Ekonomi yangın yeri… Özel sektör kan ağlıyor… Esnaf Odası, son bir yılda 50 bin özel sektör çalışanının işsiz kaldığını duyurdu…  5 binden fazla işletme kapısına kilit vurdu…
Ticaret Odası da bu yılın ilk çeyreğinin ardından hazırladığı raporla gidişatın fotoğrafını çekti. Bu çapta bir salgın en son 100 yıl önce yaşanmıştı.
1.5 yıldır dünyayı sallayan pandemi bizde bırakın sallamayı ülkeyi yıkıp geçmiş vaziyette.
Peki böyle bir  dönemde bu ekonomik darboğazdan nasıl çıkabiliriz? 
Öyle bir dönemde geçiyoruz ki artık eski alışkanlıkları bir kenara bırakmalıyız.
 Yaz mesaisi adı altında kamuda çalışma saatlerinin 14.30’da sona ermesi ayıptır.
Son bir 1.5 yılda kapalılık nedeniyle zaten ne kadar mesai yapıldığı da ortadadır. 
Buna rağmen hiçbir şey olmamış gibi eski düzende devam etmek biraz tuhaf kaçmıyor mu?
“Havaları ısındı, kış mesaisi bitti, yaz mesaisine geçtik” demek, yaşanan felaketin farkında olmamaktır. 
Ekonominin baş aşağı gittiği bu dönemde kamunun daha fazla çalışması, kapanma sırasında veremediği hizmetin açığını kapatması gerekmez mi?
Yok hayır, biz hala “yaz mesaisi” diyoruz. Kamuyu 14.30’da kapatıp, ikinci işin yolunu tutuyoruz. 
Ağustos böceği ile karıncanın hikayesi,  hepimizin bildiği hikayedir. 
Biz şu anda pandemi dönemindeki halimizle adeta ağustos böcekleri gibiyiz. Bugüne kadar kışın geleceğini hiç düşünmedik. Ancak pandemi dönemindeki dünya kışın geldiğini gösteriyor. 
Şu anda dünyada var olmanın tek yolu, karınca gibi çalışkan olmaktır. Ağustos böceği gibi yaşayanların yarının dünyasında yer bulmalarına da imkan yok.
Bu arada “45 derece sıcaklıkla mesai olmaz” diyenlere de hatırlatalım. Kamuda çalışanların canı canda özel sektörde çalışanların canı patlıcan mı?