Yeni Bakış gazetesindne Özlem Çimendal'a konuşan Dev-İş Başkanı Hasan Felek, çalışma hayatının vicdanen ve insani değerler açısından acilen sorgulanması gerektiğine işaret ederek, bakanlığa da, insanlık ayıbı olan mağduriyetler bağlamında bütün yatırımlardan yoksun çalıştırılan günün sonunda da mağdur olarak kaçak duruma düşen çalışanların haklarını gözeten adımları atması çağrısında bulundu.

Ağır koşullar altında yaşamaya ve üretmeye çalışan özel sektör çalışanlarına sendikalaşmanın önünün açılmasının önemli olduğunu vurgulayan Felek, “Özel sektörde sendikalaşmanın önü açılmadığı sürece özel sektör çalışanlarının insani yaşam koşullarına kavuşması mümkün değil” ifadelerini kullandı.

Kayıt dışı işçiliğin ise daha da ağır sömürü altında olduğuna da dikkat çeken Felek, bu işçilerin hiçbir söz hakkı olmadığı gibi kurumlar ve işverenlerin de sömürüsüne en ağır şekilde açık olduklarını dile getirdi. Felek, “Özel sektör çalışanlarımızın neredeyse yüzde 60’ı yabancı uyruklu ve çalışma izinli çalışanlardır” ifadelerini kullandı.

Çalışma izinli çalışan yabancı iş gücünün işverene ya da sisteme eleştiride bulunması ya da hakkını araması durumunda çalışma izninin iptal edilerek sınır dışı edilme tehlikesi ile de karşı karşıya kaldığının altını çizen Felek, “Sınır dışı ediliyor veya muhaceret işlemleri için polis ile yüz yüze gelerek, insani olmayan, hukuksal ve gayriahlaki durumlar ile karşı karşıya kalabiliyorlar” dedi.

Çalışma hayatının vicdanen ve insani değerler açısından acilen sorgulanması gerektiğine işaret eden Felek, bakanlığa da, insanlık ayıbı olan mağduriyetler bağlamında bütün yatırımlardan yoksun çalıştırılan günün sonunda da mağdur olarak kaçak duruma düşen çalışanların haklarını gözeten girişimlerde bulunarak, bu utancı ortadan kaldırması çağrısında bulundu.  

“Özel sektör çalışanlarının yaşadığı zorluklar katlanılamayacak seviyeye geldi” 

KKTC’de özel sektör çalışanlarının yaşadıkları zorlukların da katlanılamayacak seviyeye geldiğine dikkat çeken Felek, iş yaşamını düzenleyen yasaların bile uygulanmaktan kaçınılmasının oldukça ciddi problem olduğunu ifade etti. Felek, “Asgari ücretin beki de daha azının maaş olarak ödenmesi, yıllık izin haklarının yasalara göre uygulanması, tatil günlerinde çalışacaksa ek mesai kapsamında olması, çalışma saatlerinin yasal sürenin üzerinde olması ve sosyal güvenlik yatırımlarının doğru dürüst yatırılmaması ya da aldığı maaşın çok altında yatırılması sorunları ile boğuşan özel sektör ağır sömürü altındadır” dedi.  

Ağır koşullar altında yaşamaya ve üretmeye mahkum ediliyorlar 

Ağır koşullar altında yaşamaya ve üretmeye çalışan özel sektör çalışanlarına sendikalaşmanın önünün açılmasının önemli olduğunu vurgulayan Felek, “Özel sektörde sendikalaşmanın önü açılmadığı sürece özel sektör çalışanlarının insani yaşam koşullarına kavuşması mümkün değil” ifadelerini kullandı. 

Şimdiki koalisyon hükümeti de hiçbir adım atmadı 

Felek, geçmiş hükümetler gibi şimdiki koalisyon hükümetinin de özel sektör çalışanlarının insani yaşam koşullarında çalışmaları ve sendikalaşmalarının önünün açılması adına hiçbir adım atmadığının altını çizdi.  

Sendikalaşmanın önü ısrarla açılmıyor 

Hasan Felek, “Sektörel bazda toplu iş sözleşmelerinin hayata geçirilmesi ve uygulanması ile özel sektör çalışanları daha rahat çalışabilecektir. Beklentimiz koalisyon hükümetinin iş yaşamında acilen beklenen gerekli adımları atarak sendikalar ile görüşmeler yaparak gerekirse iş birliğine gitmesi ve yapısal dönüşümlerin hızla hayat bulmasıdır” ifadelerini kullandı. 

“Kayıt dışı işçilik daha da ağır sömürü altında” 

Kayıt dışı işçiliğin ise, daha da ağır sömürü altında olduğuna da dikkat çeken Felek, bu işçilerin hiçbir söz hakkı olmadığı gibi kurumlar ve işverenlerin de sömürüsüne en ağır şekilde açık olduklarını dile getirdi. Felek, “Özel sektör çalışanlarımızın neredeyse yüzde 60’ı yabancı uyruklu ve çalışma izinli çalışanlardır” ifadelerini kullandı. 

“Çalışma izinli, hakkını araması durumunda sınır dışı ediliyor” 

Çalışma izinli çalışan yabancı iş gücünün işverene ya da sisteme eleştiride bulunması ya da hakkını araması durumunda çalışma izninin iptal edilerek sınır dışı edilme tehlikesi ile de karşı karşıya kaldığının altını çizen Felek, “Bu insanların sömürülmesi ve haklarının gasbedilmesi iki dudak arasındadır. Sınır dışı ediliyor veya muhaceret işlemleri için polis ile yüz yüze gelerek, insani olmayan, hukuksal ve gayriahlaki durumlar ile karşı karşıya kalabiliyor” dedi. 

“Din, dil, ırk ayrımı yapılmaksızın yasal mevzuata tabi olmalılar”

Çalışma izni ile ülkeye gelen yabancıların dini, dili, ırkına bakılmaksızın özel sektör çalışanlarını kapsayan yasal mevzuatın kapsadığının unutulmaması gerektiğini vurgulayan Felek, “Yabancı çalışanların da özel sektör olsun olmasın hakları konusunda girişimde bulunmaya hakkı olduğu gibi, biz de her zaman gerekli adımları atmaya hazırız” diye konuştu.   

Yasalar işverenler lehine 

Ülkedeki çalışma hayatını düzenleyen yasaların hep işverenlerin lehine olacak şekilde düzenlendiğinden bahseden Felek, “Çalışanların lehine bir düzenleme yapılması gerekmektedir. Yasalar var ama hep işverenlerin lehine olacak şekildedir. Çalışma Bakanlığı bu yasaları düzenleyerek, işçiyi de koruma altına almalıdır” ifadelerini kullandı.