duruşmaya geçilirken, sanık Özgür Okumuş’un avukatı İbrahim Demirtaş duruşmanın dünkü celsesinde ifadenin gönüllü olmadığı yönündeki iddialarını geri çekti. 2017 yılı kasım ayından beri devam eden duruşma içinde duruşmanın kararı dün Mağusa Ağır Ceza Mahkemesi Heyet Başkanı Fadıl Aksun tarafından açıklandı. Heyet sanık Özgür Okumuş’un olay günü hastanede tedavi altındayken verdiği ifadenin gönüllü olduğu neticesine vardı.

Avukat iddialarını geri çekti, heyet kararı açıkladı

Sanık Özgür Okumuş’un avukatı İbrahim Demirtaş, duruşma içinde duruşmanın dünkü celsesinde mahkemeye sanık ile geniş kapsamlı bir görüşme yaptığını beyan etti. Demirtaş, sanık ile yaptığı görüşmeler neticesinde ifadenin gönüllü olmadığı yönündeki iddialarını geri çektiğini beyan etmesi üzerine heyet başkanı Fadıl Aksun, duruşma içinde duruşmanın sonuna gelindiğini kaydederek ara kararı okudu.

İfadenin gönüllü olmadığı iddia edilmişti

Duruşma içinde duruşmanın kararını okuyan Mağusa Ağır Ceza Mahkemesi Heyet Başkanı Fadıl Aksun, huzurlarındaki bu davada duruşmaya başlandığını ve İddia Makamının tanıklarını mahkemeye celp etmekte oduğu sırada 1 Kasım 2017 tarihli celsede tanık Müfettiş Muavini Serkan Bulak’ın şahadete çağırdığını anımsattı. Tanık Müfettiş Muavini Serkan Bulak’ın şahadet verdiği esnada sanığa ait olduğu iddiasıyla içerisinde itiraf niteliğinde beyanlara haiz açıklamalarının yer aldığı ifadesinin mahkemeye emare olarak sunulmak istediğini belirten Aksun, sanık avukatının bu ifade ile ilgili olarak itirazda bulunduğunu ifade etti. Aksun, avukatın sanığın sağlığı itibarıyla ifadenin alınış saati göz önüne alınarak gönüllü olmadığı iddiasında bulunduğunu yineleyerek, ifadenin gönüllü olup olmadığı hususunda duruşma içinde duruşma açılmasına emir verildiğini belirtti. Gönüllü ifadenin öncelikle gönüllü ifade olarak kabul görebilmesi için bu ifadede sanığın suçlu olduğuna dair ifadelerinin yer alması gerektiğini belirten Aksun, sanığın suçlamaları kabul etmediği ve olayın oluş şeklini kendisine göre izah ettiği ifadenin gönüllü ifade olarak adlandırıldığının altını çizdi. Mahkeme huzurundaki emare X olan ifadeye bakıldığında emare X’in sanık açısından itiraf nitelikli açıklamalara haiz olduğunun görüldüğüne dikkatleri çeken Aksun, bu ifadenin gönüllü olabilmesi için sanığın serbest iradesi ile verilmesi gerektiğini vurguladı. Aksun, serbest irade deyiminin öncelikle kişinin akli dengesinin ve akli melekelerinin tam anlamıyla yerinde olması gerekliliğini izah ettiğini belirtirken, sanık akli melekelerine haiz olduğu bir esnada ifade veriyorsa ve bu ifadenin alınması esnasında sanığa baskı, korku veya vaad yapılmamışsa hukuken bu ifadenin gönüllü olarak kabul edildiğini açıkladı.

Dava “Taammüden adam öldürme” iddiasına haiz bir davadır

Mağusa Ağır Ceza Mahkemesi Heyet Başkanı Fadıl Aksun, huzurlarındaki ara kararda olduğu gibi sanığın içerisinde bulunduğu sağlık koşullarının akli melekelerini veya ifade verecek ölçüde zihin ve beyin işlevini etkide bırakacak bir durumda olmasının bu ifadeyi gönüllü olmaktan çıkaracağını belirtti. Aksun, sanık avukatının ifadenin alındığı esnada sanığın tedavi görmekte olduğu ve tedavisi devam ederken gerek sağlık koşullarının elverişsiz gerekse kendisine uygunlanan tedavi sonucunda akli melekelerinin tam olarak yerinde olmadığı iddiasıyla bu ifadenin gönüllü olmadığı noktasında bir atak yaptığını söyledi. Huzurlarındaki davanın “Taammüden adam öldürme” iddiasına haiz bir dava olduğunu anımsatan Aksun, sanığın “Adam öldürme” suçunu kabul ettiğini ancak taammüt noktasındaki suçlamayı kabul etmediğini dile getirdi. Mahkeme huzurundaki ihtilafsız olgulara ve sanığın kabul ettiği suçlamalara bakıldığında sanığın maktülü öldürdükten sonra kendisini de göğüs bölgesinden yaraladığını ve hastaneye kaldırılarak önce acil serviste müdahale yapıldığını daha sonra da sanığın servise yatırıldığını hatırlatan Aksun, sanığın aynı gün içerisinde Müfettiş Muavini Serkan Bulak tarafından ziyaret edildiğini söyledi.

İddia Makamı ispat külfetini yerine getirdi

Sanığın içerisinde bulunduğu sağlık koşulları itibarıyla bu ifadeyi verme durumunda olup olmadığının incelenmesi gerektiğini ifade eden Heyet Başkanı Fadıl Aksun, İddia Makamının sanığın sağlık durumunu sanığa müdahalede bulunan doktorların şahadetleriyle ispatlamaya çalıştığını belirtti. Aksun, mahkemede şahadet veren tanık doktorların şahadetlerinde sarsılmadıklarını ve yapmış oldukları tedaviler çerçevesinde sanığın ifade verdiği sırada iradesinin tam, akli melekelerinin ise yerinde olduğunu ifade ettiklerini açıkladı. Mahkemede şahadet veren tanıkların mahkemeye aktardıklarını göz önünde bulundurduklarını söyleyen Aksun, sanığın sağlık koşullarının ifadeyi verdiği esnada bu ifadeyi vermeye herhangi bir engel olmadığı yönünde İddia Makamının ispat külfetini yerine getirdiğini açıkladı. Aksun, ispat külfetinin yer değiştirerek bu ifadenin gönüllü olmadığı noktasında ispat külfetinin Müdafaa Makamına geçtiğini belirterek, Müdafaa Makamının sanığı yeminli şahadete çağırdığını söyledi. Sanığın yeminli şahadetini mahkemeye aktardığını ve İddia Makamı tanıklarının aksine sağlık koşullarının iradesini olumsuz etkilediğini ifade ettiğini söyleyen Aksun, Müdaafa Makamının başka tanık çağırmak için bir kaç kez tehir talebinde bulunduğunu ancak herhangi bir tanığın çağrılmadığını vurguladı. 

Sanığın ifadesinin gönüllü olduğu neticesine varıldı

Mağusa Ağır Ceza Mahkemesi Heyet Başkanı Fadıl Aksun, Müdafaa Makamının sanığı muayene eden ve uzman tanık olarak şahadet veren 3 doktorun verdiği ifadeleri çürütmek için herhangi bir uzman şahadetini mahkemeye aktaramadığını belirterek, doktor şahadetlerinin mahkeme tarafından doğru kabul edilmeleri gerektiği bulgusuna vardıklarını açıkladı. Sanığın ifade verdiği ve emare X olarak kaydedilen ifadenin alındığı tüm period boyunca sağlık koşullarının, akli melekelerinin ve iradesinin ifade verecek ölçüde iyi ve yeterli olduğu hususunda bulgu yaptıklarını belirten Aksun, bu bulgular ışığında İddia Makamının ifadenin gönüllü olduğu noktasındaki ispat külfetini yerine getirdiği sonucuna vardıklarını ve emare X ifadeyi gönüllü ifade kapsamında emare 34 olarak kaydettiklerini açıkladı.