Özersay, 9 Ağustos’taki liderler görüşmesiyle ilgili yaptığı açıklamada, iki lider en son bir araya geldiğinde bazı güven artırıcı önlemlerle ilgili uzlaşmaya varıldığını ve bunların açıklandığını belirterek, ilişkilerin devamı açısından iki tarafın kademeli olarak birbirlerine güvenebilmeleri için bu önlemlerin pozitif şeyler olduğunu kaydetti.

Bu yönde bir ilerleme sağlanmasının olumlu olacağını ifade eden Özersay, geçmişte telefon hatları, elektrik ve benzeri konularda kararlar üretildiğini, bunların bazılarının da çok gecikmeli bir şekilde hayata geçirildiğini, suçluların iadesi ve benzeri konularda ise tam anlamıyla bir ilerleme sağlanamadığını söyledi.

Özersay, Rum tarafının yönetim ve zenginliği Kıbrıs Türkü ile paylaşmaya hazır olmadığını da vurguladı.

Özersay, “Doğalgazda da tek başına kazı yaparım, kaynakları çıkarırım. Haklarınızı da kendime göre saklarım diyerek zenginliği paylaşmaya hazır olmadığını da açıkça gösteriyor” dedi.

Özersay, Rum tarafının, Kıbrıs Türkü ile yönetimi paylaşmaya hazır olduğu yönünde bir değişimi olmadığı sürece, çözüm bağlamında bir gelişim beklemenin pek gerçekçi olamayacağını kaydetti.

Kapalı Maraş’la ilgili olarak da konuşan Özersay, Kapalı Maraş’ın hem kapsamlı müzakereler hem de güven artırıcı önlemler bakımından defalarca konuşulduğunu ancak Rumların ayak sürümesi nedeniyle bugüne kadar bir sonuca ulaşılamadığını belirtti.

KKTC hükümetinin Kapalı Maraş’ın eski sakinlerini muhatap ve paydaş kabul ettiğini de ifade eden Özersay, bu konuda bir adım attıklarını söyledi ve şöyle konuştu;

“Kapalı Maraş, KKTC’nin bir parçası olan ve askeri bölge statüsündeki bir yerdir. Biz bir inisiyatif aldık ve önce envanter çalışması yapacağız sonra da bazı adımlar atacağız. Kıbrıs Rum tarafını gene bu sürece dahil etmek müzakere süreçleriyle gene aynı kadere mahkum olmaktır. Eski sakinlerin mülkiyet hakları var ve bu haklara halel gelmeksizin adımlar atılacak” dedi.

Kapalı Maraş’la ilgili BM Güvenlik Konseyi kararının tavsiye niteliğinde olduğunu da söyleyen Özersay, “Bu yüzyılda kim bize askeri bölgeyi sivilleştiriyoruz diye müsaadem yok diyecek” dedi.

Kapalı Maraş’taki taşınmazlarla ilgili Taşınmaz Mal Komisyonu’nun bir iç hukuk yolu olduğunu ve aktif durumda olduğunu da anımsatan Özersay, envanter çalışmalarının başladığını, altyapı ve durum tespiti açısından sağlıklı kararlar üretmek için bunun da gerekli olduğunu belirtti.

Özersay, gelinen noktada KKTC ile Türkiye’nin protesto eder konumdan çıktığını dile getirerek, “Uluslararası aktörler Kıbrıs Cumhuriyeti’nin statüsünü, AB üyeliğini, doğalgazı tek başına çıkarmasını, adadaki Barış Gücü’nün devamını sorguluyor mu? Bunların herhangi birini ya da birkaçını yapsınlar o zaman dengeler değişir. Söyleyip yaptığımız şeyler Rum tarafını kımıldatmaya başladı” dedi.

(BRT/NTV)